Menekşe Özel Üye
Mesaj Sayısı : 2555 Kayıt tarihi : 30/08/10
| Konu: Fincancı Ustası Çarş. Şub. 27 2013, 15:40 | |
| Fincancı Ustası
Fincancı ustası çok haklı bir şöhrete sahipti. Ürettiği fincanlar hemen satılıyor, hatta müşteri- lerin sıra beklediği bile oluyordu. Yaşlı adam seramik fırınına eğilmiş, merakla az önce fırına attığı fincanların pişmesini izliyordu. Genç yardımcısı, ustasının etrafında pervane gibi dolan- maktaydı. Genç adam bir taraftan ustasından kapacağı ayrıntıları yakalamaya çalışırken diğer taraftan da gelecekte kendi tezgahını kurmanın tatlı düşlerini kuruyordu. Fincanlar tam zama- nında fırından çıkarıldı, genç kalfanın yakalayamadığı bir andan geçti ve sonuç her zamanki gibi mükemmeldi. Genç kalfa daha küçücük çocukken bu iyi ustanın yanında çalışma nimetine mazhar olmuş Birkaç kişiden biriydi. Çok azimli ve hırslıydı. Mutlaka o da kendi atölyesinde en güzel fincanları üretecek; yıllardır beklediği şan, şöhret ve zenginliğe kavuşacaktı. Aradan birkaç yıl daha geçti. Kalfa kendisi için artık zamanın geldiğini düşünmeye başladı ve ustasına giderek el vermesini istedi. Yaşlı usta bir an duraksadı, ancak tereddüt anı fazla sürmedi ve genç adama dönerek “Yolun açık, başarın daim olsun!” dedi. Genç adam kısa sürede atölyesini kurdu, fırınını yaktı ve ilk fincanlarını içeri verdi. Ustası- nın yaşadığı heyecanı şimdi daha iyi anlıyordu, kendisi de adeta fincanlarla birlikte fırında pişti. Artık zamanı gelmişti. Heyecandan elleri titreyerek fırının kapağını açtı ve ilk fincanı eline aldı. Ancak o da ne? Fincan dokunur dokunmaz çatlamıştı. Genç adam “Dokunmakta acele ettim, biraz beklemeliydim!” diye düşündü. Yaşadığı telaşı bastırmaya çalışarak bekledi, bekledi. Sonuç yine olumsuzdu. Dokunmadığı fincanlar da birer birer çatlıyordu. Ne yapaca- ğını bilemez halde paniğe kapıldı. Aklına gelen her yöntemi uyguladı, olmadı. Ustasından öğrendiği çözümleri düşünüp uyguladı, yine olmadı. Artık ustalığından endişeye düşerek korkmaya başlamıştı ki, aklına ustasına danışabileceği geldi. Bu seçenek yüreğine su serpmiş- ti; zaman geçirmedi, ustasına koştu. Yaşlı adam tezgahının başında, yaktığı fırının hararetinde ve yine aynı heyecandaydı. Eski kalfasını görünce hiç şaşırmadı, işine tüm sükunetiyle devam etti. Eski kalfa, yeni usta yaşadıklarını anlattı. her şeyi doğru şekilde ve doğru zamanlamayla gerçekleştirmişti ama olmamıştı. Anlatırken sınavdan geçememiş öğrencinin utancını yaşıyordu, mutsuzdu. Hayallerinin parmaklarının arasından uçup gittiğini görmek onu kahre- diyordu. Yaşlı usta genci sözlerini bitirene dek sessizce dinledi ve başını sallayıp yerinden kalktı, gözleriyle kalfasına “Gel!” dedi. Sessizce izledi, ustasının yanında saygıyla durdu genç adam. Usta fırının kapağını yavaşça açtı, yeni pişmiş fincanlardan birini alıp kalfasının kendisini Görebileceği pozisyon seçti, nefesinin bütün gücüyle sıcak fincana “Püf!” dedi. Kalfası bu Safhayı daha önce hiç görmemişti, merakla ustasını izlemeye devam etti. Yaşlı ustanın elindeki fincanda olumsuz bir gelişme yoktu ve sapasağlam avuçlarının içinde parlamaktaydı. Genç adama dönerek “Sana son bir ders! Fincanları fırında gerektiğinden fazla tutar veya erken Çıkarırsan çatlayacaklardır. Fincanlar piştiklerinde çok sıcaktır ve hemen dışarı alınmalıdır. Dışarıdaki havayla fırın sıcaklığı arasındaki fark ortadan kaldırılmazsa fincan çatlar. Ben bu Farkı nefesimin hararetiyle ortadan kaldırıyorum. Her işin bir “püf noktası” vardır ve ustalar onları usta yapan bu ayrıntıyı yılların tecrübesiyle öğrenirler! Dedi.
Başkalarını yönetmek isteyen, Önce kendisinin ustası olmalıdır.. | |
|
Nur_Sultan Moderator
Mesaj Sayısı : 3652 Kayıt tarihi : 21/09/08 Yaş : 55
| Konu: Geri: Fincancı Ustası Çarş. Şub. 27 2013, 19:30 | |
| | |
|
MaVi_GüL Admin
Mesaj Sayısı : 16821 Kayıt tarihi : 03/07/08
| Konu: Geri: Fincancı Ustası Perş. Şub. 28 2013, 01:20 | |
| | |
|