Nehir yatağında akar
Bireyin mutlu olabilmesinin önkoşullarından biri de ilgi ve yetenekleri doğrultusunda yaşamasıdır. İnandığı gibi yaşamayan kişi, yaşadığı gibi inanmaya başlayacaktır. Esas olan kişinin özüne uygun yaşamasıdır. Özümüzde ne varsa biz oyuzdur. Kimse kimseyi değiştiremez. O nedenle herkes karşısındakini olduğu gibi kabul etmelidir.
Ormanda neşe kalmaz
Ormanlar kralı keyifsiz bir şekilde baş yardımcısı kurdu çağırır yanına: "Ben kral olduğumdan beri dikkat ettim bir başıbozukluk sürüp gidiyor,bir patırtı,bir hareketlilik
çağır bakalım ormandaki hayvanlarımın temsilcilerini
buna bir düzen getirmek gerek" der. Kurt akşam toplantıyı düzenler, ormanlar kralı mağrur adımlarla gelir ve tahtına oturur.
"Bakın, hareketlerinizi hiç beğenmiyorum. Ne o öyle
tavşanlar zıplıyor, kuşlar gürültü çıkarıp duruyor, ötmesinler bu kadar, rahatsız oluyorum
Hem yılan, sen söyle arkadaşlarına böyle yerlerde sürünmeniz yasaklandı. Tavşan, sizler de artık hoplayıp zıplamayacaksınız
Timsah, sizler karada miskin miskin yatmayacaksınız, sudan çıkmanız yasaklandı
Maymunlar, siz de artık bağırıp da beni rahatsız etmeyeceksiniz ve ağaç dallarına da tırmanmayacaksınız. .
Zürafa, söyle arkadaşlarına artık yüksek dallardaki ağaç yapraklarını yemeniz yasaklandı
görüntüyü bozuyorsunuz
..burada düzen isterim ben
Hem kurt, arkadaşların geceleri uluyarak uykumu bölüyor
Söyle onlara ulumaları yasaklandı
Tamam şimdi artık dağılabilirsiniz
.." der ve yine büyük bir mağruriyetle tahtından inerek kraliyet inine döner
Döner de... o günden sonra ormanda bir kasvet
bir mutsuzluk başlar
Akarsu yolunu bulur
Nehrin yatağını değiştirebilir misiniz? Değiştirirsiniz, ama ya sonuç?! Tıpkı nehir yatağı değiştirilmiş bir akarsu gibi. İnsanlar nehirleri başka yerlerden akıtmak için yatağını değiştirirler ama bir sel gelir
Nehir eski yatağına döner. Akarsu yolunu bulur
Kaybedecek canı kalmıştır
Ormandan artık neşe dolu hayvan sesleri değil ağlamayı andıran uğultular yükselmektedir. Bir süre sonra ormanlar kralı aslan bu seslere dayanamaz ve yardımcısına hayvanların liderlerini yeniden alanda toplamasını emreder. Bütün hayvanların liderleri orda toplanmıştır ama o da ne,hepsi mutsuz,gözleri kan çanağına dönmüş ve son derece de yorgun ve bitkin görünmektedirler.
Sorar; "Ne oldu size böyle? Habire mutsuz çığlıklar duymaktayım ormandan."
.Hayvanlar sessiz
ortada çıt yok
Sonunda ürkek ve korkak olmasıyla ünlü tavşan konuşacak cesareti bulur kendinde ve öne çıkar. Nasıl olsa böyle yaşamaktansa ölse daha iyi diye düşünür kendince
Kaybedecek bir canından başka nesi vardır ki?
Der ki: "Yüce efendimiz
siz bizden bizi biz yapan şeyleri yapmamamızı istediniz. Bakın biz hepimiz birbirimizden farklıyız. Doğuştan nasıl yaratıldıysak öyle davranmayı biliriz biz
Bizi mutlu eden şeyleri yasakladınız ve artık mutlu değiliz. Bırakın tavşan tavşanlığını
maymun maymunluğunu, aslan da aslanlığını yapsın. Ben tavşanım, arkadaşlarımla koşup, oynamayıp, zıplamadıktan sonra kendimi nasıl mutlu hissedebilirim ki
" der. Aslan yaptığı hatayı anlar ve koyduğu bütün yasakları kaldırır ve ormandan yine mutlu hayvan sesleri yükselmeye başlar
En iyi eş, sizin eşinizdir
Bazı bireylerin eşlerini kabullenememelerinden kaynaklanan problemler yaşadıklarına ve eşlerini başka eşlerle kıyasladıkları için memnuniyetsizliklerin arttığına şahit oluruz. "Keşke benim eşim de... gibi olsaydı" diye düşünüldüğünü görürüz. Oysa standart iyi eş modeli yoktur. Her birey kendine en uygun eşi aramalıdır. Toplum standartlarına uygun olduğunu düşündüğü bir bireyle hayatını birleştiren bir diğer birey çoğu zaman mutlu olmayabilir. Mesela iyi eşin gayet ağırbaşlı, fazla konuşmayan biri olduğuna inanan, oldukça hareketli, espritüel bir birey böyle biri ile evlendiği takdirde bir süre sonra sorun yaşayacaktır. Yeterli paylaşım yaşayamadığını düşünecek ve evliliğinden tatmin olmayacaktır. Bu tarz bir evlilikte olduğu gibi toplumun beğenilerini baz alarak evlenen ve kendi tercihlerini 2. plana iten bütün bireyler için aynı risk söz konusudur. Aynen bunun gibi evli olup da birtakım kıyaslamalardan dolayı eşinin yetersiz olduğunu düşünen bireylerin sayısı da oldukça fazladır.
Kıyaslama yapmaktan vazgeçin
Gerek fiziksel özellikleri gerekse ruhsal ve davranışsal özellikleri bakımından eşleri ile problem yaşayanlar hem kadınlar ve hem de erkekler olabilmektedir. Bireylerin unutmamaları gereken nokta, eşleri ile bütünleşebildikleri noktaları belirlemeleri gerektiğidir. Yani eşlerinin "ben"lerine takılmaktan ziyade evliliklerindeki "biz"i güçlendirmeye çalışmaları gerekmektedir. Evet hanımlar, beyler! Eşinizin size göre nasıl biri olduğuna dikkat edin ve kıyaslamalara kesinlikle girmeyin. Eşinizle benzeştiğiniz veya eşinizin size uyan yönlerini gördükten sona bunları dile getirip artırmaya çalışın.
Eşinizi övün
Özellikle başkalarının yanında eşinizi asla eleştirmeyin. Aksine başlarının yanında eşinizi övün. Ne kadınlar ne de erkekler, başkalarının yanında kendilerini eleştiren eşlerini kolay kolay affetmezler.Evliliğinizle ve duygularınızla ilgili eşinizle konuşun. Ancak bunun dozunu iyi ayarlayın. Unutmayın ki erkekler, eşleri kendileriyle ilişkileri hakkında konuşurken "sorun mu var?" endişesi yaşarlar. Kadınlar ise konuşmaktan zevk alırlar. Bu yüzden dozajı iyi ayarlayın.
Mutlu evliliğin sırları
Mutlu evlilik, mutlu bir yaşamın kaynağıdır
Yani mutlu olmak istiyorsanız ilk ele almanız gereken nokta evliliğinizdir.
Eşinize karşı her zaman özenli olun. Her zaman bakımlı görünün. Güzel kokun, temiz olun ve en güzel kıyafetleri önce kendiniz sonra eşiniz için giyin. Kendiniz ve eşiniz için iyi giyinmeyeceksiniz de kimin için giyineceksiniz!?
Eşinize karşı güler yüzlü olun. Onun yanında mümkün olduğu kadar neşeli ve pozitif olmaya çalışın. Unutmayın ki, hiç kimse sürekli somurtan bir eşe kimse sahip olmak istemez.
Açken, yorgunken, aşırı kızgın iken, araba kullanırken ve başkalarının yanında tartışmaya girmeyin. Çünkü kişi aç ve yorgunken daha tahammülsüz olur. Aşırı kızgın iken de daha sonra pişman olabileceği birçok şey ağızdan kaçabilmektedir. Araba kullanırken tartışma konusunda da söylenecek tek şey: Hem kendi güvenliğinizi hem başkalarının güvenliğini tehlikeye atmaya gerek yok
4) Eşinizin ailesi ile iyi ilişkiler kurun. Arkadaşlarıyla iyi geçinin. Yakınlarına yakın davranın. Unutmayın ki aile ve yakın çevrenin görüşleri kişinin üzerinde çok önemli bir etkiye sahiptir. Ki siz bunu ALLAH için yapacaksınız.
Eşinizin gününün nasıl geçtiğini anlamaya çalışın. Sıkıntı ve sorunlarını paylaşın.
Özellikle sıkıntılı zamanlarında eşinizin yanında olduğunuzu ve onu her zaman desteklediğinizi hissettirin.
Onun kendine güvenini artırmak için komplimanlar yapın. Eşiniz komplimanları başkalarından değil sizden duysun.
Onun düşünce ve duygularına saygı gösterin. Unutmayın, herkes sizin gibi düşünmek zorunda değil. Tıpkı herkes gibi düşünmek zorunda olmadığınız gibi.
Eşinize karşı her zaman nazik ve kibar olun. Görgü kurallarına dikkat edin. Eşinizin gözünde siz bir hanımefendi (beyefendi) olun hep
Onunla geçirdiğiniz zamanın keyifli geçmesine özen gösterin
. Sıkıcılık ve tek düzelik evliliğin en büyük düşmanıdır bun hep aklınızda tutun.
alıntı