Sizi "ALLAH" İçin Seviyorum
Günde kaç kez seni seviyorum dersiniz?
Elbette annenizi, babanızı, eşinizi, çocuklarınızı, torunlarınızı, yakınlarınızı, arkadaşlarınızı ve dostlarınızı seviyorsunuzdur...Peki, bunu onlara da söylüyor musunuz?..
Ya da şöyle sorayım: Günde kaç kez Seni seviyorum diyorsunuz?Zaten biliyorlar diyeceksiniz.
Belki, ama ağzınızdan duymak eminim daha hoşlarına gidecek ve sizi sırf bu yüzden daha çok sevecekler.
Bir gün Âlişân Efendimize ashabdan biri gelmiş ve sokaktan geçen bir adamı göstererek;
Yâ Resûlullah, ben şu giden adamı çok seviyorum demiş...
Hazret-i Âlişan Efendimiz sormuş: O bunu biliyor mu?
Hayır, çünkü henüz söylemeye fırsatım olmadı.
Git hemen söyle buyurmuş, Âlişân.
Yarın söylerim demezsiniz değil mi, sevgili dostlarım. Çünkü hiç kimsenin, hiçbirimizin yarını yoktur...
Yarın gelir, ama biz söylemek istediğimizi söyleyemeyebiliriz... (Çünkü yarına kadar ölebiliriz)Ya da söyleriz, ama sesimizi duyuramayabiliriz... (Çünkü sevdiğimiz ölebilir)
İyi bir dostum vardı: İyiydi, ama o iyilikten beklenmeyecek bazı patavatsızlıkları (kusurları) vardı...Çeşitli toplantılarda buluşurduk.
Her buluşmamızda, Şimdi şunu bir kenara çekeyim, şu patavatsızlıklarından kurtulmaya çalışmasını söyleyeyim diye düşünürdüm.Ha bugün, ha yarın derken, söylemek istediklerimi bir türlü söyleyemedim...
Ve bir sabah dostumun öldüğünü öğrendim...Ağladım: Çünkü dostumu ikaz etmeyi daima ertelediğim için, dostum kusurlarıyla birlikte ölmüştü.Keşke diye düşündüm, söylemiş olsaydım.
Hayatımızda ne kadar az keşke varsa sevgili dostlarım, o kadar doğru yaşıyoruz demektir.
Oğlum kansere yakalanmıştı...Günün birinde doktor bana Tıp bitti Yavuz Bey dedi...Tıbben yapılabilecek bir şey kalmadığını söylemeye çalışıyordu...
Hayatla memat arasına sıkışmış buldum kendimi...Oğlumun yattığı odaya koştum, ellerini ellerime aldım ve göz yaşları arasında, Seni çok seviyorum güzeller güzeli diye fısıldadım, Sakın beni bırakma.
Beni duyabiliyorken neden sık sık sarılmadığıma, onu sevdiğimi sık sık söylemediğime öyle bir pişman olmuştum ki, anlatamam.Neyse, Yaradan onu bize bağışladı ve sık sık sevdiğimi söyleme fırsatını buldum.
Mezarlıklara gittiğinizde çevreden gelen seslere kulak verin:Seni seviyorum fısıltıları duyacaksınız...Bilin ki onlar, bu cümleyi söylemekte çok gecikenlerdir.
Sevgiyi söylemenin çeşitli yol ve yöntemleri var, ancak bunların hiçbiri ölüm anına, yahut sonrasına ertelenmemelidir...
Sevdiğinizin cebine küçücük notlar koyabilirsiniz...Cep telefonuna sevgi mesajı çekebilirsiniz...Yakınınızda bile olsa duygulu bir mektup yazabilir, çok istediği bir şeyi hediye edebilir, ya da ona bir şiir yazabilirsiniz...
Şair değilim demeyin: Herkes kendince şairdir, bir şeyler karalayabilir, ve şiirle sevgi iletişimi en iyi yöntemlerden biridir.
Yine de sevgiyi söylemenin en iyi yöntemi, sevdiğiniz insanın gözlerinin içine bakıp gülümsemek ve Seni çok seviyorum demektir...Bence en doğru, en kestirme, en etkileyici ve en geçerli yol budur.
Yaşlı adam, karısının taze mezarının başına çömelmiş, bir şeyler mırıldanıyordu...
Kızı kulak kabarttı. Babası mütemadiyen, Seni seviyorum karıcığım, seni çok seviyorum diyordu.Annesinin sağlığında babasının ağzından böyle bir sevgi sözcüğü duymadığı için çok şaşırdı:
Annemi bu kadar sevdiğini bilmiyordum baba...
Yaşlı adam kızına acı acı gülümsedi:
O da bilmiyordu, çünkü hiç söyleyememiştim...
Yavuz BAHADIROĞLU