ebeda
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

ebeda

Sonu Olmayan Bir Yolda Birlikte Yürüyenlerin Sitesi
 
AnasayfaAnasayfa  Öyle Bir Hayat Yaşaki Müjdeler Olsun Empty  Radyo  Latest imagesLatest images  AramaArama  Giriş yap  Kayıt OlKayıt Ol  
Son Konular
Konu Son Yazan GöndermeTarihi
Cuma Şub. 09 2024, 12:26
Cuma Şub. 09 2024, 12:25
Cuma Şub. 09 2024, 12:25
Cuma Şub. 09 2024, 12:24
Çarş. Ara. 06 2023, 12:37
Çarş. Ara. 06 2023, 12:26
Çarş. Ara. 06 2023, 12:20
Ptsi Ara. 04 2023, 15:55
Ptsi Kas. 06 2023, 20:33
Ptsi Kas. 06 2023, 20:23
Ptsi Kas. 06 2023, 20:19
Ptsi Kas. 06 2023, 20:17
Ptsi Kas. 06 2023, 20:16
Ptsi Kas. 06 2023, 20:15
Ptsi Kas. 06 2023, 20:14

 

 Öyle Bir Hayat Yaşaki Müjdeler Olsun

Aşağa gitmek 
4 posters
YazarMesaj
beyza57
Dost Üye
Dost Üye
beyza57


Mesaj Sayısı : 567
Kayıt tarihi : 25/08/08
Nerden : hollanda

Öyle Bir Hayat Yaşaki Müjdeler Olsun Empty
MesajKonu: Öyle Bir Hayat Yaşaki Müjdeler Olsun   Öyle Bir Hayat Yaşaki Müjdeler Olsun EmptyC.tesi Ekim 18 2008, 00:45

Şüphesiz, Rabbimiz Allah’tır deyip, sonra dosdoğru yolda yürüyenlerin üzerine melekler iner. Onlara: «Korkmayın, üzülmeyin, size vâdolunan cennetle sevinin!» derler.”(Fussilet, 30)

Hendek Gazvesi’nde olduğu gibi tahammülün son raddesine dayandığı ve sabırların zorlandığı anlarda ALLAH Rasûlü ümmetine, “Esas hayat, âhiret hayatıdır.”


buyurarak bu dünyanın musîbet ve imtihanlarının geçici olduğunu ve bunların istikbaldeki mükâfâtların sermayesi hâline dönüşeceğini tebliğ ediyorlardı. Diğer taraftan Mekke Fethi’nde olduğu gibi büyük bedeller ödenerek ulaşılan muvaffakiyet ve zaferler karşısında da nefsin ve gururun tuzağına düşmemek için yine; “Esas hayat, âhiret hayatıdır.” buyuruyorlardı.

Sefâletini saâdet zanneden gâfiller; “Hayat nedir?” sorusuna, “İşte bu yaşadığımız gündür. O da kabir kapısında bitecektir.” diye cevap verirler. Toprağın rutûbeti ve mezar taşlarının katılığında tükeneceği düşünülen böyle gâfilâne bir hayattan daha acı ne olabilir ki?!
Yaşanan hastalıklar, beklenmeyen sürprizler, meydana gelen felaketler, nice hayâtî tehlikeler; ölümle insan arasında ne ince bir perde olduğunu göstermeye kâfî değil midir? Bu kadar îkaz ve alâmetlere rağmen ömür takviminden yaprakların birer ikişer düşüşünü ekseriyetle binbir gaflet içinde ve hissiz bir şekilde seyretmek ne acı!.. Tıpkı üzerinden akıp giden yağmur damlalarından nasip almayan kayalar gibi…
Aslında bizler, doğduğumuz günden itibaren her geçen gün bir parça daha ölüyor ve farkında olmadan kesintisiz bir şekilde ölüme doğru yol alıyoruz.

O hâlde, gerçek sonsuz hayat, beşikle tabut arasındaki mesafeye sığmayacak kadar ulvî ve ebedî bir hakikattir. Böylesine sonsuz bir hayat karşısında dünya hayatı, deryadaki katre kabîlinden değil midir?

Bu yüzden asıl hayat, Kur’ân ve sünnet hakikatlerini rûhâniyet cenneti içinde yaşayarak ebedî saadete nâil olabilmektir. Bunun yolu da dünya hayatını, musîbetleri ile de, ziynetleri ile de ebedî hayatın ilk merhalesini teşkil eden bir imtihan safhası olarak görmekten geçer.
Şâir, yaratılış gâyesine uygun, huzur dolu, şerefli ve haysiyetli bir hayatı şöyle ifadelendirir:

Seni annen doğurup attığı gün ağlıyordun,
Bütün âlem gülüyordu bir yanda,
Şimdi öyle bir ömür sür ki, ölürken gülesin;
Çağlasın gözyaşı hâlinde cihân arkanda

Son nefes; buğusuz, berrak bir ayna gibidir. Dünyaya vedâ hâlindeki her insan, bu aynada güzellikleri ve çirkinlikleri ile geride bıraktığı bütün bir ömrünü yeniden seyreder. Son nefesimizin pişmanlıkla seyrettiğimiz bir ayna olmaması için Kur’ân-ı Kerim ve Sünnet-i Seniyye’nin feyizli ikliminde hayır-hasenât ve sâlih amellerle müzeyyen bir kulluk hayatı yaşamamız zarûrîdir. Zira hadîs-i şerifte; “Kişi yaşadığı hâl üzere ölür, öldüğü hâl üzere haşrolunur.” (Münâvî, Feyzu’l-Kadîr, V, 663) buyrulmaktadır.

Başka bir ifadeyle son nefes, acı-tatlı hâtıralarıyla yaşanmış olan fânî hayat sahnesinin son perdesidir. İşte ebedî âhiret yolculuğuna çıkarken, dünya hayatına bakıp söylenen bu “son elvedâ”nın mâhiyeti çok mânidardır. Necip Fâzıl’ın dediği gibi:

O demde ki, perdeler kalkar, perdeler iner,
Azrâil’e “Hoş geldin” diyebilmekte hüner…

Unutmamalıdır ki, ârif ve âşık gönüllü Hak dostlarının dünyadaki huzurlu hayatı, kabir âlemlerinde de aynı huzur ikliminde devam etmektedir. Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem- kabir âleminin, onlar için bir cennet bahçesi hâlinde olduğunu müjdelemektedir. Aşağıdaki mısralar, âdeta böyle bir huzuru terennüm etmektedir:

Ölüm, âsûde bahar ülkesidir bir rinde
Gönlü her yerde buhurdan gibi yıllarca tüter
Ve serin selviler altında yatan kabrinde
Her seher bir gül açar, her gece bülbül öter
(Y. Kemal Beyatlı)

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
MaVi_GüL
Admin
Admin
MaVi_GüL


Mesaj Sayısı : 16821
Kayıt tarihi : 03/07/08

Öyle Bir Hayat Yaşaki Müjdeler Olsun Empty
MesajKonu: Geri: Öyle Bir Hayat Yaşaki Müjdeler Olsun   Öyle Bir Hayat Yaşaki Müjdeler Olsun EmptyC.tesi Ekim 18 2008, 02:26

çiçek7 Allah razı olsun çiçek7
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
mustafa43
Admin
Admin
mustafa43


Mesaj Sayısı : 12855
Kayıt tarihi : 03/07/08

Öyle Bir Hayat Yaşaki Müjdeler Olsun Empty
MesajKonu: s.a   Öyle Bir Hayat Yaşaki Müjdeler Olsun EmptyC.tesi Ekim 18 2008, 12:50

Başka bir ifadeyle son nefes, acı-tatlı hâtıralarıyla yaşanmış olan fânî hayat sahnesinin son perdesidir. İşte ebedî âhiret yolculuğuna çıkarken, dünya hayatına bakıp söylenen bu “son elvedâ”nın mâhiyeti çok mânidardır. Necip Fâzıl’ın dediği gibi:

O demde ki, perdeler kalkar, perdeler iner,
Azrâil’e “Hoş geldin” diyebilmekte hüner…



ALLAH razı olsun beyza kardeş
dünyayı mekan tutup yeme içme gezme
sefa sürme yeri görüp her şeyin mezarın kapısında bittiğini
zannedenler,dünya malına tamah edip sadece dünyada gününü
gün ederler,hiç kimse hiç bir şey umurlarında değildir,kendi rahat ve
huzurları için insanların üzerine basmaktan,insanları ezmekten,hak hukuk
yemekten çekinmezler.bilmiyor muyuz ki dünya ahiretin tarlası,burda ne ekersen
orda onu biçeceksin.iyiylik ettiysen iyilik,islami bir hayat yaşadınsa onun mükafatı
kötülük ve inançsız bir hayatın bedelide ona göre.şairinde dediği gibi doğduğunda
sen ağlarken etrafındakiler sağlıklı bir yavrumuz oldu sevinciyle gülerken.sen gülümseyerek
huzur ve mutluluk içinde Allaha dönmenin sevincini yaşarken etrafındaki insanların
çok iyi dürüst dorğru bir insanı kaybetmenin üzüntüsüyle göz yaşı döktürebilmektir hayatın
son bulması ve ebedi saadetin yolu.Mevlam bizleri doğduğumuzda sevinç nidaları atanların
öldüğümüzde göz yaşlarıla uğurlarken bizim tebessümle Hak'ka varanlardan eylesin.
emeğine sağlık beyza kardeş her zaman ki gibi konu çok güzeldi
selam ve dua ile

çiçek2 çiçek2
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
fatma16
Dost Üye
Dost Üye
fatma16


Mesaj Sayısı : 683
Kayıt tarihi : 23/08/08

Öyle Bir Hayat Yaşaki Müjdeler Olsun Empty
MesajKonu: Geri: Öyle Bir Hayat Yaşaki Müjdeler Olsun   Öyle Bir Hayat Yaşaki Müjdeler Olsun EmptyPaz Ekim 19 2008, 15:39

O hâlde, gerçek sonsuz hayat, beşikle tabut arasındaki mesafeye sığmayacak kadar ulvî ve ebedî bir hakikattir. Böylesine sonsuz bir hayat karşısında dünya hayatı, deryadaki katre kabîlinden değil midir?

Bu yüzden asıl hayat, Kur’ân ve sünnet hakikatlerini rûhâniyet cenneti içinde yaşayarak ebedî saadete nâil olabilmektir. Bunun yolu da dünya hayatını, musîbetleri ile de, ziynetleri ile de ebedî hayatın ilk merhalesini teşkil eden bir imtihan safhası olarak görmekten geçer.
cheers Allah razı olsun
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Öyle Bir Hayat Yaşaki Müjdeler Olsun
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Mujdeler!
» Gariplere Müjdeler Olsun
» Hayat Bitiyor Hayat...
» Öyle Bir Yol ki...
» Eee'si Öyle...

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
ebeda :: İslami Konular :: Genel İslami Konular-
Buraya geçin: