Yusuf'u kaybettik...
Kaç gömleğimiz yırtıldı arkamızdan sayamadığımız..
Yusuf bir teşbihti..Yusuf bir temsil..Yusuf olabilmek ise hakikat..
Kuyusuna düştüğümüz günahlarımız var..Yalnızlığımız var itildiğimiz kuyuda..
Ve düştüğümüz bu günah kuyusunda bizi bırakıp giden güya kardeşlerimiz..
Kurtarılmayı beklediğimiz kervan var Yusuf gibi..
Fakat kurtuluş ümidiyle elimizi tutup bizi bırakan,çarşıda satan..
Ve rüyalarımız var avuçlarımızda onbir yıldız,bir güneş ve ayımız olan..
Ne garib!Birde hakikat var Yusuf'u sultan yapan..Yusuf'u sultan yapan bir Sultan var!
Gömleğimizde kaç sultanlık bıraktık..Kazanamadığımız..
Simamıza baktığımızda parmaklar kesilmiyor artık!!
Parmağı kestiren şey Yusuf'un sureti mi sandık?!
İçteki siretti..
Hâyâ idi..
Edeb idi..
Takva idi..
Nûr idi..
Kaybettiğimiz Yusuf'luğumuz var..Gömleklerimizde öldürdüğümüz..
Kuyularda boğduğumuz..
Kölelikten geçen sultanlığımız var..Köle olmaya razı olamadığımız..
Sultan olmanın sırrı o gömlekteydi oysa..
Kaç defa yırtıp değiştirdik gömleğimizi..Kaç defa Züleyha'lar yırttı..
Dönemedik..
Ne çâre..Yusuf'u kaybettik,Yusuf'luğumuzu,Yusuf olamayacağız!
Gömleğimiz dikiş tutmuyor artık..
Yusuf'u kaybettik...
alıntı