ebeda
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

ebeda

Sonu Olmayan Bir Yolda Birlikte Yürüyenlerin Sitesi
 
AnasayfaAnasayfa  Sen Yoktun...  Empty  Radyo  Latest imagesLatest images  AramaArama  Giriş yap  Kayıt OlKayıt Ol  

 

 Sen Yoktun...

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
mustafa43
Admin
Admin
mustafa43


Mesaj Sayısı : 12855
Kayıt tarihi : 03/07/08

Sen Yoktun...  Empty
MesajKonu: Sen Yoktun...    Sen Yoktun...  EmptyC.tesi Şub. 01 2014, 00:52

Sen Yoktun...

Sen yoktun, cümlelerim çıplaktı, yavandı gülüşlerim, adım kadar yalnız, yüreğim kadar kalabalıktım. Karanlıktı kirpiklerimin altı, yüreğim işgalin en acımasız hallerini yaşadım, öznesizliğin girdabında köklerimi söktüm yüreğimden. Bulutlarımı topladım gökyüzünden, gök kuşaklarıma perdeler çektim. Sen yoktun ellerim soğuk, gözlerim solgundu, kısır bir toprakta filizlenen yarım cümlelik adamdım ben. Sende değildim ben yamalı bir düşün peşinden sürüklenen bir çocuktum ben, kirliydim gözyaşlarım bulanıktı, dilim ise ketum...

Gökyüzüne uzanan köklerim yoktu benim, bir yanım hep açıktı, yaralıydı gülüşlerim. Yüreğimin sol kenarında açılan her bir yarayı yamalarımı sökerek yamadım, kapamaya çalışsam da yaralarımı, yine bir yanım kanamaktaydı, kapatamadım boşluklarımı. Başaramadım yalnızlığımı yüzümde gizlemeye, ne zaman içime gömsem suskunluğumu, gözyaşlarım hep ele verdi içimdeki yamaları...

Sen yoktun velhasıl, koca bir boşluktu benliğim, karanlıktı yüzümün gölgeleri. Susuzdu dudaklarım, adımlarım bir uçurum korkaklığında yürüdü hep, sağım solum uçurum, önüm arkam hüzün. Sen yoktun kanamalı, uzattığım her ele yalnızlıkla doluyordu, kendimle kavgalarda yenilen hep ben oldum. Dik durmaya çalıştım ama bir yanım hep eğik kaldı, sığamadım aşkın hiç bir cümlesine....

Belki de adım yalnızlık kadar büyüktü. Belki de adım yoktu; tanımsızdım. Sen yokken, yüzüm yoktu gülüşlerimi serecek, perdelerden geriye koca bir yalnızlık düştü bana. Durduğum her safta yenilgiyi göğüsledim, yeknesak düşüncelerde eridim durdum. Yeis duvarlarına çarptım yüzümün yalnızlığını fayda etmedi, kırıldım, incindim, kaybettiklerimle avuttum kendimi. Yalanlar söyledim yüreğime, kazandıklarımı görmezden geldim, hiç bir zaman ruhumla yüzleşemedim. Yüzleşsem renksizliğim, yetimliğim ve öznesizliğim suratıma fırlatılacaktı, kırık aynalara özenip kırdım kendimi. Ve kanadım öylece, yüreğimden sızdı öznesizliğim, sen yoktun velhasıl...

Sen yoktun ağladım ekmek tadında, sen yoktun kanadım bir serçe ıslaklığında, sen yoktun susadım durdum adımın içi boş yalnızlığında. Hayatı hep sevdim her şeye rağmen, elimden geldiğince gülümseyerek baktım, kendime küçük bir dünya kurdum içimde kimsenin bilmediği, görmediği. Gözyaşlarım orada ıslattı yanaklarımı, kah kızdığımda duvarlarını yumrukladığım, fırtınalar kopardığım, kah sevinçlerimde kahkahalarımla duvarlarını çınlattığım bir dünya oldu bu. Sen yokken bu dünyanın etrafını tel örgülerle çevirdim, yetmedi, o tellere elektrik verdim. Kendi kendimi acıttım sırf başka birilerini acıtmamak için, taşmaktan korktum. Korktukça çocukluğumu sonra da geleceğimi kaybettim, en sonunda sesli kelimelerimi kaybettim, sustum adımın kapladığı yer kadar sustum...

Sonra geldin denize kıyısı olmayan düşlerime doğdun, solmuş cana hayat verdin, umut oldun kuru dallarıma, köklerime ab-ı hayat verdin. Karanlık geceme yıldızları serdin, renksizliğime gözlerini bıraktın, nadasa bırakılmış topraklarıma sağdırdın gül sağanaklarını. Lime lime edilmiş ömrüme can verdin, yüreğime giydirilmiş deli gömleğime inat sen temize çektin gözlerimi. Dudaklarımdan sızan meczup kelimelere inat sen umut bildin nefesimi, canhıraş çığlıklarda yitirdiğim sözlerime yeniden hayat verdin. Bayatlamış ve tozlanmış dudaklarıma sürdün baharın çiçeklerini, yüzümde yeniden yeşerdi gülüşler. Susmadım bu sefer, senin her nefesinde duaya durdu ellerim...

Sen geldin yeşerdim, sen geldin gülümsedim, sen geldin yaşadığımı farkettim. Sus(ma)lar bitti gayri, her nefesimde sana hayat vereceğim, yönüm hep sana olacak. Yollarımın sonu sana varacak, susuzluğum, suskunluğumu feshettim, gayri sen yok, gayri ben yok. Her cümle biz ile başlayacak, avuçlarımda ölmüş kelebeklerden iz yok artık, filizlenen nice kök var adımın sen kokan yamaçlarında. Susmak bilmeyen acılarımı gülüşlerinle teskin ederken adını dua yapıyorum dualarıma, İbrahim gibi yanıyorum, kül oldum gül dalında. Suretimden vazgeçtim aslıma döndüm, ben sen oldum sen ile ben biz olduk...

Haramzede uykulardan uyandım artık, açtım gözlerimi seni soluyorum. Yalnızlığın esaretinden kurtuldum saldım gülüşlerimi, doya doya gülümsüyorum. Yandım İbrahim oldum, susadım Yunus oldum, kanadım Eyyub oldum, sustum gül oldum. Adın miktarı susuyorum, sustuğum her kelime; sanadır çünkü sen benim sesli kelimelerimsin...

İsmail Sarıgene

Selam Sevgi ve Dua ile...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
MaVi_GüL
Admin
Admin
MaVi_GüL


Mesaj Sayısı : 16821
Kayıt tarihi : 03/07/08

Sen Yoktun...  Empty
MesajKonu: Geri: Sen Yoktun...    Sen Yoktun...  EmptyC.tesi Şub. 01 2014, 01:33

çiçek16 Allah razı olsun çiçek16 
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Sen Yoktun...
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Yoktun...
» Sen Yoktun
» Bir Vardın Hiç Yoktun
» Sen Yoktun…

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
ebeda :: Sanat ve Edebiyat :: Makaleler-
Buraya geçin: