ebeda
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

ebeda

Sonu Olmayan Bir Yolda Birlikte Yürüyenlerin Sitesi
 
AnasayfaAnasayfa  1434 Rebiulevvel ayındayız Empty  Radyo  Latest imagesLatest images  AramaArama  Giriş yap  Kayıt OlKayıt Ol  
Son Konular
Konu Son Yazan GöndermeTarihi
Cuma Şub. 09 2024, 12:26
Cuma Şub. 09 2024, 12:25
Cuma Şub. 09 2024, 12:25
Cuma Şub. 09 2024, 12:24
Çarş. Ara. 06 2023, 12:37
Çarş. Ara. 06 2023, 12:26
Çarş. Ara. 06 2023, 12:20
Ptsi Ara. 04 2023, 15:55
Ptsi Kas. 06 2023, 20:33
Ptsi Kas. 06 2023, 20:23
Ptsi Kas. 06 2023, 20:19
Ptsi Kas. 06 2023, 20:17
Ptsi Kas. 06 2023, 20:16
Ptsi Kas. 06 2023, 20:15
Ptsi Kas. 06 2023, 20:14

 

 1434 Rebiulevvel ayındayız

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Cennet Çiçeği
Özel Üye
Özel Üye
Cennet Çiçeği


Mesaj Sayısı : 5244
Kayıt tarihi : 02/08/10
Yaş : 53

1434 Rebiulevvel ayındayız Empty
MesajKonu: 1434 Rebiulevvel ayındayız   1434 Rebiulevvel ayındayız EmptyÇarş. Ocak 16 2013, 18:55

1434 Rebiulevvel ayındayız

23 Ocak 2013 Çarşamba günü akşamı, 12 Rebiulevvel 1434 Mevlid kandilidir. Mevlid kandilini umre ile ihya etmek isteyenler, Diyanet veya şirketler tarafından organize edilen proğramlara katılmaktadır. Bu sebeble kısaca umre hakkında bilgi vermek istiyorum.

Asr-ı saadetten günümüze kadar dünyanın dört bir yanından Müslümanlar, her türlü meşekkati göze alıp kutsal topraklara gelerek umre ibadetlerini sabırla, aşk ve şevkle ifa etmişlerdir. Günümüzde ise diğer İslam ülkelerinde olduğu gibi Türkiye’de de kontenjan darlığı nedeniyle ikinci kez hacca gidilemediğinden, umre talebi her geçen yıl artmaktadır.

Umre yolculuğu, bir ibadet yolculuğudur. Umre anlatılamaz, târif edilemez, yaşanır. Kısaca şu kadarını söyleyelim ki: Umre, bir Müslümanın hayatında büyük bir dönüm noktası teşkil eden, ruh ve şahsiyetinde önemli değişim ve gelişmeler meydana getiren ve dünya hayatında yaşayabileceği en saadetli, en hoş, en lezzetli bir hâdisedir. O mübarek hâdisenin her anında herkes “ALLAH! ALLAH!” demekte, kâinatın yaratıcısına yönelmekte. Herkes hızlı adımlarla Harem-i Şerif’e gitmekte... Kâ’be-i Muazzamâ, bir başka isimle Beytullah, Cenab-ı Hakk’ın binbir ismiyle, â’zâm derecede tecelli buyurduğu muhteşem bir mekan. İnsan Beytullah’ın avlusundan içeri girer girmez, bambaşka bir mekana geldiğini hissetmekte. Şayet farz namazı kılınmıyorsa, Kâbe’nin etrafını tavaf edenler kuşatmakta.

Umre, kefen misali giyilen ihrâmlarla dünya malının, mülk ve servetinin geçici olduğunu telkin eden, âhiretteki mahşeri hatırlatan, aynı kıyafet içinde zengin-fakir, şehirli-köylü ayırımını ortadan kaldıran, “ben”liği yıkıp “biz”i öne çıkaran, helal olan bazı şeylerin ihrâma girdikten sonra haram kılındığı ve böylece nefis terbiyesi, irade ve sabır eğitiminin yapıldığı, ALLAH Teâlâ’ya açılan ellerin boş çevrilmediği, dînî duyguların, ihlas ve samimiyetin doruk noktaya çıktığı bir ibadettir.

Umre: Umre: Belirli bir zamana bağlı olmaksızın, usûlüne göre ihramlan-dıktan; Mekke-i Mükerreme’de bulunan Kâbe-i muazzamayı tavaf ve Safa-Merve arasında sa’y yaptıktan sonra tıraş olup ihramdan çıkılarak, hem mal hem de bedenle yapılan ve aynı zamanda bazı zorluklara katlanmayı gerektiren sünnet-i müekkede olan bir ibadettir. Umrenin hac ibadetinden farkı: Bir zamanla sınırlı olmaması, Arafat ve Müzdelife vakfesi ile kurban kesme ve şeytan taşlama görevlerinin bulunmamasıdır. Umrede veda tavafı da bulunmamaktadır. Bu bakımdan hacca: “Hacc-ı ekber” yani büyük hac, umreye de: “Hacc-ı asgar” yani küçük hac denir.

Umrenin hükmü:

Hanefî ve Malikî mezheplerinde: Ömründe bir defa umre yapmak: Sünnet-i müekkededir, farz değildir.

Ubeydullah (R.A.) den rivayete göre Resûlullah (S.A.V.) Efendimiz:

“Hac bir cihâddır. Umre de bir tatavvu’ yâni sünnet, nafile bir ibadettir.” buyurmuştur.

Cabir b. (R.A.) den rivayete göre bir sahâbî Resûlullah (S.A.V.) Efendimize:

- Ya Resûlellah! Umre farz mıdır? diye sormuş, Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimiz de:

“Hayır! Umre yapmanız, daha faziletlidir,” buyurmuştur.

Şafiî ve Hanbelî mezheplerinde ise umre: Farzdır. İster farz, ister sünnet-i müekkede olduğu kabul edilsin: Müslüman ömründe en az bir defa mutlaka umre yapmalıdır.
Umrenin zamanı: Umre; hacdan farklı olarak daha geniş bir zaman diliminde yapılan bir ibadettir. Umre için belirli bir zaman yoktur. Her zaman yapılabilir. Ancak, Arefe günü ve ondan sonraki dört günde, yani Arefe ve Kurban bayram günleri olmak üzere, yılda beş gün umre yapılması tahrimen mekrûhtur. Çünkü bu günler hac menâsikinin yapıldığı günlerdir.

Ramazan ayında umre

İbadetler ve salih ameller, işlendikleri vakitlere göre birbirlerinden daha faziletli olurlar. Bazı vakitlerde yapılan bir ibadet veya salih bir amel, diğer vakitlerde yapılana nazaran daha faziletli olur. Ramazan ayı da, ibadetlerin ve salih amellerin sevabının katlanması açısından diğer aylardan daha faziletlidir. Ramazan ayında umre yapılması: Mendubtur, daha faziletlidir. Abdullah b. Abbas (R.A.)den rivayete göre Resûlullah (S.A.V.) efendimiz:

“Zira Ramazan ayında yapılan umre, sevap bakımından benimle yapılan hac yerine geçer.” Buyurmuştur.

Bu hadis-i şeriften öğreniyoruz ki: Rabbimizin bir lütfu ve nimeti olarak umre, Ramazan ayında olmasıyla hâsıl olan sevâb itibâriyle Hac derecesine ulaşmaktadır. Amelin sevabı, ona zamanın şerefi de ilave edilince ziyadeleşmekte ve artmaktadır. Tıpkı huzur-u kalb ve hulus-i niyetle de arttığı gibi.

Çokça umre yapmak

İmkân dahilinde çokca umre yapmak müstehaptır. Çünkü Ebû Hureyre (R.A.)den rivayete göre Resûlullah (S.A.V.) efendimiz:

“Bir umre, kendisiyle öbür umre arasında işlenmiş küçük günahlar için kefarettir.” buyurmuşlardır.

Bir yıl içinde umrenin tekrarlanması caizdir. Abdullah b. Ömer (R.A.), İbn-i Zübeyr zamanında, her sene iki defa olmak üzere senelerce umre yapmıştır. Hz.Aişe (R.Anha) validemiz de, bir sene içerisinde üç umre yapmıştır.

İmkan sahibi olanların farz hacdan sonra nafile hac veya umre yapması da lazımdır. Çünkü Ebu Said el-Hudrî (R.A.)den rivayete göre Resûlullah (S.A.V) efendimiz, ALLAH Teâlâ’nın şöyle buyurduğunu bildirdi:

“Şüphesiz, bedenine sıhhat ve afiyet verdiğim, geçimini de geniş kıldığım bir kul, beş yıl geçer de bana gelmezse elbette hayır ve bereketten mahrumdur.”

Bir de umreye gidişlerde lüks otellerde konaklayıp, “lüks târifeye” dahil olmak yerine, o tarzda bir kişinin harcayacağı parayla aile fertlerinden veya çalışanlardan bir-iki kişinin daha umreye götürülmesi tercih edilmelidir. Tâ ki onlar da o mânevî güzellikleri görsünler, o mübarek beldenin kokusunu duysunlar, oradaki nurânî haletten istifade etsinler, feyz alsınlar...

Umrenin fazileti

Gücü yetenlerin yapacakları bu umre ibadetinin fazileti gerçekten büyüktür. Müslümanın dünya ve ahiret hayatı bakımından büyük bir dönüm noktası olan umre, samimi ve ihlaslı bir şekilde yerine getirilirse, kendisinden önceki günahları yok edip Müslümanı günahlarından arındırır, kalpteki pasları giderir. Çünkü umre boyunca devamlı maddi ve manevi kirlerden temizlik yapılır. Bedenî kirlerden tam bir temizlik yapıldığı gibi, günah kirlerinden de bütünüyle bir temizliğe girişilir. Umrenin günahların affına vesile olacağını Ebû Hureyre (R.A.)den rivayete göre Resûlullah (S.A.V.) Efendimiz:

“Bir umre, kendisiyle öbür umre arasında işlenmiş günahlar için kefarettir.” buyurarak haber vermektedir.

Bu hadis-i şerif, umrenin ne derece faziletli bir ibadet olduğu
Mehmet Talü – Milli Gazete

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
MaVi_GüL
Admin
Admin
MaVi_GüL


Mesaj Sayısı : 16821
Kayıt tarihi : 03/07/08

1434 Rebiulevvel ayındayız Empty
MesajKonu: Geri: 1434 Rebiulevvel ayındayız   1434 Rebiulevvel ayındayız EmptyPerş. Ocak 17 2013, 00:57

çiçek6 Allah razı olsun çiçek6
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
1434 Rebiulevvel ayındayız
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
ebeda :: İslami Konular :: Hz.Muhammed(s.a.v)-
Buraya geçin: