mustafa43 Admin
Mesaj Sayısı : 12855 Kayıt tarihi : 03/07/08
| Konu: Yürek Sızıntıları-4 C.tesi Eyl. 20 2014, 19:55 | |
| Yürek Sızıntıları-4
Kalemimin kurşunu bitmiş, öldüremiyorum seni, yanlızlık yazarsın da düzelten olmaz işte o zaman yalnızsındır. Yalnızlıkta ne imiş sensizliği yaşamış insanım ben, şu hayatta belkide en çok ihtiyacım olan şey, sahte olmadan gülen bir yüz yalanı olmadan seven bir kalp. Kör sağır ve dilsiz çölde gidiyorlar sağır ölüyor dilsiz köre sağırın öldüğünü nasıl anlatır seni sevmek de öyle işte. Biz çok gördük alayına gidenleri, ne bileyim kralına dönenleri, hee bir de siz giderken biz dönüyorduk diyenleri, boşverin bu işleri önemli olan benimsemek değil serseriliği, en büyük meziyettir utandırmamak sevdiklerini. Dışarda yolunu kaybeden değil; yanımda yerini kaybeden dost sevgili utansın, aşk sakızdan çıkan sözler kadar basit olmaya devam ettikçe, insanlarda onu çiğneyip tükürmeye devam edecekler. Kendini bilmeli insan, kendini görebilmeli, elalemi tarttığı terazisinin bir kefesine kendini, bir kefesine de vicdanını koyabilmeli. Evet koyabilmeli, koyabilmeli ki; haddini, hududunu sınırını görebilmeli, evet görebilmeli ki; hiç te masum olmadığını anlayabilmeli. Gördüler ayrı ayrı vardıkları yerde, sonsuza dek sürecek yanlışlıklarını, gördüler ayrı ayrı kaldıkları yerde, ayrı ayrı büyüyen yalnızlıklarını…
Çocukken yarın neler oynayabiliriz diye düşünüyorduk, şimdiyse yarın hayat bize hangi oyunu oynayacak diye düşünüyoruz. Doktor çözümün onlarca ilaç mi, istemiyorum hiç birini, defalarca yıkıldıktan sonra söyle eksik olan ne, sence biraz inanç mı. Hassas yürekler taşıyoruz camdan, çatlayan, buğulanan, kırılan, candan dost aramamız da bu yüzden, camdan anlayan. Ağaçtan düşen bir yaprak nasıl kurumaya’ mahkumsa, gönülden düşen insanda unutulmaya mahkumdur. Hala bedenim sıcak ve cinayet mahalimde nefesinin parmak izleri varken bu gece yanımda ol, ölemiyorum. Varlığında değerini bilmeyenler, cenazene gelip, nasıl bilirdiniz sorusuna iyi bilirdik demesinler. Onları duyacağım kulaklar çoktan tıkamış olacak. Öyle eksildik ki yaşarken bize dokunan her şeyi eksiltiyoruz, yanızlığımızla çoğalıp kalabalığımızla eksiliyoruz. Ve öylesine kalabalık ki yalnızlığımız; ne yana dönsek kendimize çarpıyoruz. Bakmayın siz benim kuru bir yaprak gibi sallandığıma köküm sağlamdır sarsılsam da kopmam dalımdan. Senin açtığın yarayı bir başkasıyla kapatmasına kapatırım da, yüreğimin merhemi yok...
Yüreğime girecek kadar sevilen yanımda duracak kadar sevmedi, işte bundan ibaretti bütün kırgınlığım.. Belki de hepimiz hiç düşünmeden kalbimizin en iyi kısmını vermişizdir, hemde karşılığında bizi düşünmesi zor olanlara. Her insanın, hayatında kaçmakla direnmek arasında bir seçim yapmaya zorlandığı anlar vardır, ben direniyorum. Beni üzdüğün kadar bu hayatta, o lanet hayatına girecek insanlarda, beni üzdüğün gibi seni üzssün, ozaman anlarsın belki sevmeyi ve üzülmeyi. Bin hayal kurarım ki hiç biri gerçekleşemez ama, bir gerçek yaşarım ki senin kralın bile yaşayamaz. Nereye atsam elimi kalp kırıklıkları batıyor avuçlarıma, her adımda taştanda ağır sözler takılıyor ayaklarıma, duymazlıktan gelebilseydim ne ala...
Selam Sevgi ve Dua ile... | |
|
Nur_Sultan Moderator
Mesaj Sayısı : 3652 Kayıt tarihi : 21/09/08 Yaş : 55
| Konu: Geri: Yürek Sızıntıları-4 C.tesi Eyl. 20 2014, 23:49 | |
| | |
|
MaVi_GüL Admin
Mesaj Sayısı : 16821 Kayıt tarihi : 03/07/08
| Konu: Geri: Yürek Sızıntıları-4 Salı Eyl. 23 2014, 01:06 | |
| | |
|