Benden Ne İstiyorsun...
Azıksız geldim buraya. Âcizdim. Dil bilmez,dilsiz.Hâl bilmez ,halsiz.Tutamaz bir elsiz.
Çıplaktım;yanımda yoktu getirdiğim bir vâr'ım! "Yok"tum âdetâ!
Apansız geldim buraya,bilinmez bir huzur ikliminden.Ve daha ilk andan itibaren başladı benden isteklerin;senden aldığım her nefesi,sana derhal geri vermemi istedin!
Âh,Dünya..Benden ne istedin...
***
Eksildikçe bana emanet verilen ömür takviminden yapraklarım,bir yandan baharda gürül gürül çağlamak isteyen bir erik ağacı gibi çiçeğe dururken dallarım,bir yandan da gönderdiğin ayazlarla kırıldı kolum kanadım.
"Oku!",dedin;Okudum!
"Çalış!",dedin;çalıştım!
"Yap!"dedin...Ne istersen benden yaptım!
"Sevecektim ama" dedim..."Şurada duracaktım",ben.
Bir nefes alıp,bakacaktım gökyüzüne,en derininden!
Hz.İbrahim'in baktığı yerden bakacaktım sana,Güneş'e,Ay'a..."Batanları sevmem"(1) diyecektim onun gibi...Sonra "ben Rabbime gidiyorum ,O bana yolumu gösterir"(2) diyecektim belki!
Sense O'na giden yollarıma dikenler döküp durdun,sonra gül döktüğün türlü türlü yollar sundun beni yolumdan uzaklaştıran...
Ey Dünya...Benden ne istedin...
Etimi istedin benim.Canımı,ruhumu.Bende bana ait ne varsa,hiçbir şey bırakmamacasına!
Zamanımı istedin;sahip olduğum tek fırsatı!
Hepsini kendin için istedin;tek vaadin,göz çukurumu dahi doyurmayan bir toprak kapkara...
Azıksız geldim buraya.Çok çetin bir imtihan olan Dünya yolculuğuna...Âh Dünya,sen,daha da çetin bir yolculuk olan kabre de beni azıksız yolladın!!
"Keşke toprak olaydım" bile diyemeyecek bir halde:âsi,müflis ve bir avuç pişmanlıkla,beni bir ot olarak değil,"akıl-ruh-kalp sahibi bir insan"olarak yaratmış,bana bir fırsat tanımış Rabbime mahçub yolladın!
Eli boş,gönlü boş,ömrü boş yolladın...
Ne istedin benden...
Âh Dünya...
Ne istediysen hepsini aldın...
Sandım ki,elime geçer,benim olur,bana kalırsın..
Sense biliyordun işte,Sultan Süleyman'a kalmadın ya,bana da kalmayacaktın...
D.Zehra SARAÇ