ebeda
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

ebeda

Sonu Olmayan Bir Yolda Birlikte Yürüyenlerin Sitesi
 
AnasayfaAnasayfa  Dost Kapısı Empty  Radyo  Latest imagesLatest images  AramaArama  Giriş yap  Kayıt OlKayıt Ol  
Son Konular
Konu Son Yazan GöndermeTarihi
Cuma Şub. 09 2024, 12:26
Cuma Şub. 09 2024, 12:25
Cuma Şub. 09 2024, 12:25
Cuma Şub. 09 2024, 12:24
Çarş. Ara. 06 2023, 12:37
Çarş. Ara. 06 2023, 12:26
Çarş. Ara. 06 2023, 12:20
Ptsi Ara. 04 2023, 15:55
Ptsi Kas. 06 2023, 20:33
Ptsi Kas. 06 2023, 20:23
Ptsi Kas. 06 2023, 20:19
Ptsi Kas. 06 2023, 20:17
Ptsi Kas. 06 2023, 20:16
Ptsi Kas. 06 2023, 20:15
Ptsi Kas. 06 2023, 20:14

 

 Dost Kapısı

Aşağa gitmek 
4 posters
YazarMesaj
Cennet Çiçeği
Özel Üye
Özel Üye
Cennet Çiçeği


Mesaj Sayısı : 5244
Kayıt tarihi : 02/08/10
Yaş : 53

Dost Kapısı Empty
MesajKonu: Dost Kapısı   Dost Kapısı EmptyPerş. Ara. 02 2010, 18:40

Ebû Saîd Nişâburî Hazretleri birgün talebelerine:

“– Binitleri hazırlayın, kasabaya gidiyoruz.” dedi.

Hazırlıklar yapıldı ve Hazret-i Pîr, bir grup talebeyi de beraberine alarak yola koyuldu. Nişâbur’da bir köye vardıklarında sordu:

“– Bu köyün adı nedir?”

Cevâben:

“– Der-i dost, yâni dostun kapısıdır.” dediler.

Bunun üzerine Ebû Saîd -kuddise sirruh- orada konaklamaya karar verdi. Bir günlük misafirlikten sonra bazı talebeleri:

“– Efendim, hani kasabaya gidecektik; yolumuza devam etmeyecek miyiz?” dediler.

Gönlü mânevî sırlarla dolu Ebû Saîd Hazretleri de onlara:

“– Âşığın, dost kapısına ulaşabilmesi için çok yollar katetmesi gerekir. Biz mâdem ki buraya, yâni bu “dost kapısı”na ulaştık, artık nereye gidelim?” buyurdu.

Kırk gün orada kaldı. Birçok mânevî hâller yaşandı ve köy halkından pek çok kimse Ebû Saîd -kuddise sirruh-’un mübârek ve feyizli sohbetleriyle tevbeye nâil olup, onun sâdık talebeleri oldular. İşte Hazret-i Pîr’in “dost kapısı” olarak kasdettiği asıl mânâ bu idi, yâni gönüller fethetmek… Zîrâ dostun rızâ sarayının kapısının açılması, ancak oraya kazanılmış bir gönül götürebilmekle mümkündü..

HİSSE:
Bir gönül kazanarak dost kapısını aralamak, bütün bağrı yanık, âşık Hak dostlarının en büyük fârikası ve kendilerini yüce vuslata hazırlayacak amel-i sâlihler zincirinde bir muhabbet düstûru olmuştur. Bu cümleden olarak Şâh-ı Nakşibend Hazretleri, mes’ûl olduğu irşâd vazîfesini öyle hassas ve öyle müstesnâ bir gayret içerisinde yapardı ki, talebelerinin her hâliyle alâkadar olurdu. Hazret-i Pîr, bir kimseyi ziyârete gittiğinde onun hâlini hatırını sorduktan sonra âile efrâdını, akrabâlarını, binek hayvanlarını, hattâ tavuklarını bile sorardı. Böylece o kişinin gönlünü kazanmaya çalışırdı. Bir mecliste yemek hazırlandığı zaman, hazırlayanlara o yemekten bizzat kendisi ikrâm ederdi…

ALINTITasavvuf, dostun kapısı önünde diz çöküp eşiğine baş koymaktır, kovsa bile.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Menekşe
Özel Üye
Özel Üye



Mesaj Sayısı : 2555
Kayıt tarihi : 30/08/10

Dost Kapısı Empty
MesajKonu: Geri: Dost Kapısı   Dost Kapısı EmptyPerş. Ara. 02 2010, 23:39

“– Âşığın, dost kapısına ulaşabilmesi için çok yollar katetmesi gerekir. Biz mâdem ki buraya, yâni bu “dost kapısı”na ulaştık, artık nereye gidelim?” buyurdu.

İşte Hazret-i Pîr’in “dost kapısı” olarak kasdettiği asıl mânâ bu idi, yâni gönüller fethetmek… Zîrâ dostun rızâ sarayının kapısının açılması, ancak oraya kazanılmış bir gönül götürebilmekle mümkündü..
*************************

Emegine saglık ''kazanılmış bir gönül''ah keşke bir gönül kazanabilsekk...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
MaVi_GüL
Admin
Admin
MaVi_GüL


Mesaj Sayısı : 16821
Kayıt tarihi : 03/07/08

Dost Kapısı Empty
MesajKonu: Geri: Dost Kapısı   Dost Kapısı EmptyCuma Ara. 03 2010, 01:49

çiçek18 Allah razı olsun çiçek18
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
mustafa43
Admin
Admin
mustafa43


Mesaj Sayısı : 12855
Kayıt tarihi : 03/07/08

Dost Kapısı Empty
MesajKonu: Geri: Dost Kapısı   Dost Kapısı EmptyPaz Ara. 19 2010, 20:01

Bir gönül kazanarak dost kapısını aralamak, bütün bağrı yanık, âşık Hak dostlarının en büyük fârikası ve kendilerini yüce vuslata hazırlayacak amel-i sâlihler zincirinde bir muhabbet düstûru olmuştur. Bu cümleden olarak Şâh-ı Nakşibend Hazretleri, mes’ûl olduğu irşâd vazîfesini öyle hassas ve öyle müstesnâ bir gayret içerisinde yapardı ki, talebelerinin her hâliyle alâkadar olurdu. Hazret-i Pîr, bir kimseyi ziyârete gittiğinde onun hâlini hatırını sorduktan sonra âile efrâdını, akrabâlarını, binek hayvanlarını, hattâ tavuklarını bile sorardı. Böylece o kişinin gönlünü kazanmaya çalışırdı. Bir mecliste yemek hazırlandığı zaman, hazırlayanlara o yemekten bizzat kendisi ikrâm ederdi…

İşte gönül dostlarının olması gereken halleri
Bugünün tarikat ehli mensuplarına ithafen.
Bugünküler ticaret erbabı olup hiç bir müridin sorunuyla ilgilenmez
dönüpte ne haldesin demez oldu.Aksine onları ticaretinin en büyük
gelir kaynağı gördüler.Kendileri lüks otomobillere binip,lüks evler inşa ettiler
yazık yazık yazıııııııııkkk
Sad

MaVi_GüL demiş ki:
çiçek18 Allah razı olsun çiçek18
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Dost Kapısı
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Yanar Yürek “Dost Dost” Diye
» Yanar Yürek Dost Dost Diye...
» Dost Bildiklerim Acaba Neye Dost..?
» Öyle Dost.. Öylesi Dost
» Öyle Dost Öylesi Dost

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
ebeda :: Genel :: Serbest Kürsü-
Buraya geçin: