mustafa43 Admin
Mesaj Sayısı : 12855 Kayıt tarihi : 03/07/08
| Konu: Dilsiz Bir Hikaye Gecenin Suskunluğunda... Ptsi Haz. 01 2015, 01:44 | |
| Dilsiz Bir Hikaye Gecenin Suskunluğunda... Kirlenir insan bazen, bulaşır üstüne toz toprak, bulaşır üzerine ıslak ırmak ve ardından iki ten geçmişten yüzünü yıkar yüreğinin kaynağından akan sularla ve çıplak kalır üşür teçhizatsız dalar diplerine derinlerine. Bacaklarında çizik ve çıkar kurulanır harf harf, nemli kalır yüreği telaşlar içinde mısra mısra dokunur ve çırpınır derinden. Yüzeye ki gözlerini sımsıkı kapar sıkar dişlerini mor, ikna edercesine küskünlüklerini, yeni bayramlıklarıyla uyanmak istercesine masum... Unuttuğun bir harf mutlaka var orda, en çok da sana benzeyen, oynanmamış oyunlarının düşü. Misketlerim mi söz sana hepsini vereceğim. Sarsılmış kelimelerini topluyorum, gecikmiş özlemlerimize dem tutarken yüreğimiz ki kırılıyor yüreğimizin derinlerinden söktüğümüz aynalar. Oysa ben ellerimi tarif etmeye çalışıyorum sana, biçimsiz düşlerimin en kırılgan karanlığında siyah. Maviden sonra rengim anlamsız gitmeler asılıyken dizlerimde bütün ihtimallerim su alıyor batık diyebilirsin bana... Bölüşmeyi sevmedim, sevemedim hiç, senin olsun maviler hariç. Ne tuhaf çokça sonra okudum seni, elma demişsin ardımdan, parmak uçlarımı sobelemek adına. Benim olan yalnızca bana ait olan, sandığım kum tanesi, sahil de değildi oysa geniş zamanlarda eteklerine yapışıyorum şimdi çeyiz çemberlerinin oya nakışlarında ilmek ilmek ve senin avuç içlerindeki o ses, hani kelime kelime o ses. Derini kaldır dokunmak istiyorum sadece yüreğine, sana yakın olmayı seçiyorum, bir denizdi biliyorum. İstersen okyanuslardan bahsedelim minnacık ki yüreğinde boğulmamak için açılmıyorum şimdi sularına ve bil ki sevgili benim kız kulem köprülerim, viyadüklerim her mısran eksik rengimi tamamlıyor şimdi. Tamam kaçamayacaksın, ürperdim tenime üflerken sesin ki lodos maviye çarpan bir rüya gibi denizden derinden. Kirpiklerimin üzerinde gök kuşağı var şimdi sobele ve geç içinden yüreğimde. Tut tüm dileği bana kesik harfleri gölgeler bulaşmadan karanlığa... Ve bil ki sevgili, uzun gecelerime dokunuyorsun şimdi, kokular buluyorum tüm çağlardan geçip yüreğime düşen. İzleri beliriyor tırnaklarının tek kelime düşüyor iki dudak mesafemden harfleri belirsiz aynaların kırıklarına, tek kelime kanatsız. Asla parçalanmayacak yüreğinden düşse bile düşürsen bile. Senli benli zamanlardan, kirpiklerimizdeki tozla ve yaralı bir ruh acısıyla, yarı açık unutulmuş gökyüzünden elsiz ve ayaksız kelimelerimi atıyorum şimdi. Kanayan bir ses kadar çıkmadan gündüz sokaklarına ve bil ki sevgili; sevgi bile iç savaş gibidir tam kazandım derken kaybedersin. Yüreğinden düşer, devrimler, hayaller, ah edişler, iç çekişler, ver yansınlar, darbeler ki bana çocukluğunu anlat duvarlarının ardındaki. Düşüyorum ayak parmak uçlarına çakılıyorum ıslak çıkmaz patika yollarına, yüreğindeki izlerden ilerliyorum unutma. Unutulmasın yüzüm, özüm, iki gözüm ki varlığına inan bulmak istediklerinin, arayıpta bulamadığın bir şey gibi bak bana. Yokluğun derin ellerim ellerin ki yüreğini taşıdığın göçlerinin ertesi titriyor bedenim önümüz kış...
Selam Sevgi ve Dua ile... | |
|
MaVi_GüL Admin
Mesaj Sayısı : 16821 Kayıt tarihi : 03/07/08
| Konu: Geri: Dilsiz Bir Hikaye Gecenin Suskunluğunda... Perş. Haz. 04 2015, 01:16 | |
| | |
|