ebeda
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

ebeda

Sonu Olmayan Bir Yolda Birlikte Yürüyenlerin Sitesi
 
AnasayfaAnasayfa  Ahir zaman ümmeti Empty  Radyo  Latest imagesLatest images  AramaArama  Giriş yap  Kayıt OlKayıt Ol  
Son Konular
Konu Son Yazan GöndermeTarihi
Cuma Şub. 09 2024, 12:26
Cuma Şub. 09 2024, 12:25
Cuma Şub. 09 2024, 12:25
Cuma Şub. 09 2024, 12:24
Çarş. Ara. 06 2023, 12:37
Çarş. Ara. 06 2023, 12:26
Çarş. Ara. 06 2023, 12:20
Ptsi Ara. 04 2023, 15:55
Ptsi Kas. 06 2023, 20:33
Ptsi Kas. 06 2023, 20:23
Ptsi Kas. 06 2023, 20:19
Ptsi Kas. 06 2023, 20:17
Ptsi Kas. 06 2023, 20:16
Ptsi Kas. 06 2023, 20:15
Ptsi Kas. 06 2023, 20:14

 

 Ahir zaman ümmeti

Aşağa gitmek 
4 posters
YazarMesaj
Nur_Sultan
Moderator
Nur_Sultan


Mesaj Sayısı : 3652
Kayıt tarihi : 21/09/08
Yaş : 55

Ahir zaman ümmeti Empty
MesajKonu: Ahir zaman ümmeti   Ahir zaman ümmeti EmptyPerş. Şub. 25 2010, 10:58

Ahir zaman ümmeti Ahirzamanummetimedium0


Bizler... En ufak bir sıkıntıya bile maruz kalmadan dünyanın bir gül bahçesi olmasını istiyoruz sanki.

'Sizden öncekilerin durumu sizin başınıza gelmeden cennete girivereceğinizi mi sandınız?' ayetini bilmemize rağmen, sıkıntının, derdin ve çilenin bizi bulmasından ötürü yakınmakla ömür tüketiyoruz. Fedakârlığın bizden uzak olmasını isterken, 'İkinin ikincisi' Ebu Bekir'in sadece fedakârlık olduğunu kavrayabiliyor muyuz? ALLAH'a en sevgili gelenin bile sıkıntılarla yüzleştiği bir dünyadan yorulmadan geçmek ne kadar mümkün?

ALLAH'ın sevgilisi dahi, ALLAH yolunda sıkıntıya uğramıştı!

Günlerce aç kalan bir Peygamber!

Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Allah yolunda, hiç kimsenin görmediği eziyetlere katlandım. Benim düştüğüm dehşetli hallere hiç bir kimse düşmemiştir. Öyle zamanlar oldu ki üzerimizden otuz gün otuz ve gece geçtiği halde ne Bilal ve ne de ben, onun koltuğu altında sakladığı az bir yiyecek dışında canlıların yiyebileceği hiç bir şey bulamadık. [İbn Mace]

Ebu Talib'in ölümünden sonra Hz. Peygamber

Ebu Talib vefat ettiği zaman Resûlullah'ın yolunu Kureyş'in ahmaklarından birisi kesti ve peygamberin üzerine toprak attı. Hz. Peygamber böylece evine döndü. Kızlarından biri yüzündeki toprağı hem siliyor, hem de ağlıyordu.

Hz. Peygamber de: "Ağlama kızım, kesinlikle ALLAH senin babanı koruyacaktır" dedi.

Ebu Tâlib ölünceye kadar, Kureyşliler Hz. Peygamber'e dokunamadılar. Ancak onun ölümünden sonra Hz. Peygamber'e hakaret ve işkence etmeye başladılar. [Bidaye]

Hz. Peygamber'in Uhud harbinde karşılaştığı sıkıntılar

Uhud gününde Peygamber'in hem bir azı dişi kırılmış, hem de başı yarılmıştı. Hem yüzündeki kanı siliyor hem de: "Acaba Peygamber'in başını yarmış, dişlerini kırmış bir kavim nasıl iflah olacaktır? Hem de Peygamberleri onları ALLAH'a davet ediyorken" diyordu.

Bunun üzerine: "(ALLAH'ın) Onların tevbelerini kabul etmesi veya zalimler olduklarından dolayı onları azablandırması işinden sana bir şey (sorumluluk ve görev) yoktur. [Âl-i İmran: 3/128] ayeti nazil oldu. [Buhari, Müslim, Tirmizi]

Uhud'dan daha çetin bir gün!

Hz. Aişe şöyle anlatıyor: "Hz. Peygamber'den, acaba senin başına Uhud gününden daha şiddetlisi geldi mi?" diye sordum. Hz. Peygamber: "Ben, Abdiyaleyl bin Abdi-Külâl'e sığınmak için başvurduğumda beni kovdu. O kadar üzüldüm ki, âdeta kendimden geçmiş olarak geri döndüm. Karnü's-Seâlib'e nasıl geldiğimi hatırlamıyorum. Ancak orada kendime geldim, başımı havaya kaldırdım. Baktım ki, bir bulut beni gölgeliyor. Cebrail de onun içinde duruyordu.

Cebrail bana: 'ALLAH, kavminin sana söylediklerine ve sana yaptıklarına şahit oldu. Bunun için istediğini kendisine emredesin diye benimle birlikte dağlar meleğini gönderdi' dedi.

Cebrail'in sözünden sonra dağların meleği bana seslendi. Bana selam verdi ve: 'Ey Muhammed! Dilediğini yaparım. İstersen onların üzerine Ebu Kubeys ve el-Ahmer dağlarını kapatırım' dedi. Ben de: 'Hayır, umarım ki ALLAH, onların sulbünden ALLAH'a kulluk eden, ALLAH'ı birleyen ve O'na hiç bir şeyi ortak koşmayan kimseler yaratır' dedim." [Buhari]

ALLAH'ın sevgilisi, Taif'te hakarete uğruyor!

Ebu Tâlib vefat etti. Resûlullah'ın Kureyş'ten çektiği sıkıntılar da arttı. Hz. Peygamber o zaman Sakif kabilesine doğru gitti. Onların kendisini kabul edeceğini ve yardımda bulunacaklarını ümid ediyordu. Sakif'in önderleri olan üç kişi -ki bunlar kardeştirler- Abdi Yaleyl bin Amr, Ubeyd bin Amr, Mesud bin Amr'la karşılaştı. Onlara: "Beni koruyunuz" dedi ve başına gelen felaketleri anlattı. Onlardan birisi: "Eğer ALLAH seni bir şeyle göndermişse, ben Kâbe'nin örtüsünü çalmış olayım!" dedi.

Diğeri de: "Vallahi bundan sonra seninle tek bir kelime bile konuşmam. Eğer peygambersen, zaten seninle konuşma liyakatine sahip olamam" dedi.

Üçüncüsü ise: "Allah başkasını göndermekten aciz midir ki, seni gönderdi?" dedi.

Ve onlar Sakif kabilesine peygamberin kendilerine söylediklerini yaydılar. Onlar bir araya toplanarak Peygamber'le alay ettiler. Yolu üzerinde iki saf halinde durdular. Ellerinde taşlar vardı. Hz. Peygamber adım attıkça onlar taşlarla kendisine vuruyorlardı. Ve bunu yaparken de alay ediyorlardı. Hz. Peygamber'in ayak ve bacakları kanlar içindeydi.

Onların elinden kurtulup bir bağın duvarına sığındı. Orada bir ağacın gölgesinde oturdu. Üzüntülüydü. Bağın sahibi Utbe bin Rabia ile Şeybe bin Rabia idi. Hz. Peygamber onları gördüğünde onların yanına gitmek istemedi. Çünkü onların ALLAH ve Resulü'ne ne kadar düşman olduklarını biliyordu. Ona gelen vahye ne derece düşman olduklarının farkındaydı. Fakat onlar Addas isimli köleyi bir miktar üzümle Hz. Peygamber'e gönderdiler. Addas üzümü Hz. Peygamber'e verince, Hz. Peygamber "Bismillah" dedi ve Addas'a: "Sen nerelisin?" diye sordu.

Addas: "Ninova halkındanım" dedi. Hz. Peygamber: "Salih bir kişi olan Yunus bin Metta'nın şehrinden mi?" dedi. Addas: "Sen Yunus bin Metta'yı nereden tanıyorsun?" dedi. Hz. Peygamber, Yunus hakkında bildiklerini anlattı. Zaten ALLAH'ın risaletini tebliğ ederken, hiç kimseyi hor görmezdi. Bunun üzerine Addas, secde edercesine yere kapanıp Hz. Peygamber'in ayaklarını öpmeye başladı.

O sırada Hz. Peygamber'in ayaklarından kanlar akıyordu. Utbe ile Şeybe de onlara bakıyorlardı. Addas yanlarına dönünce: "Sen niye Muhammed'e secde ettin? Ayaklarını öptün? Sen bunu hiçbirimiz için yapmadın!" dediler. Addas: "Bu, salih bir kişidir. Bize gelen Yunus bin Metta hakkında bana bazı şeyler söyledi ki, onları hiç kimse bilmez. Ve bana ALLAH'ın Resulü olduğunu söyledi" dedi. Bunun üzerine iki kardeş güldüler ve:

"Sakın Muhammed seni Hıristiyanlığından döndürmesin! O hilebaz bir kişidir!" dediler.Sonra Hz. Peygamber Mekke'ye döndü. [Delailü'n-Nübüvve]
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
MaVi_GüL
Admin
Admin
MaVi_GüL


Mesaj Sayısı : 16821
Kayıt tarihi : 03/07/08

Ahir zaman ümmeti Empty
MesajKonu: Geri: Ahir zaman ümmeti   Ahir zaman ümmeti EmptyPerş. Şub. 25 2010, 16:05

çiçek14 Allah razı olsun 2 çiçek14
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
nurtanesi
Üye
Üye



Mesaj Sayısı : 92
Kayıt tarihi : 13/08/09

Ahir zaman ümmeti Empty
MesajKonu: nurtanesi   Ahir zaman ümmeti EmptyCuma Şub. 26 2010, 20:16

TESEKKÜRLER COK GÜZEL
güller
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
mustafa43
Admin
Admin
mustafa43


Mesaj Sayısı : 12855
Kayıt tarihi : 03/07/08

Ahir zaman ümmeti Empty
MesajKonu: Geri: Ahir zaman ümmeti   Ahir zaman ümmeti EmptyC.tesi Şub. 27 2010, 12:40

Bizler... En ufak bir sıkıntıya bile maruz kalmadan dünyanın bir gül bahçesi olmasını istiyoruz sanki.

'Sizden öncekilerin durumu sizin başınıza gelmeden cennete girivereceğinizi mi sandınız?' ayetini bilmemize rağmen, sıkıntının, derdin ve çilenin bizi bulmasından ötürü yakınmakla ömür tüketiyoruz. Fedakârlığın bizden uzak olmasını isterken, 'İkinin ikincisi' Ebu Bekir'in sadece fedakârlık olduğunu kavrayabiliyor muyuz? ALLAH'a en sevgili gelenin bile sıkıntılarla yüzleştiği bir dünyadan yorulmadan geçmek ne kadar mümkün?

Sad Sad Sad

hakikaten bizler ne gördük ne çektik
en küçük huzursuzluğu dağ gibi zannettik
huzurumuz bozulmasın yeterki hepdünyayı gülüp
eğlenme mekanı gördük.oysa bu dava bu din çile
sabır metanet dinidir.çünkü bu dünyada imtihandayız
elbette bir takım çilelere zorluklara haksızlıklara maruz kalacağız
itilip kakılıp dışlanacağız.ALLAH resulü bile dışlanmış horlanmıştı
istese O'na habibim diyen yaptırır mıydı bu zulümleri.habibini bile sınadı O
biz kimiz ki sınava tabi olmayalım dünyamızı cennet görelim.
sabırsızlık diz boyu



MaVi_GüL demiş ki:
çiçek14 Allah razı olsun 2 çiçek14
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Ahir zaman ümmeti
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» AHiR ZAMAN HADİSLERİ
» Ahir Zaman Genciyim!
» Ümmeti Muhammedin Selamı Var...
» Ahir Zamanın Biçare İnsanları...
» Ahir zamanın sırat köprüsü gençlik

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
ebeda :: İslami Konular :: Hz.Muhammed(s.a.v)-
Buraya geçin: