Üç Günlük Dünya
gün gelir dost, gün gelir fazla uzak değil döneceği yer
öyle bir gün gelir ki tokmakların sesi de kesilir
üç günlük dünya deyip geçtiğin ayak izlerinin ardından
dönüp bakarsın, suya yazmadıysan adını
ya da alıp götürmediyse birileri, sen yokken
bir gün yaşadıysan ne ala şu üç günlük dünyada,
ordan oraya savrulduysan sararmış bir yaprak gibi
çileyle geçtiyse ömrün ve hâlâ hasretsen çocukluğun gibi
insanca yaşamaya
elinden gelse durdurmak istersin zamanı
durdurup sil baştan her şeyi ama her şeye yeniden başlamak için
gün gelir dost, öyle bir gün gelir ki her şeyini dökersin ortaya
bir gün daha yaşamak pahasına olsa da insanca
buğday ekmiştin oysa insanlar doysun diye
arpa ekmiştin atların için
çayır çimen biçmiştin koyun, keçi, inek için
sen onlara bakınca, onlar da sana bakardı ya
şimdi ne olmuştu da her şeye hasret kaldın
kendi toprağında bir ekmeğe muhtaç
Ercan Cengiz