Bugün dilsiz ve melankoliğim
Uzaklarda olan bir ışığı yarım yamalak görmeye çalışan bir gözün çabasını sen ne anlarsın, dedi.
O ışığın misali gözün feri gittikçe düşerken hangi kuvvet onu canlandırır. Sen ahkam kesmesini iyi biliyorsun hadi anlat dinleyim dermanı yoksa sus çek git yanımdan.
Bak bugün dilsizim birazda melankolik. Yani anlayacağın ben bende değilim. Kimbilir nerdeyim, yitiğim bulmaya çıktım yollara...
Belki biraz mecnunum birazda avare sahra'nın ya başında yada son noktasındayım.
Gurbetin bile gurbet olduğu yere düşüyorum. Yüreğimde hazin bir fırtına kopuyor çok üşüyürom. Hayalini hayallerime katarak ısıtmaya çalışıyorum. Ama olmuyor öyle acizimki yetmiyor hayalin, hakikatini görmedikten sonra nafile...
Kilit taktım bütün seslere pencereyide kapattım sıkı sıkı, sızmasın sesinden başka ses dayanamam duymaya, yok olurum.
Aşkının bir katresi gönlüme düştü darmadağan oldum. Sığamıyorum aleme, mahşerde bekler gibi bekliyorum seni...Özlemimsin, hasret goncanda bir renk olup boyamanı arzu ediyorum. Senin boyan ve kokun hangi dünya gülünde zuhur ederki ey en güzel sanat ile sanatlanmış yarim sevdiceğim iki gözümün nuru hal-ipürmelalim.
Saatlerime sen yağıyorsun , dakikalarım saniyelerimi durdurdu.
Aklım somurtkan ve durgun, düşüncelerime kement vurdu. Hecelerim ağlar, kelimelerim tökezler kaldıramıyorum.
Cümlelerimi deviriyorum birer birer hüzzamın eli değdi.
Fırkatın alevinden sıyrılıp vuslatınla müjdelenmek istiyorum.
Gönül ehlinin dilinden dökülen son cümle "dedim ya bugün dilsiz ve melankoliğim", dedi ve sustu
KaTre