ebeda
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

ebeda

Sonu Olmayan Bir Yolda Birlikte Yürüyenlerin Sitesi
 
AnasayfaAnasayfa  Bir Kez Gönül Yıktın İse…! Empty  Radyo  Latest imagesLatest images  AramaArama  Giriş yap  Kayıt OlKayıt Ol  
Son Konular
Konu Son Yazan GöndermeTarihi
Cuma Şub. 09 2024, 12:26
Cuma Şub. 09 2024, 12:25
Cuma Şub. 09 2024, 12:25
Cuma Şub. 09 2024, 12:24
Çarş. Ara. 06 2023, 12:37
Çarş. Ara. 06 2023, 12:26
Çarş. Ara. 06 2023, 12:20
Ptsi Ara. 04 2023, 15:55
Ptsi Kas. 06 2023, 20:33
Ptsi Kas. 06 2023, 20:23
Ptsi Kas. 06 2023, 20:19
Ptsi Kas. 06 2023, 20:17
Ptsi Kas. 06 2023, 20:16
Ptsi Kas. 06 2023, 20:15
Ptsi Kas. 06 2023, 20:14

 

 Bir Kez Gönül Yıktın İse…!

Aşağa gitmek 
3 posters
YazarMesaj
Cennet Çiçeği
Özel Üye
Özel Üye
Cennet Çiçeği


Mesaj Sayısı : 5244
Kayıt tarihi : 02/08/10
Yaş : 53

Bir Kez Gönül Yıktın İse…! Empty
MesajKonu: Bir Kez Gönül Yıktın İse…!   Bir Kez Gönül Yıktın İse…! EmptyPerş. Ekim 28 2010, 20:59

Bir Kez Gönül Yıktın İse…!

Bazen hiç mi hiç konuşmuyoruz!

Bazen çok konuşuyoruz!

Hal ve hareketlerimiz, orta sınıf altı bir üçüncü dünya ülkesinin borsası gibi, hiç sabit durmuyor!

Söz ok gibidir, demiş büyüklerimiz…

Bir kez yaydan ayrıldı mı ok, bir daha durduramazsınız…

Ve hedef eğer planlı programlı bir yer değilse ve rast gele atılmışsa ok, ihtimal ki, “Eyvah!” diyeceğimiz bir yerlere gidip saplanacaktır!

Çok konuşmamak lazım!

Ya da düşünerek konuşmak daha doğru olur!

Çünkü, istem dışı, düşünülmeden söylenen sözler gönül yıkar, kalp kırar!

Gönül ise Kâbe’dir!

Kâbe kadar olmasa da; o da kendince kutsaldır!

Yıkmamak lazım!

….

Hani hatırlarsınız; Peygamber Efendimiz (s.a.v)’e henüz peygamberlik gelmezden beş yıl kadar önce, Kureyşliler Kâbe’yi tamir etme kararı almışlardı. Duvarları yıkılmış, çatısı yok, örtüsü yanmıştı. “Acaba Rabbimiz Kâbe’nin duvarlarının yıkılmasına razı mı?” diye büyük endişeler taşımışlardı da en sonunda tamir işine başlamışlardı.

Kureyşliler; Kâbe’nin kendilerine düşen taraflarını yıkıp yeniden yapmaya karar verdikleri zaman, Ebu Vehb b. Amr, b. Âiz, b. İmran, b. Mahzum kalktı, Kâbe duvarının üzerindeki taşlardan birine elini uzatıp almasıyla taşın elinden sıçrayıp duvardaki eski yerine dönmesi bir oldu!

Ebu Vehb:

"Ey Kureyş cemaati! Kâbe’nin yapısına, kazancınızın temiz ve helal olmayanını sokmayınız!

Ona, ne fahişe başlığı, ne faiz parası, ne de herhangi bir kimseden haksız olarak alınmış olan para sokulmasın!" dedi.

Kureyşiler, Kâbe’yi yıkmaktan çok korkmakta ve çekinmekteydiler.

Velid b. Mugîre, Kureyşlilere:

"Sizin Kâbe’yi yıkmaktaki gayeniz nedir? İyilik mi, yoksa kötülük müdür?" diye sordu.

"Elbette, iyiliktir!" dediler.

Velid b. Mugîre:

"Ey kavmim! Siz, Kâbe’yi yıkmakla onu ıslah etmek istiyor değil misiniz?" diye sordu.

"Evet! Islah etmek istiyoruz!" dediler.

Bunun üzerine, Velid b. Mugîre:

"Yüce ALLAH, ıslah edicileri helak etmez!

Fakat, siz, Rabbinizin Beyt´inin onarımına, mallarınızın temiz ve helal olanından başkasını sok­mayınız!

Ona, faizden, kumardan, fahişe başlığından elde edilen parayı sokmayınız!

Beytullah´ı, mallarınızın kötü olanından uzak tutunuz!

Çünkü ALLAH, malın temiz ve helal olanından başkasını kabul etmez!" dedi.

Kureyşliler, yapılan tavsiyenin gereğini yerine getirdiler.

"O halde, yıkmak için onun üzerine kim çıkacak? Onu yıkmaya, ilk önce kim başlayacak?" dediler.

Velid b. Mugîre:

"Onun üzerine ben çıkacak, onu ben yıkacağım!

Sizin, onu yıkmaya ilk başlayanınız ben olacağım!

Ben, çok yaşlanmış bir kimseyim. Eğer başıma bir iş gelirse, varsın gelsin. Zaten ecelim yaklaşmış bulunuyor!" dedi.

Eline bir külünk alarak Beytullah´ın üzerine çıktı ve bir taşı yıkarken ayağının altındaki taş şid­detle deprenince, Velid b. Mugîre:

"Ey ALLAHım! Biz, Senin dininden çıkmış, sapmış değiliz! Bizim ıslah etmekten, hayırdan başka gayemiz yoktur!" diyerek, Kabe´nin iki rüknü arasındaki kısmından elindeki külünkle taş kaldırıp akşama kadar yıkma işine devam etti.

Halk, o gece, yıkma işine girişmeyip beklediler.

"Akşam olunca, azap inmesinden korkarız!" dediler.

Akşamleyin, Velid b. Mugîre´ye bir azap gelmediğini gürdüler.

O geceyi de beklediler ve:

"Bakalım, Velid´in başına bir felâket gelirse biz Kâbe’den hiçbir taş yıkmayız ve yıktıklarımızı da iade eder, eski haline getiririz.

Eğer onun başına bir felâket gelmezse, yaptığımız işten ALLAH´ın razı olduğunu anlarız ve hemen yıkmaya girişiriz!" dediler.

Kureyş halkı, ertesi günü, sabahleyin Velid b. Mugîre´nin sapasağlam kalkıp işine başladığını gördükleri zaman, kendileri de, kendilerine ayrılmış olan duvarları, onunla birlikte, yıkmaya koyuldular.

İbrahim (a.s.) ın, İsmail (a.s.)la birlikte Kâbe’yi yaparken attığı temele ulaşıncaya kadar, duvarları yıktılar.

Temelde, yeşil, birbirleriyle kaynaşmış, deve sırtı gibi taşlarla karşılaştılar ki, her biri, otuz kişinin bile kaldıramayacağı kadar ağır ve iri idi.

Yıkım işine katılan Kureyşlilerden birisi elindeki külünkün ucunu iki taştan birisini ayırmak için aralarına sokup zorladığı zaman, taş kımıldamış, Mekke ise sarsılmaya başlamıştı!

Telaşlandılar, korktular!

Bunun üzerine, yıkım işine orada son verdiler.

Bir rivayete göre de taş kımıldatılınca, altından, gözleri kamaştıracak derecede bir şimşeğin çaktığı söylenir! Kureyşliler;

"Sakın, bu taşı kımıldatmayınız ve hizasını da bozmayınız!" dediler.

Kımıldatılan taşın, Âdem (a.s.) zamanında Kâbe’nin melekler tarafından inmiş bulunan temelinin taşı olduğu ve İbrahim (a.s.)ın da Kâbe’nin temel ve duvarlarını bunun üzerinden yük­selttiği rivayet edilir.

Burada dikkatinizi çekmek istediğim bir şey var;

Kureyşliler, Kâbe’nin temellerine ilişince Mekke sallandı. Rabbin(c.c) buna rızası olmadı. Tamire tamam, ama temele dokunmak yasak!

Hani teşbihte hata olmaz derler!

Bağışlayın teşbihi biraz abarttıysam!

İnsan ilişkilerinde dikkatli olalım!

Gönül için Kâbe benzetmesi yapılır!

Onu beslerken manevi gıdalarla beslemek lazım!

Haram ve haksız kazançtan uzak tutmak lazım…

Hah, bir de;

Ve meşhur Yunus Emre’nin dediği gibi:



“Bir kez gönül yıktın ise, bu kıldığın namaz değil!

Yetmiş iki millet dahi elin yüzün yumaz değil!”



Dikkat edin, tamir için küçük yıkımlar belki! Ama temellere dokunmak yok!

Gönül yıkmak, içinde bulunduğunuz yeri sallamak demektir…

Gönül yıkmaya ne insanların, ne meleklerin en önemlisi ne de Rabbimizin (c.c) rızası vardır!

Bazen geri dönüşü olmayacak ve kızgınlıkla söylenmiş sözlerin sonu pek iyi olmuyor ama bazen de iyi ki de böyle olmuş, gönlümü kırmış ki gözümün önünü daha iyi görebildim diyorum. Keşke olmasa hiç ama kırıyoruz zaman zaman sevdiklerimizi böyle...
kırmamak ve kırılmamak umuduyla
Selam,SevgiVe Dua İle....



Sayfa başına dön Aşağa gitmek
MaVi_GüL
Admin
Admin
MaVi_GüL


Mesaj Sayısı : 16821
Kayıt tarihi : 03/07/08

Bir Kez Gönül Yıktın İse…! Empty
MesajKonu: Geri: Bir Kez Gönül Yıktın İse…!   Bir Kez Gönül Yıktın İse…! EmptyC.tesi Ekim 30 2010, 02:11

çiçek7 Allah razı olsun çiçek7
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
mustafa43
Admin
Admin
mustafa43


Mesaj Sayısı : 12855
Kayıt tarihi : 03/07/08

Bir Kez Gönül Yıktın İse…! Empty
MesajKonu: Geri: Bir Kez Gönül Yıktın İse…!   Bir Kez Gönül Yıktın İse…! EmptyC.tesi Ekim 30 2010, 11:59

Dikkat edin, tamir için küçük yıkımlar belki! Ama temellere dokunmak yok!

Gönül yıkmak, içinde bulunduğunuz yeri sallamak demektir…

Gönül yıkmaya ne insanların, ne meleklerin en önemlisi ne de Rabbimizin (c.c) rızası vardır!


Gönül kırmak gönül yıkmak çok basit.Tek kelime yeterli
ama yıkılan gönülün sahibindeki yıkımların sonucu çok
önemli.O insanın ne hallere girdiğini için için neler yaşadığını
Rabbine ne niyazlarda bulunduğunu ve o ruh haliyle içten
neler dilediğini düşünün.Ve Rabbimizin o kulunun o haline
kırılmış yıkılmış çökmüş haketmediği veya hakedipte yanlış
muamelelerde bulunulduğu zaman mevlamızın hakkını alacağını
o kuluna iade edeceğini düşünün.''Etme kulum bulursun zulüm''
demişler ve Rabbim ondan daha beterini yaşatır o yaşatana
hiç şüphesiz o en doğruyu bilen hakkı hak sahibine veren
adil ve hakim olandır....


MaVi_GüL demiş ki:
çiçek7Allah razı olsunçiçek7
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Bir Kez Gönül Yıktın İse…!
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Ey Gönül, “Gönül” Ol!…
» Anladı…Ve sustu…Ve ağladı…Dili, yüreği… Hicabından Lal Oldu…
» Sus Diyor Gönül…
» Gönül Teli…
» Yazamadıklarım… Diyemediklerim… Göremediklerim… Bilemediklerim… Silemediklerim…

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
ebeda :: Sanat ve Edebiyat :: Hikayeler-
Buraya geçin: