Çanakkale Savaşı:
Çanakkale Savaşı yalnız bizim tarihimizin değil, yakın dünya tarihinin en önemli savaşlarından biridir.
Birinci Dünya Savaşı'nı galip bitirmek isteyen düşman devletler, gemileriyle Çanakkale Boğazı'nı geçip
İstanbul'u almak istiyorlardı. Osmanlı ordusu, İngiliz ve Fransız donanmalarına karşı Çanakkale Boğazı'nda
aylar süren bir dizi deniz ve kara savaşı yapmıştır. 300 bin askerimizin şehit olduğu bu savaşlar sonucunda,
düşman donanmaları ağır kayıplar vererek geri çekilmişlerdir. Çanakkale Savaşlarının denizle ilgili bölümü,
18 Mart 1915 tarihinde, düşman gemilerinin geri çekilmeleriyle sonuçlandı.
Şehidin Yüzü Tebessüm İçindeydi:
1971'de Karayolları Genel Müdürlüğü, Edirnekapı Şehitliği'nin ön kısmında yolun geçeceği yerlerdeki mezarlıkları
naklederek yolları düzeltecekti. Bu inşaat çalışmalarına katılan Ahmet Yenel, başından geçen ilginç bir olayı şöyle
anlatıyor: “Çevre yolu ve tünelinin geçiş yapacağı istikamette, Edirnekapı Mezarlığı bulunmaktaydı. Ne tevafuk ki
Çanakkale şehitlerinin gömülü kısmı da tam yolumuzun üzerinde; mecburen mezarları açıp şimdiki şehitliğe
nakletmemiz gerekiyordu. Bir gün ölüler arasında elbise ve vücudu nokta kadar bozulmamış bir subay çıktı karşımıza.
Tam uykuya dalmış bir kişi. Pantolonunun iki yanında kırmızı dikişi vardı. Gözleri yumuk sanki bize gülüyordu. Öyle
bir hali vardı ki, ‘Benim canım yok olmadı, öbür dünyada bile olsa ben böyleyim' der gibiydi. Olay Cuma gününe denk
gelmişti. Aynen elbiseleri ile tabuta yerleştirip camiye götürdük. Namazını kılarak tekrardan bugünkü yerine diğerlerinden
ayrı olarak gömdük.” İncelemeler sonrasında bu şehidin isminin Mülazım Yusuf olduğu tespit edilmiştir.
Anzak Askeri Casey Anlatıyor:
İngiliz Yaralıyı Siperine Götüren Beyaz İç Çamaşırlı Türk Askeri:
Conkbayırı'nda korkunç siper savaşları oluyordu. Siperler arasındaki mesafe öyle zamanlar oluyordu ki, 10 metreye
kadar iniyordu. Yine böyle bir zamanda, Çanakkale Savaşları'nda görev yapmış bir Anzak askeri olan Üsteğmen Lord Casey,
gözleriyle gördüğü olayı şöyle anlatıyor: “İki siper arasında açıkta ağır yaralı ve bir bacağı kopmak üzere olan İngiliz
yüzbaşımız avazı çıktığı kadar bağırıyor, ağlıyor, ‘kurtarın' diye yalvarıyordu. Ancak siperlerden hiçbir kimse çıkıp yardım
edemiyor. Çünkü en küçük bir kıpırdanışta yüzlerce kurşun yağıyordu. Bu sırada akıl almaz bir olay oldu. Türk siperlerinden
beyaz bir iç çamaşırı sallandı. Arkasından aslan yapılı bir Türk askeri silahsız olarak siperden çıktı. Hepimiz donduk kaldık.
Asker yavaş adımlarla yürüyor, siperdekiler kendisine nişan almış bekliyordu. Asker yaralı İngiliz subayını yumuşacık bir
hareketle kucakladı. Kolunu omzuna attı ve bizim siperlere doğru yürümeye başladı. Yaralıyı usulca yere bırakıp geldiği gibi
kendi siperlerine döndü. Teşekkür bile edemedik. Günlerce bu cesareti, güzelliği ve insan sevgisini konuştuk.”
alıntı