ebeda
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

ebeda

Sonu Olmayan Bir Yolda Birlikte Yürüyenlerin Sitesi
 
AnasayfaAnasayfa  Hasret  Empty  Radyo  Latest imagesLatest images  AramaArama  Giriş yap  Kayıt OlKayıt Ol  
Son Konular
Konu Son Yazan GöndermeTarihi
Cuma Şub. 09 2024, 12:26
Cuma Şub. 09 2024, 12:25
Cuma Şub. 09 2024, 12:25
Cuma Şub. 09 2024, 12:24
Çarş. Ara. 06 2023, 12:37
Çarş. Ara. 06 2023, 12:26
Çarş. Ara. 06 2023, 12:20
Ptsi Ara. 04 2023, 15:55
Ptsi Kas. 06 2023, 20:33
Ptsi Kas. 06 2023, 20:23
Ptsi Kas. 06 2023, 20:19
Ptsi Kas. 06 2023, 20:17
Ptsi Kas. 06 2023, 20:16
Ptsi Kas. 06 2023, 20:15
Ptsi Kas. 06 2023, 20:14

 

 Hasret

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
mustafa43
Admin
Admin
mustafa43


Mesaj Sayısı : 12855
Kayıt tarihi : 03/07/08

Hasret  Empty
MesajKonu: Hasret    Hasret  EmptyPerş. Nis. 25 2013, 20:40

Hasret

Ayın gövdesinden sineme düşüp yıldızlarını yüreğime eken sadâ; vuslâta uzanan seherin ellerine terk ettiğim kanadı kıvrak güvercinin gözlerindeki mali hülyâyı, bir düş soluğuyla şehrine gönderiyorum. Açtığın kapılardan girip içeri, gök kubben den ruhuma sızan sabâ çağrısıyla Hirâ’nın eşiğinde dinleniyorum. Ilık ılık içime esen, yüreğime dokunup geçen, sende dinen bu rüzgâra nicedir teslimim. Bundandır Pervânenin sırrına yüz sürüşüm. Bundandır döndükçe hârlanan Semâzen’in eteğinden süzülüşüm.

Şayet yetseydi elim güneşe bir zerre ışık derleyebilseydim, şifa niyetine sürecektim gecenin karargâhına. Ve bu kadar kaldırımları sevmeyecektik. Nerede yitirmiştik ellerimizi, avuç içlerimize ekilenleri hangi tarih soldurdu bir bir. Oysa biz göğün mavisine gülün hakisine sevdâlı birer gönül idik. İşte bu sebepten güller dün gibi kokmadı, gönüller gökyüzüne bakmadı. Çünkü kaldırımlara yazılmış hayat öykümüz okunuyordu. Sonra bir dilek tutulup savruluyordu göğün bağrına. Bir gün evet bir gün kaldırımlardan toplanıp bakışlar şehrin gök kubbesine bakmalıydılar.

Toynaklarına nice ümit sıkıştırdığımız kervânın, alaca atlarından kalan son izleri bahtımıza yazmasa da kalem, biz vuslâta giden atların hârlı nefesine koşalım. İçinin nehirlerini yeşilin rengine süren bir çocuğa özenelim. Ve yalınayak dünden sıyrılarak. Göğün mavisine gülün hakisine uzanalım. İçimizde biriken çöl yalnızlığını gecenin sırlı karanlığına terk edelim.Yıldızları söküp yerinden parçalara ayırıp gönüllere yerleştirene, ötelerde bir yerde şehrini içimize inşa edene şükür secdesinden varalım. Sonra dinlesin bizi yer, gök, ve sitare!... Sonsuzluğa uzayan terennümlerin aslında ne denli derinlerimizde yeşerdiğini öğrensin ve döksün gecenin siyahına.

Birer acemi seyyah gibi yürüdüğümüz yolun ışığa çıkması, ışığın gözümüzü kamaştırması bizden değil. Yıldızları o diyara konduranın hikmetindendir.
Nûrundan bir lahzâ bahşettiği gönüllerimiz yorgun ve uykusuz geceleri ağırlarken, avuçlarımızda taşıdığımız âteşin vazgeçilmezliği bizdendir. Nasıl ki çölde aheste yürüyen kervândan ayrı düşen bedevi su niyetine serâba koşar, bizde taşıdığımız nârı su niyetine yudumlarız.Yokuş aşağı akan bir ırmağa takılıp gidelim. Biz suya düşen bakışlarımızı kaçırmaya çalışsak da o gönlümüzü, ruhumuzu teslim alıp vuslât diyârına taşısın. Bizi kıskıvrak yakalayan sesin âhenginde enginlere vuralım. Böyle başını taşlara vura vura nereye akar? Sorusuna takılmadan aynı taşlara çarpma arzusuyla peşi sıra sürüklenelim. Yoluna damla damla süzüldüğümüz içimize adını nakşetmekten iştiyak duyduğunuz yere mi yâre midir yarışı görelim.

“Görseydi Bülbül gözlerindeki âh-u zârı utanır intizar etmezdi”

Çöle kurulmuş vaktime gökten gürleyenim; yetseydi cümlelerim, kelimelerim uzansaydı göğüne, geceme tanyerini bağışlayan yüreğine bin bûse konduracaktım. Sen dolaşırken tümcelerim arasında ben bağları uzaktan izleyecek, Senden armağan diyerek güllere kokunu sürecektim. Aldırmasın yüreğin aldanmasın, narın nûra açılan kapısında yorgun düşmesin bedenin.

Tellerindeki tınıyı göğün bağrına savuran şelâle; neden böyle dur durak bilmeden ezersin sinemi. Bilmez misin ritmine kapıldığın sevdânın âhenginde tükenişimi. Nefesini taşıdığın diyâra bir selâm götür benden. Hani hasret dolu su; nasıl ki yürür toprağın duâsıyla, nasıl ki gök gürler yaprağın nidâsıyla bende öyle yürür hasret vardığın diyâra. Beni de al şelâle öyle mahzun kalıp boyun bükmesin lâle.

“Değil midir ki içli bir hasretin yüreğimize döktüğü yalnızca gözyaşıdır”

Rukiye Aydın

Selam Sevgi ve Dua ie...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
MaVi_GüL
Admin
Admin
MaVi_GüL


Mesaj Sayısı : 16821
Kayıt tarihi : 03/07/08

Hasret  Empty
MesajKonu: Geri: Hasret    Hasret  EmptyCuma Nis. 26 2013, 02:08

çiçek16 Allah razı olsun çiçek16
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Hasret
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Hasret...
» Hasret...
» Hasret...
» Hasret
» Hasret

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
ebeda :: Sanat ve Edebiyat :: Makaleler-
Buraya geçin: