ebeda
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

ebeda

Sonu Olmayan Bir Yolda Birlikte Yürüyenlerin Sitesi
 
AnasayfaAnasayfa  Yetim Sofrası Empty  Radyo  Latest imagesLatest images  AramaArama  Giriş yap  Kayıt OlKayıt Ol  
Son Konular
Konu Son Yazan GöndermeTarihi
Cuma Şub. 09 2024, 12:26
Cuma Şub. 09 2024, 12:25
Cuma Şub. 09 2024, 12:25
Cuma Şub. 09 2024, 12:24
Çarş. Ara. 06 2023, 12:37
Çarş. Ara. 06 2023, 12:26
Çarş. Ara. 06 2023, 12:20
Ptsi Ara. 04 2023, 15:55
Ptsi Kas. 06 2023, 20:33
Ptsi Kas. 06 2023, 20:23
Ptsi Kas. 06 2023, 20:19
Ptsi Kas. 06 2023, 20:17
Ptsi Kas. 06 2023, 20:16
Ptsi Kas. 06 2023, 20:15
Ptsi Kas. 06 2023, 20:14

 

 Yetim Sofrası

Aşağa gitmek 
4 posters
YazarMesaj
mustafa43
Admin
Admin
mustafa43


Mesaj Sayısı : 12855
Kayıt tarihi : 03/07/08

Yetim Sofrası Empty
MesajKonu: Yetim Sofrası   Yetim Sofrası EmptyÇarş. Tem. 27 2011, 13:58

Yetim Sofrası


Genç adam, büyükçe bir eczanenin kalfası idi. İstenilen ilaçları jet gibi hazırlarken, bir yandan da müşteriyle sohbet ederdi. Gelen kişiler, ya kendileri ya da sevdikleri hasta olduğu için, genellikle keyifsiz insanlardı. Fakat kalfa onlarla bir ortak nokta buluyor, hepsinin gönlünü fethediyordu.
Eczanenin sahibi, yet...miş yaşın üstünde bir adamcağızdı. Bütün ikazlara rağmen elli yıllık usulleri uygular, bu yüzden de hesaplarda açık verirdi. ALLAH'tan ki kalfası çok becerikliydi. Eğer o da olmasa, herhalde bu işi yürütemezdi.
Genç kalfa, gerçekten de becerikliydi. Patronun saflığını fark edince, en pahalı ilaçlardan aşırmaya başladı. Bunları el altından pazarlıyor, maaşının üç katını kazanıyordu.
Kalfanın evi, gecekondu mahallesinde idi. Çok geçmeden eve bir kat daha çıkıldı, pencere ve kapılar yenilendi, çatısına uydu anten takıldı. Fakat hepsi bir yana, evden sık sık yükselen ızgara kokuları, dikkatleri çok fazla çekiyordu. Mahallenin bayramdan bayrama et gören insanları, duydukları kokular hakkında tahmin yürütür; bazıları buna köfte kokusu derken, diğerleri pirzolada ısrar ederdi. Kokular akşama doğru iyice arttığında, çevre gecekonduların pencereleri, özellikle çocukların imrenmemesi için, birer birer kapatılıp perdeler çekilirdi.
Kalfanın eşi, bu durumu geç de olsa fark etmiş, komşuları daha fazla zora sokmamak için, kocasını ikaz etmeye başlamıştı. Fakat kalfa ona aldırmıyordu. Zaten çok inatçıydı. Biraz da insafsız biri tabi ki...
Komşu gecekonduda, garip bir kadıncağız ve çocukları yaşardı. Babaları genç yaşta vefat ettiğinden, geriye ne bir emekli maaşı, ne de başka bir gelir bırakmıştı. Bu yüzden ailesi perişandı. Kalfanın eşi, onlara yardım etmek istese de, kocasını ikna edemiyordu. Kalfa elbette ki "devlet baba" değildi, herkese bakamazdı. Yetimlere bayram harçlığı vermesi yeterdi. Kızlarına dar gelen, ya da artık dudak büktüğü için komşulara dağıtılan elbiseler de, bu yardımın bir parçası sayılmalıydı. Herkes o kadar verse, memlekette fakir diye bir şey kalmazdı.
Evin hanımı, arada bir de olsa, yetimlerin annesine yemek gönderiyordu. Fakat kalfa, et vermeyi yasaklamıştı. Çünkü etin tadını alırlarsa, başka yemekleri beğenmezlerdi.
Kalfanın kızı, gün aşırı et yemekten bıktığı için, “orası biraz yağlı, burası kemikli” dediği pirzola ve bifteklere bir ısırık atıp bırakıyordu. Ona göre bu etler, komşu bahçede toplanan kedi ve köpekler için nefis bir ziyafetti. Oysaki kalfa, köpek milletinden nefret ederdi. Bu yüzden de etlerin o bahçeye atılmasını istememiş; fakat sonunda, şımarık kızına boyun eğmişti. Köpeklerin havlaması, özellikle geceleri onu çıldırtıyordu. Bu sesleri duyar duymaz balkona çıkar, eline ne geçerse fırlatırdı. Yetimlerin annesi de hep bahçede olurdu. Anlaşılan köpekler, onu da çok rahatsız ediyordu.
Uyanık kalfa, yan bahçeyi mekân tutan köpekler için, zabıtaya defalarca telefon etti. Buna rağmen bir sonuç çıkmayınca, problemi tek başına çözmeye karar verdi. Bunun için de, pirzola ve bifteklerden geriye kalanları, eczaneden getirdiği etkili bir haşere ilacıyla zehirleyip bahçeye attı.
Ondan günah gitmişti. Böylelikle kesin çözüm sağlanacaktı.
Ertesi gün, yetimlerin öldüğünü duydular.
Otopsi yapmak zorunda kalan doktorlar, anneleri asla kabul etmese bile, çocukların haşere ilacı içtiklerini söylüyorlardı.

Selam Sevgi ve Dua ile...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Cennet Çiçeği
Özel Üye
Özel Üye
Cennet Çiçeği


Mesaj Sayısı : 5244
Kayıt tarihi : 02/08/10
Yaş : 53

Yetim Sofrası Empty
MesajKonu: Geri: Yetim Sofrası   Yetim Sofrası EmptyÇarş. Tem. 27 2011, 21:17

gerçekten birşey söyleyemiyorum ALLAH razı olsun. mevlam böyle kişileri islah etsin Rabbim inşaallah hidayeti nasib eder..

Resulullah (sav) çocukları sevmeye teşvik ettiği gibi, çocukları sevmemeyi kalp katılığının, merhametsizliğin bir alameti, ALLAH'ın cc rahmetinden mahrum kalmanın bir sebebi olarak ifade etmiştir

ALLAH cc razı olsun mustafa kardeşim,ders alınması gereken bir paylaşım Sad Sad Sad

eline emeğine sağlık

selam sevgi ve dua ile
..
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
MaVi_GüL
Admin
Admin
MaVi_GüL


Mesaj Sayısı : 16821
Kayıt tarihi : 03/07/08

Yetim Sofrası Empty
MesajKonu: Geri: Yetim Sofrası   Yetim Sofrası EmptyPerş. Tem. 28 2011, 00:30

çiçek18 Allah razı olsun çiçek18
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Nur_Sultan
Moderator
Nur_Sultan


Mesaj Sayısı : 3652
Kayıt tarihi : 21/09/08
Yaş : 55

Yetim Sofrası Empty
MesajKonu: Geri: Yetim Sofrası   Yetim Sofrası EmptyPerş. Tem. 28 2011, 10:26

Sanırım tv de flım olarak izlemiştim.
Gerçektende Rabbim böyle olmaktan cümlemizi korusun.
Rabbim kalp gözümüzü açsın. bir an önce gec kalmadan inş
Alllah c.c razı olsun. emeğine sağlık...selametle kardeşim.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Yetim Sofrası
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Yer Sofrası
» Yetim Yüreğim...
» Yetim Ve Öksüzüm
» Yetim Bir Sevdanın Yükü...
» Anasız, Babasız Yetim Yavrular...

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
ebeda :: Sanat ve Edebiyat :: Hikayeler-
Buraya geçin: