ebeda
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

ebeda

Sonu Olmayan Bir Yolda Birlikte Yürüyenlerin Sitesi
 
AnasayfaAnasayfa  Ben Hayatta Neyi Görmek İstiyorum !  Empty  Radyo  Latest imagesLatest images  AramaArama  Giriş yap  Kayıt OlKayıt Ol  
Son Konular
Konu Son Yazan GöndermeTarihi
Cuma Şub. 09 2024, 12:26
Cuma Şub. 09 2024, 12:25
Cuma Şub. 09 2024, 12:25
Cuma Şub. 09 2024, 12:24
Çarş. Ara. 06 2023, 12:37
Çarş. Ara. 06 2023, 12:26
Çarş. Ara. 06 2023, 12:20
Ptsi Ara. 04 2023, 15:55
Ptsi Kas. 06 2023, 20:33
Ptsi Kas. 06 2023, 20:23
Ptsi Kas. 06 2023, 20:19
Ptsi Kas. 06 2023, 20:17
Ptsi Kas. 06 2023, 20:16
Ptsi Kas. 06 2023, 20:15
Ptsi Kas. 06 2023, 20:14

 

 Ben Hayatta Neyi Görmek İstiyorum !

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
mustafa43
Admin
Admin
mustafa43


Mesaj Sayısı : 12855
Kayıt tarihi : 03/07/08

Ben Hayatta Neyi Görmek İstiyorum !  Empty
MesajKonu: Ben Hayatta Neyi Görmek İstiyorum !    Ben Hayatta Neyi Görmek İstiyorum !  EmptyPerş. Eyl. 01 2011, 14:19

Ben Hayatta Neyi Görmek İstiyorum !


Genç adam köyden şehre gelmişti. İlk dikkatini çeken evler oldu. Köyde iki katlı evler varken, burada birbiri üzerine binmiş gibiydiler. Sokaklar kalabalıktı. Arabalar birbiri ardına ulanıyor, çocukların oyuncak arabalarını sürerken “annn!..” dediği gibi basıp gidiyorlardı.

Arkadaşıyla sokakta yürürken kulağına tanıdık bir ses geldi. Durakladı, o durunca arkadaşı da durmuştu:

Ona:

“Ne var, niye durdun?” diye sordu.

Köylü genç sesten yana döndü:

“Dikkat et” dedi “bir ses duyabilecek misin?”

Arkadaşı gözlerini sabit bir noktaya dikti, dikkat durumuna geçti, bekledi ve konuştu:

Araba gürültüleri, ilerden gelen bir sokak satıcısı sesi, bir iki motosiklet gürültüsü… Bunlardan başka bir şey duyamıyorum”

“bir kuş sesi fark etmedin mi?”

Öbürü kendinden emindi:

“Hayır, serçe sesi filan mı?”

“Yok, değil”

Yürüdüler. Köylü genç arkadaşının koluna girdi, onu az önce dinlediği keklik sesine doğru götürdü. Bir iki sokak sonra, yeniden ötmeye başlayan sese yaklaşmışlardı. Az sona bir evin balkonunda, kafes içinde öten kekliği gördüler.

Şehirli genç birkaç sokak ötesinden gelen ve gürültüler arasına karışan sesi arkadaşının nasıl duyabildiğini merak etti:

“Kuşun sesini, sen duydun da ben niye fark edemedim?”

Arkadaşı:

“Köyde keklik avı yapan amcam vardı. Evinde, kafeste keklik eksik olmazdı. Kınalı keklikleri kafeste besler, ava gidince yanında götürürdü. Keklik evde öttüğü gibi dağda da ötüyordu. Dağ keklikleri öten kekliğe, onun sesine geliyorlar, pusuda olan amcam onlara ateş ediyordu.”

Köylü genç bir gün kentte yaşadığı bu olayı köy öğretmenine anlatınca, o yaşananları şöyle yorumladı:

“Psikologlar buna 'algıda idrakte seçicilik' derler. Kim nelere ilgi duyar, neleri bilir, nelere dikkat eder ve neyi almaya hazır olursa; onları görür. Dikkat nelere doğruysa, o tür şeyler algılanır ve görülür. İhtiyaç duyma ve yetişilen kültür de algıda seçicilikte etkilidir.

Bir adam kavgayla ilgileniyor ve kavga etmeye hazır durumda bulunuyorsa; kavgayla ilgili şeyleri görür. Düşman karşısında elinde tüfeğiyle nöbet bekleyen asker yalnız karşısındakine tetiği çekmeyi düşünür.”

Öğretmenin sözleri gencin dünyasına geniş bir ufuk açmıştı:

“Hayat bir yardımlaşmadır” kültürünü alan, herkese yarım etmeye çalışırken; “hayat bir mücadeledir” diye inanan ve bu zihniyetle yetişen; herkesi yemek, ve insanların ayaklarını kaydırmak isteyecekti. İnsanlar, annemiz, babamız, iş arkadaşlarımız, yardım edilecek insanlar mıdır, yoksa mücadele edilecek ve yenilmeleri, alt edilmemeleri gereken varlıklar mıydı?

Öyle değil midir: İnsan biriyle iyi geçinme duyguları içindeyse, muhatabına bu noktadan bakar ve bunun bahanelerini bulur. Onu düşman, rakip, kötü görüyorsa, onunla tartışmak, çatışmak, dövüşmek, kırmak, dökmek bahaneleri de bulunabilir.

Hırsızlık yapmayı düşünen ve o ortamda yetişen biri; uzmanlık alanına giren eşyalarla onları çalmayı düşünerek ilgilenir. Sokakta bir cüzdan bulsa, onu gözle kaş arasında yok eder. Aynı cüzdanı bulan bir başkası ise; onu sahibine nasıl teslim edeceğini düşünür. Çünkü o da farklı bir kültürel ortamda yetişmiş, “empati, doğruluk, emanete hıyanet etmeme” gibi, değerlerle donatılmıştır. Aynı cüzdanı gören iki kişi onu farklı algılar içinde değerlendirmektedir.

Fizik kanunlarıyla ilgilenen bir fizikçi eşyaya bu gözle bakar.

Biri ev almak istiyorsa; çarşıya çıktınca emlakçi dükkanlarını sorar, camlarda “satılık ev” ilanı görmeye çalışır.

Algıda seçicicilik, aslında insanları bir bakıma başka şeylere karşı kör eder. Fakat algıda seçicilik kaçınılmazdır.

Kendimize soralım:

“Ben hayatta neleri görmek, duymak, seçmek, yaşamak, söylemek, öğrenmek, anlamak ve bulmak istiyorum?”

Mutluğu, iyi geçinmeyi gülümsemeyi mi, mutsuzluğu, kavgayı, somurtmayı mı?

ALLAH'ın emir ve yasaklarını ön planda görmeyi, kulluğu mu, yoksa onu hayatta hiç hatırlamamayı mı?

Nasıl olursa olsun zengin olmayı mı, helal yoldan kazanıp muhtaçlara el uzatmayı mı?

Saygı duyup saygı görmeyi mi, kimseyi takmayıp saygı beklemeyi mi?

Gökyüzündeki bulutları, onlardaki saflığı ve rahmeti mi, sabah güneşinin ilk ışıklarındaki güzelliği mi?

Bir yağmur veya fırtına sonunda gelecek güzelliği mi, yoksa fırtına ve yağmurdaki olumsuzlukları mı?

Kendimize soralım:

“Neyi görmek istiyorum?”

Kışı mı, henüz kışı yaşarken kış sonundaki baharı mı?

Dövüşmeyi mi, dövüş sonundaki barışmayı mı?

Öfkeyi mi, öfkenin arkasındaki pişmanlığı mı?

Kötürümü görünce yürüye bilme nimetini mi, adım atabilmeyi fark etmeyi mi; yoksa o engelliyi güçsüzlüğünden dolayı aşağılamayı, ona bir kötülük yapıp yanından uzaklaşmayı mı?

Bir zulüm ve haksızlık durumunda adaleti mi, yoksa zalimle beraber olup onun yanında almayı ve zulüm görenleri daha da ezmeyi mı?

Kendimize soralım:

“Neyi görmek istiyorum?”

Bir gül dalında kaç tomurcuğun açtığını mı, yoksa ondaki dikenleri mi?

Benden daha iyi durumdakileri, nimetler içinde yüzenleri görüp üzülmeyi, mutsuzluğu mu; nimetlerde kendimden daha kötüleri görüp mutlu olmayı mı?

Sevgi verip sevgi almayı mı, nefret verip düşmanlık kazanmayı mı?

Görmeyi arzuladıklarımızı görmeyi mi,yoksa söyleyipte görmekten kaçmayı mı?

Bizden daha hastaları görünce onlara yardımcı olmayı ve sağlığımıza sevinmeyi mi, yoksa yalnız kendi hastalığımıza odaklanıp üzülmeyi ondan mutluluk çıkarmasını bilmemeyi mi?



Selam Sevgi ve Dua ile...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
MaVi_GüL
Admin
Admin
MaVi_GüL


Mesaj Sayısı : 16821
Kayıt tarihi : 03/07/08

Ben Hayatta Neyi Görmek İstiyorum !  Empty
MesajKonu: Geri: Ben Hayatta Neyi Görmek İstiyorum !    Ben Hayatta Neyi Görmek İstiyorum !  EmptyCuma Eyl. 02 2011, 00:41

çiçek Allah razı olsun çiçek
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Ben Hayatta Neyi Görmek İstiyorum !
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Bu Hayatta
» Borçluyuz Bu Hayatta
» Aslında Yalnızsın Bu Hayatta
» Hayatta Hiç Bir Şey Yolunda Gitmiyor!
» Hayatta Sır Yoktur...‏

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
ebeda :: Sanat ve Edebiyat :: Makaleler-
Buraya geçin: