ebeda
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

ebeda

Sonu Olmayan Bir Yolda Birlikte Yürüyenlerin Sitesi
 
AnasayfaAnasayfa  Hâtıra Empty  Radyo  Latest imagesLatest images  AramaArama  Giriş yap  Kayıt OlKayıt Ol  
Son Konular
Konu Son Yazan GöndermeTarihi
Cuma Şub. 09 2024, 12:26
Cuma Şub. 09 2024, 12:25
Cuma Şub. 09 2024, 12:25
Cuma Şub. 09 2024, 12:24
Çarş. Ara. 06 2023, 12:37
Çarş. Ara. 06 2023, 12:26
Çarş. Ara. 06 2023, 12:20
Ptsi Ara. 04 2023, 15:55
Ptsi Kas. 06 2023, 20:33
Ptsi Kas. 06 2023, 20:23
Ptsi Kas. 06 2023, 20:19
Ptsi Kas. 06 2023, 20:17
Ptsi Kas. 06 2023, 20:16
Ptsi Kas. 06 2023, 20:15
Ptsi Kas. 06 2023, 20:14

 

 Hâtıra

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Cennet Çiçeği
Özel Üye
Özel Üye
Cennet Çiçeği


Mesaj Sayısı : 5244
Kayıt tarihi : 02/08/10
Yaş : 53

Hâtıra Empty
MesajKonu: Hâtıra   Hâtıra EmptyC.tesi Mart 10 2012, 21:38

[i]Hâtıra



Bir insan vardır, bir de insanın gönlü. Hasrettir gönül. Sevgiye hasrettir; sevilmek ister ve bir de sevmek. Sever insan ama korkar, açılamaz. Bekler, üzülür, bekler ve yine üzülür. Açılır, kabul görmez ve yine üzülür. Sevmeyeceğim der insan, rahat durmaz insanın gönlü. Yine sever insan ama yine açılamaz, dolar gönül; sıkışır, yanar, acır. Bekler insan senelerce, tâ ki sevgilinin kolunda bir başkasını görene dek. “Mutlu olsun.” der, uğurlar sevgiliyi:

“Kimi sevdimse ben, bir sevgili buldu kendine,

Yalnızsan eğer, gel seni de seveyim delice.”

Hep dolmaktadır gönül, boş durmaz. İnsan sevmeyeceğim dese de gönül rahat durmaz. Sevdikçe insan ve gönderdikçe sevgilileri acır gönül, gönül dolar ve doldukça yanar, yandıkça olur, oldukça olgunlaşır, olgunlaştıkça dil söz dökmeye başlar. Her sevgilide yandıkça yanar gönül ve her sevgilide nice söz döker dil ve her sevgilide nice söz kalır insana:

“Nice dilber sevdim ben, ellere oldu hep yâr,

Nice söz kaldı bana, her birinden yâdigâr.”

Sıkışır kalır gönül. İnsan isyân eder ve düşüp kalkmalar başlar onunla bununla. İnsan seveyim dese de gönül “yok” dedi mi bir defa, gelmez gerisi. Sevmeyecektir insan ve sevmez bir süre ama gönül pusudadır. Hasrettir gönül. Sevgiye hasret. Ne zaman el ele iki sevgili görse insan sıkar dişlerini, gönülde bir şeyler kanar, acıtır, acır gönül. Hasrettir gönül ve gönül dolar, doldukça yanar, yandıkça olur, oldukça olgunlaşır ve söz dökmeye başlar dil. “Şâir”e çıkar insanın adı. Gönül yanar, dil döker, kalem yazar. Yazdıkça kalem, dil olgunlaşır, dil olgunlaştıkça kalem yazar, hep yazar kalem.

Ve biri çıkagelir. Sevmem der insan ama gönül rahat durmaz. Yanar gönül, gönül doludur. Dil gönülün emrinde, kalem dilin, kâğıtsa kalemin. Sevmem der insan, insan korkar. Öncekiler gelir aklına, geldikçe korkar. Korksa da insan, gönül dolmuştur bir defa ve dil söyler, kalem yazar. Yazsa da kalem, insan korkar; yansa da gönül, acısa da korkar insan, açılamaz. Zaman beklemez kimse için, geçip gider. Zaman geçtikçe dolar gönül ve acır, acıdıkça gönül, dil döker sözleri ve kalem kâğıda yazar dökülenleri. Bir zaman olur, o “biri” açılır insana. İnsanın gönlünü sevmiştir o “biri”, görmeden sevmiştir, sevmiştir işte, yoktur ötesi. İnanmak istemez insan ama gönül kaptırıverir kendini. Dolmuştur ya gönül, dil döker sözleri durmadan. “Şâir”e çıkmıştır adı bir defa insanın. Ve sevmiştir “şâir”, sevmiştir çünkü önce sevilmiştir ve gönül emreder, dil söyler:

“İnsanın başına gelen en güzel şeymiş sevilmek, en güzel şeymiş inanmak. Çocukça bir sevinçle gülümsemek kendi kendine… Ve bilmek sevildiğini…”

Olmuştur gönül, gönül pişmiştir, sevgiye kanmayı tadar gönül, gönül uçar, koşar gönül, gönül çocuktur oynar. Elinde olmadan gülümser insan herkese, herkese şaka yapar, güldürür herkesi, herkesle güler. Gönül mutludur, insan mutlu ve dünya en güzel bir yerdir artık ve hayat yaşamaya değerdir:

“İki uzak şehirde, aynı güneşe bakar ya iki insan. Aynı havayı solur ya bir hasretle doyasıya… Aynı korkuyla çarpar yürekleri, gözleri aynı sevinçle dolar ve elleri aynı heyecanla titrer ya…”

Velâkin uzun sürmez mutluluk. Korkuları vardır insanın ve ortaya çıkmaya başlar yavaş yavaş. Pusudadır korkular hep, zaman kollar, en çok acıtabilecekleri vakti beklerler. Acımasızdır hayat ve korkular pusudadır yine:

“Hep acı yüzünü gösterdi hayat bana, hep korkuttu. Ve ben korkar oldum sevinmekten bile… Hep pusu kurdu korkularım, sevinçlerimin en uç noktalarında. Ve ben korkar oldum hep sevmelerin şafağında…”

Acımaya başlar yine gönül, gönül dolar, doldukça acır. Bir yanma başlar insanın midesinden göğsüne doğru, yandıkça yanar. Sonra sırtına geçer yanma, omuzlarına çıkar, takılıp kalır boğazında. Bir yumruk oturur insanın boğazına, yutkunamaz insan. Dişlerini sıkar, gözleri yanmaya başlar. Puslanır dünya, bir perde arkasından görünür hissi âdeta. Gözler yanar ve dolar gözler. İki damla inci süzülür yanaklardan çeneye doğru ve damlar yere. İki damla inci ve iki damla kahır hayata, iki damla sitem… İki damla keder…

Ve yine buruktur gülümsemeler artık. Hep karşılıksız olanın acısını görmüştür insan ve şimdi sevilip kaybetmenin acısını tatmaktadır. Ve yine sevgiliden hâtıradır sözler insana…

Muhammed murat gözübüyük
[
/i]
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
MaVi_GüL
Admin
Admin
MaVi_GüL


Mesaj Sayısı : 16821
Kayıt tarihi : 03/07/08

Hâtıra Empty
MesajKonu: Geri: Hâtıra   Hâtıra EmptyPaz Mart 11 2012, 01:25

çiçek9 Allah razı olsun 2 çiçek9
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Hâtıra
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Hatıra
» Hatıra....
» Hatıra...
» Acıyla Sönen Hayata Hatıra...
» Yüzünden Hatıra Bir Eylül Kaldı Bende

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
ebeda :: Sanat ve Edebiyat :: Makaleler-
Buraya geçin: