Salat, Namaz
Televizyonda izledim; Namaz ve Salat konusu konuşuldu, içinden çıkamadılar! Kuranda "Namaz" demiyor, "Salat" diyor. Ve çevirilerin hepsinde "Salat" gördüklerini "Namaz" diye çevirmişler. Bundan şu çıkar. Salat sadece namaz değil, Salat, ALLAHı anmak, yüceltmek adına yapılan her şeydir. Bu kapsamda salat, namaz ile sınırlı değil. Yani namaz salatı kapsamaz ama salat namazı kapsar.
Örnek: "Meyve" dendiğinde; elma , portakal, çilek gibi tüm meyveler akla gelir. Elma dendiğinde bir meyve türü olduğu akla gelir ama meyve alanı elma ile sınırlı değildir. Salat meyve gibi elma ise namaz gibi. Biri diğerinin şubesi.
Çevirilerde her "Salat" gördükleri yerde "Namaz" ı yapıştırmışlar bu nedenle içinden çıkamıyorlar. Cahilin biri diyor "Namaz yok mu? Namaz, salatın şubesi olarak var, yoksa Salat namazla sınırlı değil. Meyve denince sadece elma akla gelmesin. Salat denince de sadece namaz akla gelmesin.
Kurban konusu da buna benzer. Kurban denince Kurban bayramı kurbanı akla geliyor. Gırtlak kesme ile sınırlanıyor kurban. Yani kurbanın genel olarak kapsamı kurban bayramıyla sınırlı değil. Kesmek fiili ile de sınırlı değil! Hatta zamanı da sınırlı değil! Kurban bayramı kurbanı ise Kurban kapsamındadır. Ama kurban, kurban bayramı ile sınırlı değil. Bu manada, kurban ile kurban bayramı kurbanı ilişkisi namaz salat ilişkisi gibi. Biri diğerini kapsar. Birinde gırtlak kesme var diğerinde tüm maddi manevi varlıklar var.
Secde konusunda da şunu söylerim; hayvansal bedende yapılan secde ( Baş eller ve dizler yere konarak) diğer boyutlarda da açılmadığında sadece şekilde kalır. Diğer boyutlarda açık ise hayvansal bedenle olan şekli de anlam kazanır.
İnsandan alt varlıklara emrediliyor secde! Bu kapsamda itaati simgeliyor. Ademe secde etmeyen alt varlıklara ALLAHın bedeli var zaten insanın hesap sorma hakkı yok. İnsan ise secdeyi başta kendi İnsan hakikatine yapıyor. Ondan üflenen hakikate önce kendi itaat ediyor. İnsan İnsan a secde ediyor. Açılırsa ucu Ene-l Hak a kadar gider. ALLAH istediği için Adem e (İnsan hakikatini, yazılımını ruhunu temsil eder) secde etmek var.
Secde farklı boyutlarda farklı oluyor diyorum. Yani meleklerin Ademe secdesi, hayvansal bedenli olmayan melekler için bildiğimiz yere baş koyma olmayacak diyorum. Secde itaatin sembolü. Peygamberimizin miraçta sidreden geçip kabı kavseyne geldiği boyuttaki secdesi de belki başı toprağa koyma olarak olmaz çünkü toprak Dünyada esfelde var.
İnsan en yüksek makamda yaratıldı ve sefile atıldı, aslını arıyor. Bu yolculuğunu Miraç olarak anlayabiliriz. Aslına olan yolculuğuna topraktan başladı, bitkiye; bitkiden hayvansal bedene kadar sürdürdü ve şimdi hayvansal bedeninden enerji (cinlerin yaşam alanı olarak bilinen alan) bedene geçmeye hazırlanıyor. Enerjiden sonrası nur (meleküt), sonrası ise nur üzeri nur asıl yaratıldığı yeri
Bu geçişler ilk çağlarda çok yavaştı her aşamada çoğalarak şimdi çok hızlandı.
Bir de şu konu var; eskiler bilir! Şimdiye kadar yanıldılar da şimdikiler mi bildi? Eskiler her şeyi doğru algılasaydı şimdikilere yanlı bir nakil yansıtmazlardı! Peygamberimizden sonra mezhepler çıkmazdı! Peygamber evlatları halifelik mücadelesinde katledilmezdi! Topu topu 500 civarı olan hadisler 1.500.000 gibi hatta daha fazla rakamlara çıkmazdı! Krallar ve padişahlar için kıvrak fetvalar verilmezdi. Daha saymaya gerek yok. Geri değil ileri bakmalı. Dileyen geriye baksın ama kimseyi de zorlamasın.
Akılların açılması dileğimle.
Uyanış başladı.
Selametle;
Ahmet Bektaş...