ebeda
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

ebeda

Sonu Olmayan Bir Yolda Birlikte Yürüyenlerin Sitesi
 
AnasayfaAnasayfa  Peygamberimizin Yetim Çocuklara Apayrı Bir Şefkati Vardı Empty  Radyo  Latest imagesLatest images  AramaArama  Giriş yap  Kayıt OlKayıt Ol  
Son Konular
Konu Son Yazan GöndermeTarihi
Cuma Şub. 09 2024, 12:26
Cuma Şub. 09 2024, 12:25
Cuma Şub. 09 2024, 12:25
Cuma Şub. 09 2024, 12:24
Çarş. Ara. 06 2023, 12:37
Çarş. Ara. 06 2023, 12:26
Çarş. Ara. 06 2023, 12:20
Ptsi Ara. 04 2023, 15:55
Ptsi Kas. 06 2023, 20:33
Ptsi Kas. 06 2023, 20:23
Ptsi Kas. 06 2023, 20:19
Ptsi Kas. 06 2023, 20:17
Ptsi Kas. 06 2023, 20:16
Ptsi Kas. 06 2023, 20:15
Ptsi Kas. 06 2023, 20:14

 

 Peygamberimizin Yetim Çocuklara Apayrı Bir Şefkati Vardı

Aşağa gitmek 
3 posters
YazarMesaj
Cennet Çiçeği
Özel Üye
Özel Üye
Cennet Çiçeği


Mesaj Sayısı : 5244
Kayıt tarihi : 02/08/10
Yaş : 53

Peygamberimizin Yetim Çocuklara Apayrı Bir Şefkati Vardı Empty
MesajKonu: Peygamberimizin Yetim Çocuklara Apayrı Bir Şefkati Vardı   Peygamberimizin Yetim Çocuklara Apayrı Bir Şefkati Vardı EmptyCuma Kas. 05 2010, 00:08

Peygamberimizin Yetim Çocuklara Apayrı Bir Şefkati Vardı

Peygamberimizin yetim çocuklara apayrı bir şefkati vardı. Onlara çok müşfik
davranırdı. Kendisi de yetim olarak büyüdüğü için, yetimliğin ne kadar acı
ve zor olduğunu biliyordu. Yetimlere olan merhametinden dolayı, devamlı
olarak onları korur, haksızlığa uğradıkları zaman haklarını arardı.

Ebû Cehil, bir yetimin vasisiydi. Çocuğun bütün malı yanındaydı, fakat ona
koklatmıyordu.

Bir gün çocuk aç ve çıplak olarak geldi, malından bir-şey istedi. Ebû Cehil,
azarlayarak yanından kovdu. Sonra da Kureyş'in ileri gelenleri çocukla alay
ederek, "Muhammed'e git de, sana yardımcı olsun" dediler.

Onların bu kötü niyetini anlamayan saf ve masum çocuk doğruca Peygamberimize
gitti. Halini arz etti. Peygamberimiz çocuğu yanına alarak Ebû Cehil'in
bulunduğu yere geldi. Yetimin hakkını vermesini söyledi. Peygamberimizi
karşısında gören Ebû Cehil hiç itiraz etmeden yetimin malım iade etti.

Ebû Cehil'in bu uysallığını gören müşrikler, "Sen de sapıttın, Muhammed gibi
çocuklaştın" diye onu küçümsediler.

Ebû Cehil tuhaf bir haldeydi. Onlara şöyle dedi:

"Hayır, siz de benim yerimde olsaydınız, aynı şeyi yapardınız. Çünkü onun
sağında ve solunda birer mızrak gördüm. Vermeyecek olsam bana saplanacaktı."

Peygamberimizin kendi evinden de yetim eksik olmazdı. Hz. Hatice ile
evlendiğinde, Hatice validemizin ölen kocasından Hind isminde bir erkek
çocuğu vardı. Peygamberimiz o yetime kendi öz çocuğu gibi bakmış,
yetiştirmişti.

Yine Peygamberimiz Hz. Ümmü Seleme ile evlendiğinde, beraberinde beş yetimi
vardı. Peygamberimiz ona, beraberinde yetim çocukların bulunmasının
evlenmesine bir engel olmayacağını söyledi ve öylece kabul etti. Bu
çocukların babası Ebû Seleme seçkin Sahabîlerdendi. Bir savaşta şehit
olmuştu. Bu çocuklar Peygamberimizden, öz babalarını aratmayacak, hatta daha
sıcak bir şefkat görmüşlerdi.

Yapılan savaşlar sonunda şehit düşen Sahabîlerin çocukları yetim kalıyordu.
Peygamberimiz bu çocuklara ayrı bir ilgi gösterir, onları yalnız bırakmaz,
ihtiyaçlarını karşılardı. Bazılarını da bizzat kendi himayesine alırdı.

Peygamberimiz bir bayram namazından sonra mescitten çıktığında, çocukların
neşe ve sevinç içinde oynadıklarını gördü. Bir duvarın dibinde de perişan
kılıklı ve mahzun bir çocuk ağlayıp duruyordu. Dikkatim çekti. Doğru onun
yanına vardı.

"Yavrum, neyin var, niçin böyle üzgün duruyorsun? Arkadaşlarınla birlikte
niçin oynamıyorsun?"

Çocuk bir yetimdi. Babası Uhud'da şehit olmuştu. Annesi de başka biriyle
evlenince çocuk sahipsiz kalmıştı. Resul-i Ekrem Efendimiz çocuğun elinden
tuttu. Başını okşadı, gönlünü aldı. Sevindirici bir haber verdi:

"Neden ağlıyorsun? Ben baban, Âişe annen, Fatıma kardeşin olsun, istemez
misin?

Çocuk sevincinden uçacak gibiydi. Heyecanla, "Nasıl razı olmam, Yâ
Resulallah?" diyebildi.

Peygamberimiz ismini sordu: "Buceyr" dedi. "Hayır. Senin ismin Beşir olsun"
buyurdu.

Peygamberimiz çocuğu aldı, evine götürdü. Yedirip içirdi, üstünü başını
giydirdi.

Karnı tok, sırtı pek olan çocuk bir süre sonra oynayan çocukların arasına
karışmak üzere sokağa çıktı.

Neden sevinmeyecekti? Babası Cennete gitmişti; ama şimdi babasının yerine
geçen insan, bütün babaların en hayırlısıydı.

Arkadaşları Beşir'in halindeki değişikliği görünce etrafına toplandılar.
Merakla sordular:

"Sen daha önce ağlayıp duruyordun. Şimdi nasıl oldun da bu hale geldin?"

Beşir cevap verdi:

"Açtım, doydum; çıplaktım, giyindim; yetimdim, Resulullah babam, Âişe annem
oldu."

Bunun üzerine diğer çocuklar Beşir'e gıpta ederek şöyle dediler:

"Ne olaydı, keşke bizim de babalarımız Uhud'da şehit olaydı da, biz de öyle
bahtiyar bir babaya kavuşmuş olaydık."

Peygamberimizin vefatına kadar Beşir bin Akra onun yanında kaldı.
Peygamberimiz ebedî âleme göçtükten sonra Beşir için asıl yetimlik başlamış
oldu. Şöyle ağlıyordu:

"İşte şimdi yetim kaldım, işte şimdi garip oldum."

Yetimin sadece başını okşamak bile çok büyük bir sevap ve Cennet müjdesidir.
Efendimiz bu sevabı şöyle ifade buyururlar:

"Kim sırf ALLAH rızası için şefkatle yetimin başını ok-şarsa, elinin değdiği
saçlar sayısınca ecir ve sevap kazanır. Yanındaki yetime iyilik yapan kimse
ile ben şu iki parmak gibi Cennette beraber olacağız." Daha sonra da orta
parmağı ile işaret parmağının aralarını açarak gösterdi.

Kocası öldüğü halde çocuklarının başında bekleyen, onları büyütüp
yetiştiren, hayâta hazırlayan, edep ve ahlâk öğreten, dul bir hanımın,
Peygamberimizin gözünde çok büyük yeri vardır.

Şöyle buyuruyorlar:

"Cennetin kapısını ilk önce ben açacağım. Bununla birlikte bir kadının
Cennetin kapısını açmak üzere beni geçtiğini görünce:

"Ne oluyor, sen kimsin?" diye sorarım. O da:

"Dünyada iken yetim kalan çocuklarımın başını bekleyen bir kadınım" diye
cevap verir.

Yetim çocuklara bakmak, ihtiyaçlarını karşılamak, bakım ve eğitimleri ile
meşgul olmak insanın şahsiyeti, karakteri ve ahlâkı üzerinde de büyük etki
yapmaktadır.

Ebu'd-Derdâ rivayet ediyor:

"Peygamber Efendimize bir adam geldi, kalbinin katılığından dert yandı.
Resulullah (a.s.m) ona şu tavsiyede bulundular:

"Kalbinin yumuşak olmasını, ihtiyacın olan şeylere kavuşmayı ister misin?

"Öyle ise yetime şefkat göster, başını okşa, yediğinden ona yedir ki, kalbin
yumuşasın ve muhtaç olduğun şeylere kavuşasın."
alıntı

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
MaVi_GüL
Admin
Admin
MaVi_GüL


Mesaj Sayısı : 16821
Kayıt tarihi : 03/07/08

Peygamberimizin Yetim Çocuklara Apayrı Bir Şefkati Vardı Empty
MesajKonu: Geri: Peygamberimizin Yetim Çocuklara Apayrı Bir Şefkati Vardı   Peygamberimizin Yetim Çocuklara Apayrı Bir Şefkati Vardı EmptyCuma Kas. 05 2010, 00:51

çiçek7 Allah razı olsun çiçek7
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
mustafa43
Admin
Admin
mustafa43


Mesaj Sayısı : 12855
Kayıt tarihi : 03/07/08

Peygamberimizin Yetim Çocuklara Apayrı Bir Şefkati Vardı Empty
MesajKonu: Geri: Peygamberimizin Yetim Çocuklara Apayrı Bir Şefkati Vardı   Peygamberimizin Yetim Çocuklara Apayrı Bir Şefkati Vardı EmptyPaz Kas. 07 2010, 13:14

MaVi_GüL demiş ki:
çiçek7 Allah razı olsun çiçek7
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Peygamberimizin Yetim Çocuklara Apayrı Bir Şefkati Vardı
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Gecelerin şefkati
» Gebelere ve Çocuklara Demir...
» Peygamberimizin Nezaketi
» Peygamberimizin (S.A.V.) Sünnetleri
» Yetim Ve Öksüzüm

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
ebeda :: İslami Konular :: Hz.Muhammed(s.a.v)-
Buraya geçin: