MUHSİNLEŞEN BEYAZ GÜL
Yaralı güvercinler uçarken avucundan,
Bir çift kahveli bakış uzanır Altaylar’a.
Güneş bile kıskanır süzülürken acundan,
Bir asalet yerleşir ak yeleli taylara.
Rüzgarlar mahzunlaşır hâya eder ferinden,
Cümle sevenler razı davâmın neferinden!
Hak âşığı yürekte kızıl elma ülküsü,
Islattı seccadeyi Mevlayı görür gibi.
Kekikli koyaklarda beklerken yâr türküsü,
Mamak’ta bir gül açtı sonsuza yürür gibi.
Katmadı sevdasına desise ve hileyi,
İkbaline merdiven eylemedi çileyi!
Yesevi ocağından çağlara düşen başbuğ,
Alparslan’dan geliyor heybet ve asâletin.
Türk-İslam ülküsüyle dalgalandıkça bu tuğ,
Hem Yunus hem Yavuz’u andırıyor hâletin.
Yenisey’den âtiye yağarken yıldız yıldız,
Boz kurtlar yalnız doğar yine ölürler yalnız!
Zulme gerili yayda hükümsüzken sefâsı,
Alnına desen çizdi sabır, rızâ, tevekkül.
Alperenler yurdunda baş tacıyken cefâsı,
İlâhi sevdasıyla Muhsinleşti beyaz gül.
Sarmalarken mecazlar yiğidin en hasını,
Sonsuzluğun sahibi süsledi libasını
Sisli bir muammâya kayarken zühresiyle ,
Buza kesen vadiler yıkılıyor ârından ,
Naz ederken ölüme şefkatli çehresiyle,
Keş dağları perîşan yanıyor efkârından.
Ah ölüm sinsi ölüm sebep oldu kara kış,
Geçit vermez Sisne’de kâr etmedi yakarış!
Oydu “O saf çocuğu masum Anadolunun”,
Kula kulluk etmedi eğmedi namerde baş.
Diyetini öderken Alp-Erenlik yolunun,
Zindandan sultanlığa yükseldi yavaş yavaş.
Şahsına münhasırken ismi ve âyinesi ,
Vefayla sardı onu milletimin sinesi !
Değdikçe gökkuşağı gözlerimin yaşına,
Benim yaralı kurdum sisli dağlarda üşür.
Kurulup yorgun ruhu bir çeşmenin başına,
Ak saçlı meleklerle bakar bakar gülüşür.
Dergah-ı Tacettin de kelâm ağlar hâl ağlar ,
Türklüğün gökyüzünde mahzun bir hilâl ağlar!
........
Kargülü’nün ruhunda kırık bir Nihâl ağlar.
Sevim Çakıcı
Muhsin: •"ihsan eden, güzel davranan" mânasında ilâhî isim
•Yaptığı hayırlı işi güzel yapan, mesela Allah’ı görür gibi ibadet eden.