Şeyh Ömer Abdurrahman Esaret Altında
Müslümanlardan Dua İstiyor..
Amerika Birleşik Devletlerinde 15 yıldır hapis yatan Cemaatül İslamiye'nin manevi lideri Mısırlı Şeyh Ömer Abdurrahman'ın, sağlık durumunun kötüleştiği duyuruldu. Ailesiyle yaptığı son telefon görüşmesinde, şiddetli bir başağrısı yaşadığını, şeker hastalığı sebebiyle uyku uyuyamadığını söyleyen Ömer Abdurrahman, dua talebinde bulundu.
Dr. Ömer Abdurrahman 1993 yılındaki Dünya Ticaret Merkezi'nin ilk bombalamasından sorumlu tutulmuş ve ömür boyu hapse mahkum edilmişti. Aslen âmâ olan Şeyh Ömer Abdurrahman, Mısır'da da Nasır zamanında bir süre hapis yatmıştı.
Ömer Abdurrahman Enver Sedat'ın katline de fetva vermiş, Enver Sedat'ı öldüren Halid İslambuli ile birlikte mahkemeye çıkarılmış fakat fetvası ispatlanamamıştı.
1930'lu yıllarda doğan Ömer Abdurrahman, ilerleyen yaşı ve hastalıkları sebebiyle hareket etme sıkıntısı da yaşıyor. Ailesi ile yaptığı görüşmelerden birinde, Abdurrahman'ın 'Eğer Kur'an olmasaydı delilirdim' dediği öğrenildi.
Ömer Abdurrahman'ın Mısır'da yaşayan ailesi, ABD başkanlık seçimlerinden sonra, Mısır'a naklini talep edecek. 2001 ve 2004 yıllarında ailesi tarafından yapılan ziyaret müracaatları, ABD yönetimi tarafından reddedilmişti.
Ömer Abdurrahman'ın manevi lideri bulunduğu Cemaat'ül İslamiyye, Müslüman Kardeşler'den sonra adını en çok duyuran ve güney bölgelerinde etkin olan Mısır'daki önemli gruplardan biri.
Ömer Abdurrahman, Mısır'da bir süre hapis yatıp serbest bırakıldıktan sonra Sudan'a kaçmış, buradan da ABD vizesiyle New York'a geçmişti. Bazı kaynaklar, Ömer Abdurrahman'a ABD vizesi verilmesini, daha sonra meydana gelecek 'düzmece Dünya Ticaret Merkezi bombalamasında azmettirici rolüne kurban' şeklinde yorumlamışlardı.
Ömer Abdurrahman bir süre önce de hapisten yazdığı mektubunda, durumun çok kötü olduğunu belirterek, şunları söylüyordu:
"Benim tutuklu bulunduğum hapishanedeki şartlar çok kötü ve ben aşırı derecede zayıf düştüm. Bu aşağıdakilerden görülebilir:
Onların dini özgürlükler ve ibadet özgürlüğü konusunda talep ettikleri tamamı haksızca. Ben Ekim 1995'de yakalandığımdan beri Cuma namazı kılma iznine dahi sahip değilim ve hata cemaat halinde hiç namaz kılmadım.
Ben aylardır, saçlarımı ve tırnaklarımı kesmeye gitmiyorum.
Benim şartlarımda birisi (Şeyh kördür, şeker hastalığı çekmektedir ve aynı zamanda yaşı da ilerlemiştir) hiç kimsenin eşyalarını düzenlemek için yardım etmeksizin, hücre hapsine çarptırılmıştır.
Benim gecesiyle gündüzüyle konuşabilecek kimsem yok, hücrem herkese kapatıldığından beri, ne diğerleriyle sosyalleşmeme izin veriyorlar, ne de bırakın Müslüman olmasını, Arapça konuşabileceğim kimseyle… Ben gece ve gündüz bu şekilde duruyorum. Bu ne yalnızlık, bu ne zulüm? Bu onların çokca övündüğü ve yayın akışlarını ve haber mecmualarını doldurdukları insan hakları mıdır, bize işkence yaparak, bu şekilde bizi susturmak veya sesimiz kesmek?"
Lütfen Dualarımızda Şeyh'i unutmayalım.
Anasayfa 
] 
