ebeda
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

ebeda

Sonu Olmayan Bir Yolda Birlikte Yürüyenlerin Sitesi
 
AnasayfaAnasayfa  Yusufun Güneşi  Empty  Radyo  Latest imagesLatest images  AramaArama  Giriş yap  Kayıt OlKayıt Ol  
Son Konular
Konu Son Yazan GöndermeTarihi
Cuma Şub. 09 2024, 12:26
Cuma Şub. 09 2024, 12:25
Cuma Şub. 09 2024, 12:25
Cuma Şub. 09 2024, 12:24
Çarş. Ara. 06 2023, 12:37
Çarş. Ara. 06 2023, 12:26
Çarş. Ara. 06 2023, 12:20
Ptsi Ara. 04 2023, 15:55
Ptsi Kas. 06 2023, 20:33
Ptsi Kas. 06 2023, 20:23
Ptsi Kas. 06 2023, 20:19
Ptsi Kas. 06 2023, 20:17
Ptsi Kas. 06 2023, 20:16
Ptsi Kas. 06 2023, 20:15
Ptsi Kas. 06 2023, 20:14

 

 Yusufun Güneşi

Aşağa gitmek 
3 posters
YazarMesaj
mustafa43
Admin
Admin
mustafa43


Mesaj Sayısı : 12855
Kayıt tarihi : 03/07/08

Yusufun Güneşi  Empty
MesajKonu: Yusufun Güneşi    Yusufun Güneşi  EmptyPtsi Eyl. 05 2011, 21:56

Yusufun Güneşi

Kannallarında kuğuların, martıların ve ördeklerin gezindiği, güvercinlerin bu gezintiye kıyılardan eşlik ettiği,yemyeşil meralarında mübarek hayvanların tesbih ederek dolaştıkları bir köy kadar şirin küçük bir ülke olan Hollanda'da Müslüman olmuş bir Hollandalı ile tanıştık.
Yeşil gözleri, beyaz teni ve kumral saçlarıyla tipik bir Hollandalıyı, pırıl pırıl bir çehreyle görmek pek alışılmış bir şey değildir. Bir arkadaşın evindeki sohbette karşılaştığımız bu "milyonda bir" talihliyle konuşmaya başladık:
- İsminiz?
- Yusuf.
- MaşALLAH Peki, niçin bu ismi tercih ettiniz?
- Yusuf Aleyhisselam-ı kuyuya atmışlar. Annem babam da beni 15 yaşımda sokağa attı.

Bir anne ve babanın hayatlarını daha iyi yaşamak için evlatlarına tekmeyi yapıştırmalarını biz istesek de anlayamayız. Ama o böyle şeylerde çok karşılaştığını ima edercesine, dudağında acı bir tebessüm,
bir tekme işareti yaparak anlatıyordu nasıl evden atıldığını.
- Peki ya sonra?
- Sonra ben çok kötü işlere girdim, hapishaneye düştüm. ALLAH'a dua ediyordum, "ALLAH'ım ne olur kurtar beni, hangi din güzelse onu seçtir bana" diye. Havasının soğuk, binaların soğuk, insanların soğuk olduğu bu ülkede böyle bir manzarayla karşılaşmak, sarp yamaçlarda tek tük biten çiçeklerle karşılaşmak kadar hayret vericiydi. Hapisten çıktıktan sonra dinleri araştırmaya başladım.
Bir gün Müslümanlar'ın daveti üzerine gittiğim bir sohbette masanın üzerinde Kur'an-ı gördüm.
Kur'an adeta konuşuyor, "Oku, oku beni" diyor, bir mıknatıs gibi beni kendisine çekiyordu. Daha sonra
aldığım Kur'an mealini okudukça gözüm gönlüm açıldı ve hidayet bana nasip oldu.

Yusuf Müslüman olduktan sonra İslam'ı yaşamak için çok gayret sarf etmiş; fakat maalesef etrafındaki eski kötü arkadaşları onun peşini bırakmamışlar. Yalnız kalan Yusuf eski günahlara meyleder gibi olmuş.İçine tekrar düştüğü zulmetlerden nasıl bir ikazla çıkarıldığını Yusuf şöyle anlattı:
- Tekrar günah işlemeye başladığım zaman kendimi ateşin içine düşmüş gibi hissettim.
Sanki vücudum yanıyordu. Garip şeyler duymaya başlamıştım: "İnneke fi zulümat" (Sen karanlıklardasın) sesi kulaklarımda yankılanıyordu. Ne zaman gözüm harama kaysa "İnne semian basira" (ALLAH herşeyi işitenve görendir.) sesini duyuyordum.

Bundan sonra Yusuf bu çevreyi terk etmesi gerektiğine karar verir.
Bu arada bir gün, terasa bıraktığı motosikletinin üzerine komşusunun çocuğu çıkar, çocuk düşer ve ayağınıincitir. Yusuf ise evde her şeyden habersiz, yeni sünnet olmuş, yalnız başına kalmaktadır:
- Birden yine bir ses işittim: "Yusuf, kalk ALLAH'a dua et, seni öldürmeye geliyorlar." Ben de dua ettim:
"ALLAH'ım, şu şu arkadaşları benim evime gönder" dedim.

Psikolojik rahatsızlıkları olan komşusu, birkaç kişiyi yanına alıp elinde bir zincirle kapıya dayanmış.
Tam o sırada isim isim saydığı o arkadaşları gelmiş, kendisini kurtarmışlar.
Yusuf, hayatının düzene girmesi için Müslüman birisiyle evlenmesi gerektiğini düşünmüş. O sıralarda
evliliğiyle alakalı üç rüya görmüş. Birincisinde bir arkadaşıyla birlikte üçakla Türkiye'ye gidiyorlar.
İkincisinde hanımının evini, kendisini ve isminin Fatma veya Fadime olduğunu, üçüncüsünde ise hanımıyla babası arasında bir tartışma görüyor.

Aradan bir müddet geçtikten sonra bir Türk arkadaşı, evlilik hususunda kendisine yardımcı olmak
istediğini söylüyor ve birlikte uçakla Türkiye'ye gidiyorlar. Konya'da birkaç kişiyle görüşüyor,
fakat Yusuf rüyasındaki evi ve hanımını bulamıyor. Daha sonra bir köyden bir ailenin kızıyla görüştürmeye karar veriyorlar. Yusuf arabayla köye geliyor vedaha arabadan inmeden kızın ismini soruyor. Fatma olduğunu, bazen de Fadime diye diye hitap ettiklerini öğrenince sevincinden "Allahu Ekber!" deyip sıçrıyor.

Evde, müstakbel gelinin ikram ettiği kahveyi içerken çok utandığını, buram buram terlediğini söyledi.
Eski hayatını düşününce, onu değiştiren dinamiklerin ne kadar sağlam olduğunu bir kez daha tasdik ettik.Evlilikten sonra gördüğü rüyalardan hanımına da bahsetmiş. Hatta babasıyla aralarında geçen tartışmayı bile cümle cümle nakletmiş. Hanımı da: "Sen nereden biliyorsun bunları" diye şaşkınlığını ifade etmiş.Kaderin garip bir cilvesi olarak kendisi de hep Avrupalı bir Müslüman'la evlenmek için dua edermiş.Yusuf başından geçen bir hadiseyi daha anlattı:

- Bir gün Almanya'daki bir arkadaşımı çok özledim. Fakat bende adresi yoktu. Yine de Almanya'ya gittim.Bir taksiye bindim ve taksiciye beni herhangi bir camiye götürmesini söyledim. Caminin önünde inip kaldırımda yürürken arkamdan bir ses işittim: "Yusuf, ne arıyorsun burada?" Arkadaşım bana sesleniyordu.Bu tür garip hadiselerden ve daha önceleri duyduğu seslerden oldukça etkilenmiş olmalı ki, bir aradoktoruna bunların sebebini sormuş. Doktor, halüsinasyon deyip geçiştirmiş. Bize de sebebini sordu:"Samimiyet ve ihlas" dedik.Samimiyette çevresine de oldukça tesir etmiş. Bir gün bir Türk arkadaşına: "Sen cuma Müslümanısın" demiş.Arkadaşı böyle bir şeyi, sonradan Müslüman olmuş birinden işitince vurulmuşa dönmüş.Aradan çok geçmeden o da beş vakit namaz kılmaya başlamış.
Bir gece rüyasında şeytanı görmüş, şöyle anlattı rüyasını:

- Elinde süslü süslü yüzükler vardı. İnsanlar sıraya girmiş elini öpüyordu. Ama ben öpmedim.
Yusuf, dünyanın süri ve fani güzelliklerinin insanı tatmin edemeyeceğini idrak etmiş. Şimdi dünyaya değil,ALLAH'a teslim olmuş kardeşlerini hararetle kucaklıyor.
Hayatın geçmiş ve gelecek aynaları arasındaki yansımaları kaderi cilveler halinde tezahür etmiş.
İlkokula giderken Arapça harfleriyle "ALLAH", "ALLAH" yazdığını şimdilerde fark ettiğini söyledi.


Selam Sevgi ve Dua ile...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
MaVi_GüL
Admin
Admin
MaVi_GüL


Mesaj Sayısı : 16821
Kayıt tarihi : 03/07/08

Yusufun Güneşi  Empty
MesajKonu: Geri: Yusufun Güneşi    Yusufun Güneşi  EmptyPtsi Eyl. 05 2011, 23:53

çiçek5 Allah razı olsun çiçek5
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Cennet Çiçeği
Özel Üye
Özel Üye
Cennet Çiçeği


Mesaj Sayısı : 5244
Kayıt tarihi : 02/08/10
Yaş : 53

Yusufun Güneşi  Empty
MesajKonu: Geri: Yusufun Güneşi    Yusufun Güneşi  EmptySalı Eyl. 06 2011, 04:23

MaVi_GüL demiş ki:
çiçek5 Allah razı olsun çiçek5
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Yusufun Güneşi
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Neyleyim Ben Güneşi...
» GÖNÜLLERE DOĞAN GÜNEŞİ
» Gidişlerin Güneşi Olmaz
» Akşam Güneşi Batıyor...
» Batar Ömrümün Güneşi...

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
ebeda :: Sanat ve Edebiyat :: Hikayeler-
Buraya geçin: