Deniz Kabuğum
Bir deniz kabuğu var. Yalnız kaldığım her an onunlayım. Bazen yalnız kalmasam bile etrafımdaki seslerden bunaldığımda onun içine saklanıyorum. Kimse farkında değil sizleri duymuyorum, sizlerde beni. Sonra tek tek bağırmak istediğim insanlara bağırıyorum yankılanan sesler daha çok anlam katıyor derinliğime. Paylaşamadığım her şey dilimden dökülüyor. Anlamıyorlar ama rahatlıyorum. Düşünüyorum. Bu saatler sürebiliyor ama sıkılmıyorum. Kendimi alıyorum karşıma ve anlatıyorum. Kimi zaman sakin kimi zaman bir ateş gibi yükseliyorum, yukarıya en yukarıya.Sonra mis gibi deniz kokusu. Yavaşça deniz maviliği gözlerime geliyor. Sonra.. Hatırlamıyorum. Gözlerimi açtığımda deniz kabuğum yok. Saklandığım şeyler yeniden etrafımı çevreliyor. Ellerim titriyor, gözlerim doluyor. Ne yapacağımı , bu saklandığım şeyler için bir çözüm bulmam gerektiğine inanıyorum. Çabalıyorum. Sürekli bir yokuşu tırmanıyorum ve dinlemek için ne zaman bir mola versem aşağıda buluyorum kendimi. Tekrar tırmanıyorum. Evet tam zirvedeyim. Gözlerimi açıp bir bakıyorum. Tekrar inmek için önümde bir sürü yol var. Hangisi ? Keşke bilsem bunun cevabını. Şimdiye kadar birçok yol denedim. Ama hangisiyle devam etsem ya zamanım doldu yada yüreğim kaldırmadı. Artık tırmanmıyorum. Nefes nefese kalmak beni yoruyor. Tekrar geriye düşerken o heyecan eskisi gibi beni tekrar motive edip bir daha denememi sağlamıyor. İşte her şey o gün başladı. Yine tırmanırken düştüm. Düştüğüm yer masmavi bir deniz. Canım yanmadı ama su çok soğuktu. Tıpkı saklandığım her şeyin görmeden hissettiğim yüzleri gibi. Yüzdüm. İlerde bir koy vardı . Fakat gücüm yoktu. Beyaz parlak bir deniz kabuğu geldi. Avuçlarımın içine aldım. İçinden akan sular öyle sıcaktı ki bütün deniz ısındı. Parlaklığı güç veriyordu. Çok mutluydum. Ağladım. Gözümden akan yaş yanaklarımdan süzülürken deniz kabuğu ellerimden uçmaya başladı. Yükseldi. Tıpkı saklandığım şeylerin benim öfkemi yükseltmesi gibi. Kanatlarındaki parıltılar bana çizgi filmler gibi masum geldi. Göz yaşım çenemde durdu. Ardında bıraktığı izler yavaş yavaş onlarda peşinden geliyordu. Bekledi. Artık tamamdı her şey. Damlamaya hazırdı ve öylede yaptı. Düşüyordu. Bütün benliğimin izleri , hayatımda yaşadığım her şey onun omuzlarındaydı. Hislerim, duygularım , hayallerim, öfkem , gururum, umut ve ümitlerim
Her şeyim onun omuzlarındaydı. Bu yük ona ağır gelmişti beklide. İntihar sebebi bendim o yüzden. Elimden bir şeyler gelmiyordu sadece izliyordu ıslak gözlerim. Düşme , karışma denize. Bir daha bulamam seni
Yükseldi deniz kabuğu tam denize karışacakken göz yaşım ellerinden yakaladı.
İçimde ki mutluluk öfkemden daha yüksekteydi. Göz yaşım dağıldı deniz kabuğunun üzerine.
Deniz kabuğu daha çok ışıldadı. Büyüdü. Daha çok büyüdü. Etrafımı sardı yavaşça. Sadece etrafımı değil içimdeki öfkeyi ve diğer olumsuz hisler de onunla beraber kaybolmuştu. Mutluydum. Anlamsızca gülümsemeler ele geçirdi yüzümü. Yani kelimelere dökemeyeceğim şeyler vardı.
İşte böyle tanıştım onunla. O günden beri hep benimle oldu ne zaman öfkem yükselir yada içimdeki o tuhaf sancı artar hemen etrafımda görünmez bir duvar gibi beni korur. Belki de kimsem yoktur ondan başka. Belki de oda yoktur benden başkasında.
Sana ihtiyacım var deniz kabuğum, beni yalnız bırakma.
alıntı