ebeda
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

ebeda

Sonu Olmayan Bir Yolda Birlikte Yürüyenlerin Sitesi
 
AnasayfaAnasayfa  Tüm Şevki Kırılmışlara...   Empty  Radyo  Latest imagesLatest images  AramaArama  Giriş yap  Kayıt OlKayıt Ol  
Son Konular
Konu Son Yazan GöndermeTarihi
Cuma Şub. 09 2024, 12:26
Cuma Şub. 09 2024, 12:25
Cuma Şub. 09 2024, 12:25
Cuma Şub. 09 2024, 12:24
Çarş. Ara. 06 2023, 12:37
Çarş. Ara. 06 2023, 12:26
Çarş. Ara. 06 2023, 12:20
Ptsi Ara. 04 2023, 15:55
Ptsi Kas. 06 2023, 20:33
Ptsi Kas. 06 2023, 20:23
Ptsi Kas. 06 2023, 20:19
Ptsi Kas. 06 2023, 20:17
Ptsi Kas. 06 2023, 20:16
Ptsi Kas. 06 2023, 20:15
Ptsi Kas. 06 2023, 20:14

 

 Tüm Şevki Kırılmışlara...

Aşağa gitmek 
4 posters
YazarMesaj
Cennet Çiçeği
Özel Üye
Özel Üye
Cennet Çiçeği


Mesaj Sayısı : 5244
Kayıt tarihi : 02/08/10
Yaş : 53

Tüm Şevki Kırılmışlara...   Empty
MesajKonu: Tüm Şevki Kırılmışlara...    Tüm Şevki Kırılmışlara...   EmptyPerş. Ara. 09 2010, 22:18

FAKİR BİR genç adam geceleyin kulübesinde uyurken, uyku ile uyanıklık arasında odasının ışıkla dolduğunu görür. Gaipten gelen bir ses ona şöyle der: “Bundan böyle ALLAH için çalışacak ve kulübenin önündeki büyük kayayı bütün gücünle iteceksin!”

Bunun ALLAH’tan gelen bir emir olduğuna inanan adam, ertesi sabah kayayı itmeye başlar. Daha ertesi gün ve izleyen haftalar güneşin doğuşundan batışına kadar taşı itip durur. Aylar süren uğraşı sırasında kaya yerinden bile kımıldamaz. Adam gece kulübesine yorgun-argın dönerken, gününün boşa geçtiğini düşünüyordur artık.

Onun şevkinin kırıldığını hisseden şeytan kalbine vesveseler vermeye başlar: “Ne kadar zamandır bu kayayı itip duruyorsun, bir milim bile kımıldamadı. Kendine bunun için niye yazık ediyorsun? Onu yerinden oynatman zaten mümkün değil...”

Böylece, gence görevi yerine getirmesinin imkânsız olduğunu, dolayısıyla başarısızlığa uğradığı duygusunu aşılamaya çalışır.

Bu tür düşünceler onun şevkini daha da kırar ve ümidini gitgide yitirir. “Doğru ya, kendimi bu iş için niye paralıyorum ki?” diye kendi kendisine söylenir. “Bundan sonra azıcık bir kuvvet harcayacağım. Bu da yeter de artar bile. Koca kaya yerinden kımıldamayacağına göre...”

Ve kararını duasında ALLAH’a bildirir. “ALLAHım, uzun zamandır durmadan dinlenmeden Senin dediğin gibi hareket ettim. Bütün gücümle istediğin şeyi yaptım. Her gün yoruluyorum, ama kayayı bir milim bile kımıldatamıyorum. Neden böyle? Neden başaramıyorum?”

Gaipten bir ses şefkatle cevap verir: “Ey kulum, uzun zaman önce sana emrime uymanı istediğimde kabul etmiştin. Sana görevinin kayayı bütün gücünle itmek olduğunu söylemiştim ve sen de yapmıştın. Ben sana hiçbir zaman onu yerinden oynatmanı beklediğimi söylemedim ki! Senin görevin onu itmekti. Şimdi gücünün tükendiğini, başarısızlığa uğradığını söylüyorsun. Kendine bir bak bakalım. Kolların daha da güçlendi, pazuların büyüdü. Sırtın ağırlığa dayanıklı hale geldi. Bacakların kalınlaştı ve kuvvetlendi. Taşı itmeye başladığından çok daha kuvvetlisin şimdi. Evet, kayayı kımıldatamadın. Ama senden istenen emre itaat etmen ve onu sadece itmendi. Kayayı yerinden oynatacak olan Ben’dim.”

Hatasını anlayan genç, ertesi gün kendi görevinin kayayı yerinden oynatmak değil, onu var kuvvetiyle itmek olduğunu düşünerek verilen görevi yerine getirir. İkinci gün, üçüncü gün derken, kaya birden yerinden kımıldar. O zaman kayayı yerinden kımıldatanın kendisi değil ALLAH olduğunu anlar. Biraz daha uğraştığında, kaya biraz daha oynar ve kenara yuvarlanır. Altından da kendisine ömür boyu yetecek kadar büyük bir hazine çıkar.”

Yukarıdaki öyküyü daha önce okumuş olmama rağmen, geçenlerde katıldığım bir dost buluşmasında yeniden hatırlayınca, ilk kez duyuyormuşcasına etkilendim. Bilmek ile idrak etmek farklı çünkü. Bilginin inancı beslemek ve doğru biçimlendirmek için vazgeçilmezliği şüphesiz. Ve bazen bilgiyi mucizevî kılan, onun tam da ihtiyacınız olduğu anda karşınıza çıkması ve idrâk edilmesi.

Bunun hikmetten bir cüz olduğuna inanan biri olarak, bildiğimiz, yanıbaşımızda duran pek çok detayın veya okuduğumuz bir öykünün, dinlediğimiz bir sohbetin veyahut hayatımızın kıyısından teğet geçen herhangi birinden duyduğumuz bir cümlenin, bazen ne büyük mânâlar ifade edeceğini bilirim. İnsan olarak, hangi rol ve kimlikler içinde hayatımızı idâme ettiriyor olursak olalım, bazen büyük bir heves ve ümitle başladığımız şeylere olan inancımızın zayıfladığını görüp, sarsılırız. Ne zaman böyle duygulara kapılsak, baktığımız yerden gördüklerimiz canımızı yakar. Aslında, gördüklerimiz yanlış değildir; baktığımız noktadan bundan gayrısını görmek mümkün değildir çünkü. Ancak yanlış taraftan baktığımızı farkettiğimizde, manzara tamamen değişir.

Şeytanın “bak” dediği yerden görmek ile, ALLAH’ın “bak” dediği yerden görmek arasında adına “hakikat” denilen küçük(!) bir fark vardır vesselam.

Derya Güney
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Menekşe
Özel Üye
Özel Üye



Mesaj Sayısı : 2555
Kayıt tarihi : 30/08/10

Tüm Şevki Kırılmışlara...   Empty
MesajKonu: Geri: Tüm Şevki Kırılmışlara...    Tüm Şevki Kırılmışlara...   EmptyPerş. Ara. 09 2010, 23:05

Şeytanın “bak” dediği yerden görmek ile, ALLAH’ın “bak” dediği yerden görmek arasında adına “hakikat” denilen küçük(!) bir fark vardır vesselam.

Gercektende bakış açısı duyguları ve düsünceleri çok etkiliyor.Güzel gören güzel düşünür güzel düşünen hayatından lezzet alır.Bakışa göre alış,alışa görede davranışlar şekillenir.

Güzel bir paylaşım emegine sağlık ablam teşekkürler...


************************

''Bir kez olsun muhabbetle Muhammed (s.a.v) diyenleri, muhabbetsiz Muhammedsiz(s.a.v) bırakma ALLAH'ım.''
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
MaVi_GüL
Admin
Admin
MaVi_GüL


Mesaj Sayısı : 16821
Kayıt tarihi : 03/07/08

Tüm Şevki Kırılmışlara...   Empty
MesajKonu: Geri: Tüm Şevki Kırılmışlara...    Tüm Şevki Kırılmışlara...   EmptyCuma Ara. 10 2010, 00:52

çiçek4 Allah razı olsun 2 çiçek4
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
mustafa43
Admin
Admin
mustafa43


Mesaj Sayısı : 12855
Kayıt tarihi : 03/07/08

Tüm Şevki Kırılmışlara...   Empty
MesajKonu: Geri: Tüm Şevki Kırılmışlara...    Tüm Şevki Kırılmışlara...   EmptyPaz Ara. 19 2010, 19:54

Ve kararını duasında ALLAH’a bildirir. “ALLAHım, uzun zamandır durmadan dinlenmeden Senin dediğin gibi hareket ettim. Bütün gücümle istediğin şeyi yaptım. Her gün yoruluyorum, ama kayayı bir milim bile kımıldatamıyorum. Neden böyle? Neden başaramıyorum?”

Gaipten bir ses şefkatle cevap verir: “Ey kulum, uzun zaman önce sana emrime uymanı istediğimde kabul etmiştin. Sana görevinin kayayı bütün gücünle itmek olduğunu söylemiştim ve sen de yapmıştın. Ben sana hiçbir zaman onu yerinden oynatmanı beklediğimi söylemedim ki! Senin görevin onu itmekti. Şimdi gücünün tükendiğini, başarısızlığa uğradığını söylüyorsun. Kendine bir bak bakalım. Kolların daha da güçlendi, pazuların büyüdü. Sırtın ağırlığa dayanıklı hale geldi. Bacakların kalınlaştı ve kuvvetlendi. Taşı itmeye başladığından çok daha kuvvetlisin şimdi. Evet, kayayı kımıldatamadın. Ama senden istenen emre itaat etmen ve onu sadece itmendi. Kayayı yerinden oynatacak olan Ben’dim.”


Güzel bir hikaye,ibret alınacak.Hayat bazen öyle zorluklarla dolu ki
kimi zaman bir kişi çıkar karşına seni engeller,kimi zaman maddiyatsızlık,
kimi zaman başa gelen olumsuzluklar.Bunlar karşısında nerden çıktı bu
feveranı yerine Allahtan geldiğini kabullenmek,kadere rıza göstermek
ve olanlarla mücadele etmek gerekir.Bu bize Rabbimizin yazgısı bir
emridir ki bizi hayata daha güçlü hazırlar güçlü bir insan yapar.
ve olumsuzluklar Rabbimizin dileğiyle en güzele döner gönlümüzün
istediği hale gelir.En önemlisi sabır mücadele ve tevekküldür.


MaVi_GüL demiş ki:
çiçek4 Allah razı olsun 2 çiçek4
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Tüm Şevki Kırılmışlara...
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Öyle Bir Sevki...
» Öyle Sevki Bütün İnsanlığı Kucaklasın Sevgin...

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
ebeda :: Genel :: Serbest Kürsü-
Buraya geçin: