ebeda Sonu Olmayan Bir Yolda Birlikte Yürüyenlerin Sitesi |
Son Konular
|
Konu
|
Son Yazan |
GöndermeTarihi |
|
| Cuma Şub. 09 2024, 12:26
|
|
| Cuma Şub. 09 2024, 12:25
|
|
| Cuma Şub. 09 2024, 12:25
|
|
| Cuma Şub. 09 2024, 12:24
|
|
| Çarş. Ara. 06 2023, 12:37
|
|
| Çarş. Ara. 06 2023, 12:26
|
|
| Çarş. Ara. 06 2023, 12:20
|
|
| Ptsi Ara. 04 2023, 15:55
|
|
| Ptsi Kas. 06 2023, 20:33
|
|
| Ptsi Kas. 06 2023, 20:23
|
|
| Ptsi Kas. 06 2023, 20:19
|
|
| Ptsi Kas. 06 2023, 20:17
|
|
| Ptsi Kas. 06 2023, 20:16
|
|
| Ptsi Kas. 06 2023, 20:15
|
|
| Ptsi Kas. 06 2023, 20:14
|
| | Yalnızca Sevdiğimi Söylemek İçin | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
mustafa43 Admin
Mesaj Sayısı : 12855 Kayıt tarihi : 03/07/08
| Konu: Yalnızca Sevdiğimi Söylemek İçin Perş. Ekim 14 2010, 21:52 | |
| Yalnızca Sevdiğimi Söylemek İçin
Çünkü şimdi anladım ki, bu kadar beklemek ve bu kadar uğraşmak gerekmiyor bunu anlatmak için.
Sayfalarca mektuplar, fakslar, komik kartlara yazılmış kısa mesajlar, Monet'nin "Nilüferler" i, şiirler, şarkı sözleri, fotoğraflar, kitaplar. Sözcükler... Sevgi sözcükleri... 335 gün, uzun bir süre. Kocaman zaman aralıkları. Türlü göndermeler. Ve hep unutulmalar...
Yarım bir melodi hepsi, önce çığlık çığlığa başlayan sonra fısıldamalarda kaybolan. "Geçecek. Hepsi geçecek" derken anlattığın en zor zamanlarımızdı belki ama şimdi herşey geçti. Hepsi sanki bir yanılsama.
Korkuyu anlat bana, nasıl korkulur? Nasıl çekilir ellerin üşümüşcesine, nasıl üşür yüreğin yalnızmışcasına.
Yine, yeni yeniden. Bir anlık bir diriliş vardı telefon konuşmalarında. Kibritçi Kız'ın kibritleri gibi. Gerisi suskunluk günler boyu, düşler boyu. Bir kapı aralığı gerçeğe dönüşün. Bir geridönülmezlik.
Ve geri getiremeyeceğim hatalar, geri dönemeyeceğim özlemleri çoğaltıyordu. Hani en güzel günler henüz yaşamadıklarımızdı...
Bir denizkabuğunun aşınmış yüzeyinde yokolmayı yaşayan renkler, bir başka alemin, başka renklerine karışıyor. Hangisi daha endişe verici bilmiyorum. Gerçeği olduğu gibi kabul etmek mi yoksa değiştirmeye çalışmak mı? Ya da gerçek ne? Sıradanlıklarımız: Ağlamak, gülmek, öfkelenmek, sevmek, sarılmak, sevişmek. Ya sen? Hangi gerçeğini yaşıyorsun kendi hayatının? Ve o gerçeği ne kadar sunabiliyorsun o başkasına?
Seni ne kadar az tanıdığımı düşünürken, aslında buna hiç şansım olmadığı geliyor aklıma.
Birgün hiç beklemediğim bir anda çok güzel şeyler söylüyorsun "bizim" hakkımızda. Ben herşeyimle buna yoğunlaşırken, sen belki neler konuştuğunu bile unutuyorsun. İçimdeki sevmek coşkusunu ve hevesini söndürüyorsun. Oysa her seferinde nasıl da hazırım birşeyler vermek için sana. Yalnızca korktuğunu düşünebiliyorum korkusuzca.
Evet sıradan değil tabi ki bütün bunlar, söylemek isteyip de söyleyemediklerimiz, yapmak isteyip de yapamadıklarımız için. "Kendini yadsıma" nın bir örneği, kendini gizlemek uğruna.
Ağır eleştiriler değil bunlar, ağır sevgi sözcükleri, koşulsuz. Yalnızca sitem belki. Belki de hep içimde kalanlar...
Ya sonuna kadar özveri ya da yokoluş birikmiş endişelerle. Ve, beklemenin satırbaşı: Huzursuzluğu sesimin, gözlerimin, yüreğimin.
Mutlu olmayı deniyorsun belki. Belki mutlusun da. Ama farkında değilsin. Çünkü sevgiyi görmüyorsun, boylu boyunca uzanmış duruyor önünde. Çünkü sen nasıl sevilir bilmiyorsun, seven biri gibi davranmıyorsun. Bunu göstermiyorsun ya da göstermek istemiyorsun.
Ben de vardım, görmedin. Oysa yaşamak, paylaşmaktır, herşeyin birazını.
Neleri değiştirdim hayatımda senin için, senin bilmediğin. Neleri oynattım hiç oynatamayacağımı sandığım yerinden. Değer yargılarımı sorguladım, çıkış yolları yaratmak için bana, geçiş yolları yaratmak için sana. Umudu anlattım, hiç yenik düşmeyeceğine inandığım umutlarımı, içimden geldiği gibi öylece. Herşey "kendiliğinden"di, tıpkı söylediğin gibi, tıpkı inandığım gibi.
Sevmenin mucizesi: Sorgusuzca yinelenmesi masum çocuk düşlerinin. Anlamlardan arınmış gözyaşları mutluluğun. Küsmeyi beceremeyen bakışları gözlerimin. Gizleyemediğim mutluluğum. Zaten gizlemeyi istemedim. Çılgınlıkları yaşamalarımızın, benim birliktelikten anladığım. Ve yenilmeyi düşünmeden, bir şovalye gibi savaştığım sen...
Suskunluklarınla, kaçışlarınla ve kendinle hesaplaşmalarınla savaştım bütün gücümle, yokluğunda. Çünkü yoktun. Bir isimdin, bir sestin, bir düştün. Ve ben o ismi öğrenmeye, aklımda tutmaya; o sesi duymaya, ayrıştırmaya; o düşü gerçek yapmaya çabaladım. İki kişinin olduğu bir kayıkta tek başına kürek çekmek gibi "gitgide gücünü yitirme" yi yaşayarak. Sanki birşeyleri bekler gibi, sanki tutmadığım bir çiçeği koklar gibi, sanki bilmediğim şeylere ağlar gibi, sanki bu hava, bu nefes yetmez gibi, sanki birşeyler hep eksik gibi. Ve gözyaşlarım sessiz bir habercisiydi, içimde çözemediklerimin.
İsyan değildi savaşmalarım. Suçlamak için değildi sözcüklerim. Seni sorguya çekmek için sormadım o soruları. Seni yargılamak için değildi eleştirilerim. Herşey kötü gidiyor diye, kaçmadım, yalnızca. Kaçamazdım. Sevginin, sevmenin, duygusallığın ağırlığıydı. Uğraşmalıydım. Uğraştım da, kalbinden havalanacak o minik isketeyi avuçlarıma almak için. Uzaklıklara rağmen, endişelere rağmen, kaçışlara rağmen, sana rağmen.
Zamana ihtiyacı vardı bekleyişlerin belki ama ödüle ihtiyacı yoktu hataların, bilemezdim.
Dostun gibi geldim sana, arkadaşın gibi, sırdaşın gibi. Ortak ettim seni kendi yaşantıma, senden de bunu istedim. "Senin olsun onun olan herşey" diye yazmıştın ya, sevgilerimi paylaştım seninle bütün sözcüklerimde. Seninleydim ne zaman istesen, kelimeler dolusu. Bir umudu, bir özlemi, bir bekleyişi, bir sevgiyi, bir sevinci, bir bağlılığı, bir alışkanlığı ve bir istenci ekledim o ilk günün güzelliğine. Ta ki korktuğunu hissedene dek. Korkma! Bilemezdim korktuğunu. Korkma, seni varolmanın dayanılmaz ağırlığı altına sokmayacağım. Yormayacağım seni düşüncelerle. Planlar yapman için zorlamayacağım.
"Artık çocuk değiliz" demiştim sana en son mektubumda. Artık çocuk değilsin! Unutma ki, sevmeyi denediğin sürece bir yaşam düşü kurabilirsin. Yoksa kayıtsızlığın, çelişkilerinde çoğalacak.
Hoşçakal demek için yazmadım bütün bunları. Kızdığım, bozulduğum için, endişelendiğim, üzüldüğüm için yazmadım. "Ya ben, ya da ben" demek için yazmadım. Gelmen, özür dilemen için yazmadım. Ayağınla çöp sepetini tekmeleyip "Kahretsin!" demen için, yine, "Haklısın, ne söylesen haklısın." demen için yazmadım. Yalnızca sevdiğimi söylemek için yazdım. Yalnızca sevdiğimi söylemek için...
Dilek Kalındemir
Selam Sevgi ve Dua ile...
| |
| | | Cennet Çiçeği Özel Üye
Mesaj Sayısı : 5244 Kayıt tarihi : 02/08/10 Yaş : 53
| Konu: Geri: Yalnızca Sevdiğimi Söylemek İçin Cuma Ekim 15 2010, 00:06 | |
|
Bu hadis-i şerifle, iki kişi arasındaki sevgi ve muhabbeti, dostluk bağını güçlendirecek somut reçeteler sunan Hz. Peygamber, sevginin ifadesi, isimle hitap, sıcak ve samimi dostluk ortamlarında elinden tutma... örneklemelerini göstermekle kalmıyor bütün bunların samimi niyetlerle yapılmasının insanın zihin ve gönül dünyasında hangi hassas noktayı uyarabileceğini düşünmemize de kapı aralıyor. Başkasına yapacağımız ya da bize yapılan tavsiye ve yönlendirmelere nasıl bir yöntemle yaklaşacağımız konusunda ufkumuzu aydınlatıyor.
Seven, sevdiğinin hayrını istemeli. Birbirleriyle bildiklerini paylaşmak, karşısındakine her durumda işe yarayacak tavsiyelerde bulunmak, kulluk çizgisinde yapılan işi - amel - destekleyici manevi açılımlara vesile olabilmek de ALLAH için birbirini seven kişilerin atlamamaları gereken bir sorumluluktur. Her anımızda ve her işimizde ALLAH'ın yardımına ihtiyacımız olduğunu, bunun "kul" oluşumuzdan kaynaklandığını hatırlamak ve hatırlatmak da bu sorumluluğun bir parçası olmalı.
Hayırlı amelin, az da olsa sürekli olarak yapılan olduğunun bilinciyle düşündüğümüzde hadisimizde geçen duaya ve böyle duaları bize hatırlatan dostlara / dostluklara ne kadar ihtiyacımız olduğunu bu kez daha derinden anlıyoruz. En az günde bir kere söyLeyin! Duymak; sevdiğinizi mutLu edecek ve gözünüzdeki değeri onu rahatLatacaktır. İnsan ruhunun tek besLenme kaynağı oLan sevgi ve sevgi sözcükLeri bekLetiLmemeLidir tozLu rafLarda. SakLamayınız, söyLeyiniz biLdiğiniz en güzeL sözLeri ve korkmayınız bitmez o sözLer dağarcığınızda üsteLik ücret de ödemenize gerek yoktur. Sevdiğiniz kadar seviLirsiniz, saydığınız kadar sayıLırsınız her yürekte. Ve… Tavsiyem naçizane; Sanmayın ki susarak ve sakınıLarak bir sevda sürer ömür boyunca. AsLa sürmez! Kimse Hint kumaşı değiL ve bir tek ömür bir tek şans var eLimizde. Bu gün sevgi diLeneni yarın göremeyiz istesek de, ne mercekLe ne yaLvarmakLa, giden geri geLmez geç kaLırsanız, iki tatLı sözü söyLeyecek kimse de kaLmaz yanınızda. Seven yürekLere sesLenin, sevdiğinizi söyLeyin korkmayın. Ne sermayesinden kaybedersiniz ne eLde edeceğiniz kardan zarara uğrarsınız. Her durumda kazanırsınız sevdiğinizi söyLeyince. Vakit geçmeden, o istemeden, o diLemeden, siz söyLeyin " Seni Seviyorum" diye iLk önce, ne kaybedersiniz? Annenize, babanıza, kardeşinize büyüğünüze küçüğünüze hiç farketmez beLki bir dostunuza ya da mesai arkadaşınıza "Seni Seviyorum" deyin. CümLeniz bittiğinde onun gözLerindeki ışıLtı yüreğinizi ısıtacaktır. Kendiniz için yüreğinizi ısıtmak için söyLeyin sevdiğinizi... Benim en çok kuLLandığım bazıLarının söyLemekten sakındığı, çok söyLendiğinde anLamını yitirenmiş gibi görünen ama asLa öyLe oLmayan bir yürek sesLenişi, bir duygu ifadesidir bu iki keLime... "SİZLERİ SEVİYORUM" sevmek ve sevilmek dileğiyle ALLAH Razı Olsun Mustafa kardeş eline emeğine sağlık selam sevgi ve dua ile
| |
| | | MaVi_GüL Admin
Mesaj Sayısı : 16821 Kayıt tarihi : 03/07/08
| Konu: Geri: Yalnızca Sevdiğimi Söylemek İçin Cuma Ekim 15 2010, 01:12 | |
| | |
| | | | Yalnızca Sevdiğimi Söylemek İçin | |
|
Similar topics | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |
|