ebeda
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

ebeda

Sonu Olmayan Bir Yolda Birlikte Yürüyenlerin Sitesi
 
AnasayfaAnasayfa  AY Pluto’ya Kare, Uranüs’e Karşıt… Duygusal Deneyimlerle Gelen TOKAT GİBİ BİR AYDINLANMA! Empty  Radyo  Latest imagesLatest images  AramaArama  Giriş yap  Kayıt OlKayıt Ol  
Son Konular
Konu Son Yazan GöndermeTarihi
Cuma Şub. 09 2024, 12:26
Cuma Şub. 09 2024, 12:25
Cuma Şub. 09 2024, 12:25
Cuma Şub. 09 2024, 12:24
Çarş. Ara. 06 2023, 12:37
Çarş. Ara. 06 2023, 12:26
Çarş. Ara. 06 2023, 12:20
Ptsi Ara. 04 2023, 15:55
Ptsi Kas. 06 2023, 20:33
Ptsi Kas. 06 2023, 20:23
Ptsi Kas. 06 2023, 20:19
Ptsi Kas. 06 2023, 20:17
Ptsi Kas. 06 2023, 20:16
Ptsi Kas. 06 2023, 20:15
Ptsi Kas. 06 2023, 20:14

 

 AY Pluto’ya Kare, Uranüs’e Karşıt… Duygusal Deneyimlerle Gelen TOKAT GİBİ BİR AYDINLANMA!

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
miftah
Admin
Admin
miftah


Mesaj Sayısı : 3360
Kayıt tarihi : 26/07/08

AY Pluto’ya Kare, Uranüs’e Karşıt… Duygusal Deneyimlerle Gelen TOKAT GİBİ BİR AYDINLANMA! Empty
MesajKonu: AY Pluto’ya Kare, Uranüs’e Karşıt… Duygusal Deneyimlerle Gelen TOKAT GİBİ BİR AYDINLANMA!   AY Pluto’ya Kare, Uranüs’e Karşıt… Duygusal Deneyimlerle Gelen TOKAT GİBİ BİR AYDINLANMA! EmptyPtsi Şub. 09 2015, 16:05

AY Pluto’ya Kare, Uranüs’e Karşıt… Duygusal Deneyimlerle Gelen TOKAT GİBİ BİR AYDINLANMA!
Ay Terazi Burcunda olunca uyumu ararız… Kavgadan değil uzlaşmadan yana olur yüreğimiz. Ama gökler, uyum aradığımız yerlerden tokat yiyerek ayılmak anlamına gelen deneyimlerin hayatımızda ya da kaygılarımızda olduğuna delalet ediyor.

Ay, Kuzey Ay Düğümü ile kavuşumda… Güney Ay Düğümüne ve onunla birleşimde olan Uranüse karşı, Pluto’ya ise kare. Yani biz yaşayacaklarımız ya da daha önce yaşanmışlar üzerinde düşünüp bulacaklarımız sayesinde ”uyumlanma” tanımımızı değiştiriyoruz.

Nasıl mı?

İnsan büyük bir ailenin parçası olduğunu bilerek ve fiziksel, duygusal, zihinsel boyutta aidiyetler kurarak yaşamak ister. Aidiyetlerimiz, bize ”hayatla aramızdaki göbek bağları” gibi gelir! Ve bunları koruyup geliştirdikçe kendimizi güçlü ve sağlam ve gelişebilir hissederiz.

Ama bazen de aidiyet hissettiğimiz insanlardan bireyliğimizi tehdit eden boyutta baskı görürüz. Olduğumuz gibi kabul görmediğimizi ve destek alamadığımızı fark ederiz. Bazen en yakınlarımız tarafından ihanete uğrar, ortada bırakılır, göz ardı edilir ya da basitçe bize kendimizi ”harcanmış” hissettiren bir darbe yeriz. Ya da aidiyetlerimizin getirdiği sorumluluklar altında ezildiğimizi farkeder ve tuzağa düşmüş ya da kurban edilmiş hissederiz.

Yani aidiyetler geliştirici ve güçlendirici olduğu kadar, yok edici, hiçleştirici, eziyet verici, incitici de olabilirler…

Böyle olduğunda ya saldırganlaşır, yakıp yıkar, kendimizi savunmak için aidiyetlerimizi zedeler, ya da kaybetme endişesi ile süner, siner, gölgeli hatta karanlık bir boyun eğiş sergiler… Ve ne olursa olsun kendimizi kökleri zedelenmiş hissetmekten kurtulamayız!

İnsan böyle sert ve acı deneyimler yaşayınca, anlam duygusunu ve hayat enerjisini korumakta zorluk çekmeye, kendine ve hayata güvenini kaybetmeye, hatta tükenmişlik sendromu yaşamaya başlayabilir.

Böyle bir olayın, ya da olaylar serisinin hayatımıza ne katacağını, kaybettiklerimizin yerinin nasıl dolacağını, ya da kaybetmemek adına katlandıklarımız yüzünden azalan onur ve özgürlük hissini, hayattan aldığımız lezzeti nasıl ayakta tutacağımızı görmekte zorluk çekeriz.

VE BUNUN TEK BİR CEVABI VARDIR!

İnsanın aidiyeti insanlara, eşyalara, konumlara ya da topluluklara değildir. İnsanın gerçek aidiyeti RUH’unadır!

Hayatta olma hakkımızı bize ailemiz, genlerimiz, çevremiz, mallarımız, mülklerimiz vermez. Bize can veren ve hayatta kalmak için sürekli olarak enerji veren RAB’dır.

Hayatımızda olanlar, oraya evren tarafından yerleştirilmiştir. Hayatımızdan çıkanlar da yine evren tarafından çıkartılır.

Ve biz gidenleri gönderebilme, olanları kabullenebilme, gelenlere uyumlanabilme gücünü, RUH’umuzdan alırız. İmanımız, RUH ile bağımız ne kadar güçlü ise, hayat içinde ayakta durabilme yeteneğimiz o kadar güçlüdür.

Birileri bize ACI VEREN BİR ŞEY YAPTIĞINDA ve canımız yandığında, buna verebileceğimiz hiç bir sert karşılık ya da suskun ve küskün kabulleniş, bizi hayattan hoşnut etmez. Hoşnutluk ve güçlülük hissini verecek olan tek şey, bunun evren tarafından sunulmuş bir deneyim olduğuna iman etmek ve RUH’a tutunmayı hatırlamaktır.

Aksi takdirde derin bir kayboluşa sürüklenmek, isyanlara gark olmak, sonradan kendimizden nefret etmemize neden olacak şeyler söylemek ya da yapmak, ya da tüm enerjimizi acı ve çıkışsızlık hissi ile tüketip hasta olmak işten bile değildir.

Dün ve bugün, bize böyle hissettiren anılarla, olaylarla, kaygılarla yüzleşmemiz mümkündür!

Böyle deneyimler ya da hissedişler bize şunu söyletmek için vardırlar;

”Ben hiç kimseye ve hiç bir şeye değil SANA aitim!

Ben hiç bir şey ve hiç kimse sayesinde değil, SENİN ARZUN ve DESTEĞİN ile ayaktayım.

Beni yaşatan, doyuran, koruyan ve gerçekten seven SEN’sin.

Ben SENİNLE VARIM.

Ve yaptığım şeyleri başkalarını hoşnut etmek, yanımda tutmak için değil, SENİ hoşnut etmek için yaparım.

Hiç bir hizmetim, hiç bir teslimiyetim insanlara ya da kazanımlara değildir.

Boyun eğdiğim zaman, başkalarının iradesi, korku, kaygı değildir bana bunu yaptıran,

SENİN YASALARINA duyduğum saygı ve insanlığıma yakışandan uzak düşmeme gayretidir.

Bazen değiştirilmesi mümkün olmadığı için olduğu gibi kabul ettiğim şeyler,

Yolumun bir parçası olan sınavlar, beni daha yeterli ve daha güçlü kılarlar.

Ayak uydurmakta zorlandığım değişimler olabilir…

Alıştıklarımdan mahrum kalabilirim.

Ama hiç kimse, hiç bir olay ve hiç bir yoksunluk benden asıl değerli olanı,

Yani SENİNLE OLAN BAĞIMI alamaz.

RUH’um aracılığı ile SENİNLE kurduğum bağ, benim hayatla aramdaki gerçek göbek bağıdır.

Bu benim varlık hakkımın ve bir insan olarak değerimin EN AÇIK kanıtıdır.

Bunu bilmek için kimsenin onayına ve desteğine ihtiyacım yoktur.

Zayıflığımdan değil, SENİN verdiğin dirayet ve bundan duyduğum onur ile kabul ederim hayatın getirdiklerini.

SANA teslim olur ve bu sayede çıkışı bulacağıma,

Ya da bir süreliğine yürümem gereken bu dar yolda güç ve her şeye rağmen huzur bulacağıma İMAN ederim.

SENDEN gelen dersler ve deneyimler, beni bazı insanlar ve konumlardan uzaklaştırsa da, SANA yakınlaştırır.

Ve bilirim ki, ben SENİNLE ASLA YALNIZ, ÇARESİZ, SAVUNMASIZ, GÜÇSÜZ değilim.”

Şükürler olsun…
http://junoastrology.com/2015/02/09/ay-plutoya-kare-uranuse-karsit-tokat-gibi-duygusal-deneyimlerle-gelen-bir-aydinlanma/
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
MaVi_GüL
Admin
Admin
MaVi_GüL


Mesaj Sayısı : 16821
Kayıt tarihi : 03/07/08

AY Pluto’ya Kare, Uranüs’e Karşıt… Duygusal Deneyimlerle Gelen TOKAT GİBİ BİR AYDINLANMA! Empty
MesajKonu: Geri: AY Pluto’ya Kare, Uranüs’e Karşıt… Duygusal Deneyimlerle Gelen TOKAT GİBİ BİR AYDINLANMA!   AY Pluto’ya Kare, Uranüs’e Karşıt… Duygusal Deneyimlerle Gelen TOKAT GİBİ BİR AYDINLANMA! EmptySalı Şub. 10 2015, 02:18

çiçek10 Allah razı olsun 2 çiçek10
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
AY Pluto’ya Kare, Uranüs’e Karşıt… Duygusal Deneyimlerle Gelen TOKAT GİBİ BİR AYDINLANMA!
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Boğa’daki Ay Pluto ve Lilith ile Üçgen; KIRMIZI MI GÖRDÜN CİCİM
» Aynam paslı’ diyeceğine, ‘Gözüm hasta’ de!…
» Ben Sen’i Sevdim…..
» Sabi’ydi Aşk…
» Ben benden çok Sen’inim…

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
ebeda :: Genel :: Burçlar-
Buraya geçin: