ebeda
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

ebeda

Sonu Olmayan Bir Yolda Birlikte Yürüyenlerin Sitesi
 
AnasayfaAnasayfa  Dolunaya İnat... Empty  Radyo  Latest imagesLatest images  AramaArama  Giriş yap  Kayıt OlKayıt Ol  
Son Konular
Konu Son Yazan GöndermeTarihi
Cuma Şub. 09 2024, 12:26
Cuma Şub. 09 2024, 12:25
Cuma Şub. 09 2024, 12:25
Cuma Şub. 09 2024, 12:24
Çarş. Ara. 06 2023, 12:37
Çarş. Ara. 06 2023, 12:26
Çarş. Ara. 06 2023, 12:20
Ptsi Ara. 04 2023, 15:55
Ptsi Kas. 06 2023, 20:33
Ptsi Kas. 06 2023, 20:23
Ptsi Kas. 06 2023, 20:19
Ptsi Kas. 06 2023, 20:17
Ptsi Kas. 06 2023, 20:16
Ptsi Kas. 06 2023, 20:15
Ptsi Kas. 06 2023, 20:14

 

 Dolunaya İnat...

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
mustafa43
Admin
Admin
mustafa43


Mesaj Sayısı : 12855
Kayıt tarihi : 03/07/08

Dolunaya İnat... Empty
MesajKonu: Dolunaya İnat...   Dolunaya İnat... EmptyÇarş. Eyl. 12 2012, 20:09

Dolunaya İnat...

Katran karası bir geceyi haziran bulutlarının arasından yırtarak, avuçlarında kıpır kıpır yıldızlarla odamın penceresini tıklattı dolunay
"Sana Samanyolu getirdim" dedi ve bütün gökkubbeyi yeryüzüne indirmiş gibi mağrur, gülümsedi koltuğumun başucunda
Ayla yıkanmanın keyfini sürdüm bir müddet. Sonra penceremi açıp onu içeri aldım.. Efsunlu ışıklar saçarak, eteğindeki aydınlığı kitabııma, can eriklerime doladı.

Gecikmiş bir bahar, çekirge sesleri ve iğde kokularıyla içeri daldı hemen peşi sıra telâşla. Şiirler doldu odama, mısra mısra feneralayları geçti aklımdan; uzak denizler ve göç yolları geçti. Dolanıp dolunayın kanadına, uçmak istedim.

Lâkin bırakmadı hayat duyduk ki, güvercinleri kurşuna dizmişler arka bahçede gülleri kesip, dikenleri büyütmüşler korku belâsına. Toprağın bire bin verdiği ülkede mayın döşemişler sevdaya giden yollara.

Aşklar uzak, sevişmeler tuzakmış. Dişlerinde kalleş ışıkların parıldadığı kurtlar, çeteler halinde boğazlayacak kurban arar olmuşlar dolunay geceleri
Pas ve küf kokuyormuş eskiden nergislerin açtığı sokaklar. Öylesine büyükmüş ki sis perdesi, ne yakamoz görüyormuş gözler, ne çoban yıldızı
Güneş ülkesi, çocuklarını gömüyormuş lanetli karanlığın koynuna ve öfke büyüyormuş sevda toprağının ana rahminde. Doğa ne kadar cömertse, hayat o kadar bencilmiş evlâtlarına karşı. Bolluk içinde aç, varlık içinde yoksul, denizler ortasında susuz yaşar olmuşlar. Ve ülke, aldırmadan doğanın göz kamaştıran büyüsüne, doludizgin koşuyormuş ölüme. Prangalar savaş tamtamları ve ağıtlarla

Dolunay, samanyolundan ışıklarla eteklerinde; "Haydi" diyordu penceremin dibinde; "Haydi ebedi baharın ülkesine". Lâkin dolunaya inat; öylesine bitkin ve naçar ki hayat kopamadım akşam haberlerden dünyevi kederlerden kelepçelerden. Açıp penceremi, salıverdim dolunayımı.

Cahit Külebi'den bir şiir fısıldayarak kulağına:

"Bir gün geleceğim alıp şu başımı
Bir gün geleceğim belki de haziran
Bulacak naaşımı belki de haziran"


Haziran, bir ozanın naaşını kaldırırken, dolunay eteklerinden efsunlu yıldızlar saçarak uzaklaştı.
Bakakaldım peşinden ne gözümü alabildim ne göze alabildim.

Selam Sevgi ve Dua ile...






Sayfa başına dön Aşağa gitmek
MaVi_GüL
Admin
Admin
MaVi_GüL


Mesaj Sayısı : 16821
Kayıt tarihi : 03/07/08

Dolunaya İnat... Empty
MesajKonu: Geri: Dolunaya İnat...   Dolunaya İnat... EmptyPerş. Eyl. 13 2012, 01:15

çiçek16 Allah razı olsun çiçek16
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Dolunaya İnat...
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Hayata İnat...
» Tüketilmemiş Sevgilere İnat
» Zamana İnat Sevmeler
» Benden Kaçan Kelimelere İnat
» Mevsimine İnat Sisliydi Gelişin

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
ebeda :: Sanat ve Edebiyat :: Denemeler-
Buraya geçin: