Edepli İnsan Nasıl Olur...?
Hani hep derler ya bir yanlışı silmenin iki yolu var birincisi silgi ile ikincisi üzerini çizerek. Edep güzel ahlaktır. Güzel ahlak içiyle dışı bir olandır. İstikameti düzgün olandır. Edepsiz insan ise haksız iken kendisini haklı göstermeye susacağı yerde cazgırlık eder. Edepsiz insana dost olmakta düşman olmakta zordur. Onunla hiçbir şeyin değeri olmaz edepli insan için bir kişiye yapılan haksızlık bütün topluma karşı işlenmiş bir şuçtur. Edepli insan bu bilinci paylaşmak ve bu sorumluluğu yerleştirmek zorundadır. Yazı yazarken bile medeni uygarca paylaşşılan sorumluluk bilinci düşünce özgürlüğünün de tek güvencesidir. Bu güvence sağlanmadıkca hoş görünün sevgi yoluna döşenen o güzel yola bir taş bile koyamazsınız unutmayalım ki CESUR BİR KEZ KORKAK BİN KEZ ÖLÜR. Burada birilerine bir şeyler anlatmak için bir kaleme bir kağıda ihtiyacımız olduğu söylenir hep sen başla gerisi gelir denir, ancak kendisinin aklına gelmeyen kalemin ucudur. O ucun yazıp yazmadığı derler. Tıpkı bizim hayatımızda bazı şeylerin başkalarının konturolü altında olduğu gibi. Yaşam dikkat edilmesi ama herşeye rağmen umutla yaşanması gereken bir duygu, içinde arttıkça güzelleşen azaldıkça sana azaplar çektiren bir duygu hele birde paylaşan biri olursa sonsuz kelimesi anlam bulmaya başlar .
Edepli insan doğru düşünmeye başladığı zaman aslında yanlış düşünmekten vaz geçtiğini dürüst davranışın sadece kendin için dürüst olabileceğini her zaman doğruca olmanın ne kadar doğru olduğunu gitmek için kalkan birine ne denmesi gerektiğini bilmektir. Edepli insanlar kendi gerçekliği net bir şekilde görmeli gerçeklerin farkında olmalıdırlar. Boş hayaller peşinde koşarken aslında sahip olduğu en değerli özelliğini yani insanlığını kaybetmemeli. Ne yazık ki insan doğmuş olmak bizleri insan yapmıyor ve bana göre doğmuş olan her varlık ne yazık ki insan değil. İnsan olmaktan çok uzak insanlar dolu çevremizde ne yazık ki.
Nasıl edepli olunur. Aklını iradesini doğru kullanarak sorunlara yaklaşırken birilerine yol gösterirken hakaret etmeden, bildiklerini merhemtle, şevkatle ve en önemlisi vicdanla edepli olunur. Daha önce edepli insanı tarif eden Bülent Aldede arkadaşımın yazısını okuduktan sonra telefonla kendisini dostca uyardım. Kendisi gibi düşünmeyenleri edepsizlikle suçlamaktadır. Eleştiri kendisinin doğal hakkı ama yazı yazmanında bir edebi vardır. Hani derler ya hüküm insanın hayatına hakim olan duruma göre verilir. Oysa ki edepli insanın dostluğu gibi düşmanlığıda merttecedir. Edepli insanlar iyiyi kötüyü gösterirken insan seçmez herkese karşı edepli davranır. O karşıdaki insanın davranış seviyesine göre değil kendi terbiyesine göre muamelle eder. Edepli insan başkasında zarar görebilir fakat başkasına zarar vermez . Birileri onu aldata bilir fakat o kimseyi aldatmaz. Edebi olmayan insan yanlız kendisine zarar vermez etrafındaki herkese zarar verir. Edep varsa ilimde var demektir. Fakat edepsiz bir insan kütüpaneler yutsada yine edepli sayılmaz.
İlim, ilim bilmektir
İlim kendini bilmektir
Sen kendini bilmezsen
Ya nice okumaktır (Yunus Emre)
Alevilik İslamın içinde mi? dışında mı? bu arkadaşa göre Alevilik İslamın içindedir. İslamın dışında görenleri edepsizlikle suçlamaktadır. Sormak lazım sen Alevimisin? Müslüman mısın? Ben Alevi kökenliyim Müslüman değilim. 1500 yıldır atalarım, dedelerim bunu anlatmayı çalışmışlardı. Müslüman olmadıkları için derisi yüzülmüş yüz binlercesi katliamlarla yok olmuş, çok uzağa gitmeye gerek yok Sivas’ta yakılan insanların portresine bakarsak Aleviliğin ne olduğunu anlarsın. 1500 yıldır devletin resmi idolejisi Aleviler İslamın içinde bir tarikattır der. Asimile etmeye çalışmışlardır. Bugün İzzettin Doğan ve Feddullah Gülen’in yaptığıda budur. Bu konudaki anlayışımı daha sonra yazacağım. Herkes şunu bilmelidir ki Alevilerin kendisine göre bir yolu erkanı ve edebi vardır. Onun için Alevi olmuşlardır. İslamiyet doğmadan Alevilik vardı. Ama herşeye rağmen kim kendisini nasıl görmek istiyorsa öyledir. Kimseyi suçlamıyorum çünkü, 1500 yıllık baskı ve katliamlar Alevilerin özgürce düşünmelerini kendi inançlarını yaşamalarını baskı altına almıştır. Onlara İslamiyeti dayatmıştır. Doğal olarak Aleviler asimile edilmeye çalışılmış, bazıları İslamdan etkilenmiştir. Bugün camiye gidenler bile vardır. Ben Aleviyim, Müslüman değilim kendisini İslam içerisinde görenleride edepsizlikle suçlamıyorum bu bir süreç sorunudur. Bundan 30 sene önce ben Kürdüm demek suçtu. Çünkü resmi ideolojiye göre Kürt yoktu. Ama bugün herkes Kürtler vardır diyebiliyor. Bu bir mücadelenin sonucudur ve bir süreçtir. Kimse şaşmasın 15 sene sonra Kürt sorununda olduğu gibi Alevilikte kendi gerçekliğini bulacaktır. Tartışmalar iyidir. Herkes şunu bilmelidir ki gercek değişmez değişenede gerçek denilmez. İnsanlığa yapılması gereken en büyük iyilik onlara akıllarını kullanmayı öğretmektir. Söylediğin sözün nereye varacağını düşünmektir. Yine Bülent arkadaşımıza göre (sol gruplar hemen hemenhepsi alevilerin arasına kendine taraf bulmak için girip oradan o şekilde beslenmek istemektedir). Çok düşündüm muhattap almayayım cevap vermeyeyim diye fakat edepli insanlar olaylar karşısında sabırlı ve sukunetle hareket edince edepsiz kendini yiğit zanneder. Sol örgütler hayatın yaşamın her alanında, meydanlarda, fabrikalarda, işyerlerinde işkence hanellerde idam sehpalarında ve halkın olduğu her yerde vardır, var olacaklar. Sivas’ta yakılanlar, işkencede katledilen İbrahim Kaypakkaya Kürt Kominist ve Kızıl başlılıkla suçlandı bu güzel insanlar bedel ödediler oradan senin gibi beslenmeye çalışmadılar, mücadele verdiler. Riyakarlık yapıp onlara saygım var deme bugün Alevi Derneklerinde mücadele verenler onların takipcileridir. Sitelerinde senin yazılarını yayınlayanlar o sosyalist gençliktir. Söz biliyorsan söyle ibret alsınlar, yok bilmiyorsan susta insan sansınlar. Akıl noksanlığı iki türlüdür. Biri delilik, diğeri ise cahilliktir. Bu tür akla sahip olanlar başkalarına hakaret ederek gündeme gelmeye çalışırlar. En kolay yolu seçerler bu bir zavallılıktır. Zorluklarla uğraşmazlar, taşın altına elini sokmazlar, mücadele alanlarına inmezler. Son sözüm insanların en büyük dostu zorluklardır. Çünkü insanı karşılaştığı zorluklar kuvetlendirir.
BARIŞ AYDIN