Nerede O Eski Günler...
Yaşlı bir kadının ağır file taşıdığını görünce sokakta, bizler koşardık. “Bırak teyze, biz taşırız.” Derdik... Bütün kadınlar çocuklara güvenirdi. Bütün çocuklar, yaşlı kadınlara saygı sergisinde gezerdi sanki. Bahşiş verirlerdi kabul etmezdik.Alış-verişe bakkala gönderirlerdi bizleri, üzerini kuruşuna kadar geri verirdik. Saçlarımızı okşamanın gururu yeterdi, bizlere...
Şimdi sokaklarda yürüyen kadınlar dört bir yanını kolaçan etmeden yürüyemiyor,
çantasını kim kapacak diye. Artık ne hak kaldı, ne hukuk! Kimsenin kılı kıpırdamıyor.
Sanki (!) kurulan düzen meyvesini veriyor...
Otobüse dolmuşa bindiğimizde, ayakta kalan bayanlara, yerimizi vermezsek içimiz içimizi yerdi.... Bu erkeklik değildir derdik....Şimdilerde altmış yaşındaki bayana yerini vermemek için başını cam tarafına çeviren soysuzlarla dolu toplum..
Sokak ortasında bir kadının ırzına geçilse, birileri sırasını bekliyor, diğerleri alkış tutuyor. Kalanlar da, “Bana ne kardeşim, kadın da dikkat etseydi” diyor. Giderek, herkes birbirine benziyor.
Bu toplum yalanı talanı sevdi. Mukaddesata saygısız olanı, ikiyüzlüyü...Toplumun infilak etmiş halidir bu sokaklar. O yüzden, kadınlar yürüyemiyor, çocuklar tedirgin, zorbalık kapılara dayandı.
Komşunun komşuya güveni kalmadı. Sokaklar tedirgin! Sokaklar kan kokuyor, cinayet kokuyor. Bu ülkenin namuslu çocukları, hala kendilerine güvenecek yaşlı kadınlar arıyor.
“Bırak teyze biz taşırız” diye...
Şimdi Kadınlar, çocuklardan bile kaçıyor. Azar azar bir mezar kazılıyor ülkemize.
Çocuklara bile güvenini yitirmiş bir ülkenin geleceği olduğunu mu sanıyorsunuz !?
Herkes kendi kirinden pisliğinden memnun. Bakıyorum da, toplumun alnı ak, yüreği bahtiyar (!)
O yüzden kimse sifonu çekmiyor. İslam’dan kurtulduk ,layik olduk adam olduk diyen hokkabazlar,bu toplum kimin eseri.....
“Sakin şehrin sokalarına çıkayım deme,insanlığını satanları bulursun,ölürsünde bin kez orada, göz yaşlarına garip garip bakan, canavarları görürsün...........”
Ne acı bir şey (!) güya kadını kurtardılar,sokakta kafeslenme özgürlük oldu....“Göz acuben gördüğüm gönül verip sevdiğim....” sadakatlı türküler, yerini “Boş ver boş ver arkadaş başka bulursun...” eskimişse at gitsin zırıltılarına bıraktı...Bir elinde cımbız, bir elinde ayna, umurundamı dünya..
Elveda aşk elveda kalbimin en temiz hislerini, senin için sakladığım helalim …ALLAH’a rağmen kurulan sistemlerde eşya çok pahalı insan ucuz; bir arabayı almak için dünyanın parasını döker bir sürü vaktini verir, brokratik engelleri aşar, güç bela işlemleri tamamlar ve ancak arabaya sahip olurken, 15-20 senede yetişen bir genç kıza birazcık yanaşmak, onun her şeyine sahip olmaya yetiyor....
Her şarkıda bir feryat, sacların neden beyazlanmış arkadaş….. Bilmemki bu dünyaya ben niye geldim… Şimdi meyhaneler, kumarhaneler teselli pınarı, susadıkça içilen,
içildikçe susuzluğun dayanılmaz hale geldiği, teselli serapları....Alkolle uyuşturup soru sormayı önlemek.....
İçim sonsuza uzanıyor ve bağırıyorum “Ebedi olmak istiyorum” Soruyorum kendime ağlamak acılarımı dindirmeye yetermi acaba? Bütün toplumumuzu yatak kıyafetleriyle dolduran genc kızlarımızı ne yapacağız ? Söyleyin ideolojiler insana ne verdiniz ?Hani gönül aleminiz? Nerde onun iç mimarisini kuracak projeleriniz ? Gül bahçelerini
kuruttunuz şimdi diken bahçelerinde yol alıyor insanlık...
Ama sizin koyduğunuz bütün engelleri, barikatları, bir bir aşarak şanlı bir nesil geliyor...
Ne kadar korksanızda korkunuzun sonunuzun gelmesine faydası yok ,korktukça
zulmünüz artıyor, zulmünüz arttıkça uyanış devam ediyor....Siz istesenizde istemesenizde ALLAH nurunu tamamlayacaktır.
Selam Sevgi ve Dua ile...