ebeda
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

ebeda

Sonu Olmayan Bir Yolda Birlikte Yürüyenlerin Sitesi
 
AnasayfaAnasayfa  Dolunay ve İki Sözcük... Empty  Radyo  Latest imagesLatest images  AramaArama  Giriş yap  Kayıt OlKayıt Ol  
Son Konular
Konu Son Yazan GöndermeTarihi
Cuma Şub. 09 2024, 12:26
Cuma Şub. 09 2024, 12:25
Cuma Şub. 09 2024, 12:25
Cuma Şub. 09 2024, 12:24
Çarş. Ara. 06 2023, 12:37
Çarş. Ara. 06 2023, 12:26
Çarş. Ara. 06 2023, 12:20
Ptsi Ara. 04 2023, 15:55
Ptsi Kas. 06 2023, 20:33
Ptsi Kas. 06 2023, 20:23
Ptsi Kas. 06 2023, 20:19
Ptsi Kas. 06 2023, 20:17
Ptsi Kas. 06 2023, 20:16
Ptsi Kas. 06 2023, 20:15
Ptsi Kas. 06 2023, 20:14

 

 Dolunay ve İki Sözcük...

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
mustafa43
Admin
Admin
mustafa43


Mesaj Sayısı : 12855
Kayıt tarihi : 03/07/08

Dolunay ve İki Sözcük... Empty
MesajKonu: Dolunay ve İki Sözcük...   Dolunay ve İki Sözcük... EmptyPaz Ara. 22 2013, 23:18

Dolunay ve İki Sözcük...

Kül susuşlar ve kandan gözyaşlarıyla kaderi yazılan bir kentin hikâyesi çocukluk ardı yalnızlıktır. Çünkü yalnızlık; acının tomurcuğundan rengini alarak yazdırır kendini yaşayacaklarımızın defterine. Ve yalnızlığımın dudaklarından yabancı iki sözcükle seslensem desem ki, zamanlı ya da zamansız şuursuzluğumun bulutlarından yağan günahlarım, o masumane düşlerimle, yenilgilerim, çocukça sevinçlerimle sıkıca kucakladığım zaferlerimle beni anlar mısın. Bu gece dolunayın dokunduğu titrek hüzünleriyle yıldızlar altında sıkıntılarımı kutsal ekmek gibi bölüştüğüm gece. Sürgün yüzümle buluştum hep rastlantılar sonucu, hala damarlarımda deliliğin nikotini ve kalbim bir kuşun sığındığı mevsimde unutulmak istenen tarihsel anılarda göçebe. Göçebe desem de yurdunu şarkılara teslim etmiş, rengini mateminden alan bir kimlik...

Dolunay, titrek yıldızlar ve dudağımda yarım yamalak mırıltılar. Dolunay; ağlamaklı dokunuşlarımdan belli hiçbir harfin rızası olmadan konuk olmaya gitmedim. Zaten ne zaman bir harfi anlamadan ilişsem çıldırmış uzakların yelkeni açılıyor içimde. Bütün yollar beni çağırır, kimsesizliği avuçlarıma tokuşturarak. İşte o zamandır kalbimin olmadan yüzümü toplayamadığım an. İki sözcük nefes nefese kalan mecalsizliğimle sığdırmaya çalışırken her şeyi iki sözcüğün büyüsüyle ve sonra iki sözcüğün boyutlarında eriyorum. Nem kokan duvar, soğuk kâğıt, dirseklerimi dayadığım masa mekanizma hızıyla çarpan yüreğimden öte hiçbir şey hissetmeden sadece dayandığım kendimin yığılışında, düşlerime ibadetimle, önemsemediğim yalanların yakamı sarsmasına aldırmıyorum desem; anlar mısın. Artık yokum kitaplarda ve suyunu çekmiş gülmelerde kandırmaların seansları. Özlediğim sevgilerin peşinde çocuk kalarak büyümek tek tutkum, korkusuzluğum ve asiliğe dair tescilli yeminim...

Dolunay; ışıklı ellerinde sızı içinde suskun dize, kör sokaklar ve yalancı gölgeler. Uyuma şimdi yürek hıçkırığında donar yüzüm. Fısıltı gibi vedasız gider gece, gecede utanan çıplaklığım, tekil konuşkanlığım duymazlığım kalır. Ah dolunay susayınca sıcağa ateş, zamanın denizine düşen bir gül nedir. Bir ünlem olsam da kara satırların içinde neye yarar dudaklarım kelimelerin dilini öğrense de ve ışık yoksa ne anlamı var...

Dolunay gece bitse de şimdi uyuma, kalp hıçkırığında donar yüzüm. Güvenerek baktığım gözlerde tutuşan bedenim ve tuttuğum her elden ruhuma tırmanan anlık hayatlar. Değersizliğin tanımına dökülen hafif ve fazlalık, atımlık anılar. Sevgi diyordum; beni akıllıca ve rengiyle, yüreğimle yaşamaya daldıracak, bitimsiz sıcaklığıyla, yaşıyorum, yaşadım dedirtecek ve o inanılmaz sahiplenme gücüyle gözlerimden ışıltıyı eksik etmeden çevreleyecek kutsal duygu...

Eksik ve tüketen sevgilerden arta kalan güvensizliğe gömülü bir ben. Arzuladıklarımdan, umduklarımdan çok bana kalan hüzün kırıkları ve karamsarlıklarım. Durağan bir durakta terk edilmişliğin gözetiminde, yetinmelerin bozmaya dair dönen yelkovanı kanatıyor bakışlarımı ve acırken çarpan kalbimi. Öyle ki, kalbim ve bakışlarımdı benim bütünlüğüm, ikisi e inzivada. Beni kendime terk ettim, ruhu çalınmış yorgunluklarda. Alnımı dayadığım pencerelerde, yollar bile sonuna hasret kalırken, beni kalbimin şefkatine hükümlü kıldım. Ve sarhoş adımlarda ayık düşünüşlerle uslu ve dingin panolara astım suretimi. Şimdi desem ellerimi tutup kalbimi duyduğunda beni anlar mısın...

Dolunay, titrek yıldızlar ve dudağımda yarım yamalak mırıltılar. Ah dolunay; susayınca sıcağa ateş, zamanın denizine düşen bir gül nedir. Bir ünlem olsam da kara satırların içinde neye yarar dudaklarım kelimelerin dilini öğrense de ve ışık yoksa ne anlamı var. Dolunay; gece bitse de şimdi uyuma, kalp hıçkırığında donar yüzüm...

Selam Sevgi ve Dua ile...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
MaVi_GüL
Admin
Admin
MaVi_GüL


Mesaj Sayısı : 16821
Kayıt tarihi : 03/07/08

Dolunay ve İki Sözcük... Empty
MesajKonu: Geri: Dolunay ve İki Sözcük...   Dolunay ve İki Sözcük... EmptyPtsi Ara. 23 2013, 02:15

çiçek16 Allah razı olsun çiçek16 
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Dolunay ve İki Sözcük...
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» En Sihirli İki Sözcük...
» Gamzemdeki Dolunay
» Gamzendeki Dolunay
» Dolunay Hüzünleri
» Gamzemdeki Dolunay

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
ebeda :: Sanat ve Edebiyat :: Makaleler-
Buraya geçin: