mustafa43
Admin
Mesaj Sayısı : 12855
Kayıt tarihi : 03/07/08
 | | Konu: Duygusal Yoğunluk... Cuma Eyl. 12 2014, 20:11 | |
| Duygusal Yoğunluk...
Bir duyguyu hissetmenin en kötü tarafı, seni hiç rahat bırakmamasıdır değil mi, bir şeyi, iradenle yapıyorsan kontrol sendedir. Bugün çok yorulduysan çalışmaya ara verebilirsin, karnını tok hissediyorsan yemek yemezsin ya da üşümüşsen kalın bir şeyler giyersin. Fakat hissetmek denen olay, kesinlikle senin iradene dayanmadığı için üzgünüm ama buna karşı yapabileceğin hiç bir şey yok. Duygular ve mantık birbirinden bağımsız olduğu ve sen sadece mantığın ile iradene hükmedebildiğin için, duyguların üzerinde herhangi bir insiyatife sahip değilsin...
Düşündüğün zaman ilginç geliyor değil mi, tamamiyle sana ait olan bir olgu var ama üzerinde etkin hiç yok. Bir olay karşısında üzülmek veya sevinmek, bir kişiyi sevmek veya nefret etmek, huzurlu hissetmek ve rahatsız olmak, bunların hiç birisini yönetemediğini gördükçe muhakkak kendine şaşırıyorsun. Aslına bakarsan şaşırmak da haklısın fakat mantığınla da şunu bilmen gerekir; hissettiklerini yönetmek asla mümkün değildir...
Diğer her kulvarda olduğu gibi hisler ve duygularda da insanlar birbirinden farklıdır. Ne kadar derin ve yoğun bir kişiliğin varsa, hissettiklerin senin üzerinde o kadar etkili olur. Bu yüzden dikkatli olmalısın çünkü derin ve yoğun bir kişiliğe sahip olmak çetin iştir. İnsanlardan genelde bu yönde iltifatlar ederler ama bu yoğunluk, güçlü silahların ateş ettiğinde geri tepmesi gibi bazen geri teperek senin başına çullanabilir işte bu, gerçekten tahammülü zor bir olaydır...
Hiç bir gecede, zihnini her şeyden arındırıp sadece bir kişiye veya bir olaya yoğunlaşamayan, bir şeyi çok istemek veya bir kişiyi çok özlemek mutluluğundan habersiz, susarak, konuşmayarak sadece içinde bulunduğu anı yaşayarak hissetmenin insana verdiği huzuru, hiç bir kelime veya cümlenin veremeyeceğini bilmeyen, hisler ve duygular işin içine girince maddi unsurların artık hiç bir şeyi etkileyemediğini anlayamamış insanların, bu geri tepmeden dolayı bir kabus yaşamayacakları kesin. Fakat onlar, aynı yoğunluğun insana verdiği mutluluğu ve huzuru da yaşayamayacaklar çünkü tatmin edici mutluluğa, hissettiklerini ancak yoğun bir şekilde var ederek ulaşılabilir...
Karakteri ve kişiliği sağlam, popüler kültürü bünyesine almamış, kendi değer yargılarıyla yaşayan ve bunlardan ödün vermeyen, yaşadığı her şeyi en son haddine kadar idrak edip anlam verebilen, hiç bir şeyi yüzeysel ve basmakalıp yaşamayan, tabiri caizse yaptığı ve yaşadığı her şeyin hakkını veren derin ve yoğun insanlar, hüznü de, mutluluğu da diğer insanlardan çok daha fazla hissederler...
Bu insanların yaşadıkları hüzünler, anlık değildir; sevinçler, aşklar, kırgınlıklar, öfkeler de böyledir. Çünkü onlar, bütün hislerini derinlerde yaşarlar. Onları, diğer insanlardan farklılaştıran temel unsur bu yoğunluklarıdır çünkü diğer bütün farklılıkların sebebi, bu yoğunluk ve derinlik üzerine kuruludur. Mutluluklarını, göklerde kanat çırparak uçuyor gibi yaşayan, hüzünlerini ise yerin en karanlık dibine geçmiş ve orada çaresiz kalmış gibi hisseden bu insanların, 21. yüzyılda pek kalmadıkları doğru. Ama hala varlar ve tüm yozlaşmalara, basitleşmelere, sıradanlaşmalara, ucuzluklara, kalitesizliklere ve karaktersizliklere karşı sanki inatla yaşıyorlar...
Selam Sevgi ve Dua ile... | |
|
MaVi_GüL
Admin
Mesaj Sayısı : 16821
Kayıt tarihi : 03/07/08
| | Konu: Geri: Duygusal Yoğunluk... Paz Eyl. 14 2014, 01:50 | |
| | |
|
] 
