ebeda
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

ebeda

Sonu Olmayan Bir Yolda Birlikte Yürüyenlerin Sitesi
 
AnasayfaAnasayfa  Ey Gönül! (Mevlana) Empty  Radyo  Latest imagesLatest images  AramaArama  Giriş yap  Kayıt OlKayıt Ol  
Son Konular
Konu Son Yazan GöndermeTarihi
Cuma Şub. 09 2024, 12:26
Cuma Şub. 09 2024, 12:25
Cuma Şub. 09 2024, 12:25
Cuma Şub. 09 2024, 12:24
Çarş. Ara. 06 2023, 12:37
Çarş. Ara. 06 2023, 12:26
Çarş. Ara. 06 2023, 12:20
Ptsi Ara. 04 2023, 15:55
Ptsi Kas. 06 2023, 20:33
Ptsi Kas. 06 2023, 20:23
Ptsi Kas. 06 2023, 20:19
Ptsi Kas. 06 2023, 20:17
Ptsi Kas. 06 2023, 20:16
Ptsi Kas. 06 2023, 20:15
Ptsi Kas. 06 2023, 20:14

 

 Ey Gönül! (Mevlana)

Aşağa gitmek 
3 posters
YazarMesaj
Cennet Çiçeği
Özel Üye
Özel Üye
Cennet Çiçeği


Mesaj Sayısı : 5244
Kayıt tarihi : 02/08/10
Yaş : 53

Ey Gönül! (Mevlana) Empty
MesajKonu: Ey Gönül! (Mevlana)   Ey Gönül! (Mevlana) EmptyÇarş. Ekim 27 2010, 23:27

Ey Gönül! (Mevlana)

Ey Gönül! Sana deli desinler, divane, mecnun desinler; sana mağlup desinler, yenilginin zillet içindeki çocuğu desinler. Fakat ey gönül, sana, zaferin sarhoşu demesinler. Sana, “kalbini kıramadı” demesinler. Ey gönül, haydi yenilgini mübarek kıl. Kır kalbini ve “gönül” ol. Kokular devşir cennetten; hatta daha ötelerden…

Ey Gönül! Biz Sevgili (cc) der iken, sakın Hakk’tan (cc) gayrîsını kastettiğimizi sanma! Biz biliyoruz ki mâsiva, Hakk (cc) esmâlarının tecellisidir; sınırlı idrâkımızın mârifetullahı algılayabileceği seviyedeki perdesidir.. Şimdi söyle! O anki cezbeyle bize Hakk’ı (cc) anımsatan âyinelere Sevgili (cc) diye hitâb edişimiz, o perdenin altındaki aslından uzaklaştığımız mı demektir?…

Ey Gönül! Bir âlim ne kadar çok bilirse bilsin, hiç yaşamamışsa Aşk hakkında kör câhildir.. Belki kitaplardan duydukları ile sana malumat vermeye yeltenecektir, lâkin hiç pratik yapmamış biri kitaplardan okuduklarıyla nasıl doktorluk yapacaksa o hâle düşecektir…

Ey Gönül! Aşk mahrumları Mecnûn’a der: “Leylâ öyle sandığın gibi pek de güzel değilmiş, bizce şehrimizde ondan çok daha güzeller var.” Mecnûn der: “Zâhiri yönümüz, sûretlerimiz, şekillerimiz birer testidir, kadehtir; güzellikse içindeki gönül alıcı İlâhi şarap.. Hakk (cc) bana Leylâ kadehinden bu şarabı sundu. Oysa siz… o kadehten ancak sirke içtiniz, daha Aşk şarabı içmediniz; bu yüzden onun aşkı sizi sizden almadı.”

Ey Gönül! Öyle bir devir ki nefsine hakim olamayanlar, yönetime talip olmuş.. Bu Aşk yolunda gideceğim son nokta, canımı vereceğim yerdir.. Yemeği yutmadan önce çiğnemek ne ise, konuşmadan önce düşünmek de odur…

Ey Gönül! Senin sevgili dediklerin, hakikatte Aşk şarabını içtiğin kadehlerdir.. Seni mest edip cezbeye getiren kap içindeki şaraptır ama o, kadehte gizli olduğundan sen yanılıp zâhirdeki görüntüye değer atfetmektesin.. Aklını başından alan şarap iken sen, gördüklerine muhabbet beslemekte; mahbubunu şarabı içtiğin kadeh zannetmektesin.. Bir düşün! Boş kadehi ne diye dudaklarına götüresin?…

Ey Gönül! Kâinattaki her mahluk zâhiren birer testidir, kâsedir; canlı cansız her kapta gıdâ da gizlidir, zehir de.. Kâsenin içindekini ise ancak tadanlar bilir.. Herkese testiden ancak kendine layık lezzet gelir; Yusuf’un (as) sûreti de bir kadehtir.. Yakup (as) o kadehten ruhunu mest eden şarap içiyordu; kardeşleri kin dolu, hâset suyu zehir yudumluyordu; Züleyhâ ise o kadehte nefsini azdıracak şehveti buluyordu…

Ey Gönül! Aşkın büyüsü yüzlerce Yusuf doğurur; Aşk Hârut’tan, Mârut’tan daha üstün büyü yapar! İnsan mahbûbu hâtırına öyle sûret tasarlar ki, o sûretin çekişi aşkı uğruna onu dillere düşürür.. Sûretin önüne varır gizli sırlarını söylersin; o sûretle, o hayalle dertleşir durursun.. Tıpkı ölmüş yavrusunun mezarına karşı, gönlü yaralı annenin konuşması gibi; o cansız mezar anneye, yavrusuna aşkından diri gibi görünür…

Ey Gönül! Taştan bir kaynak çıkıp akmaya başlasa, bakmışsın ki taş o suyun içinde kaybolmuştur.. Şimdi ben mi Aşktan çıktım, yoksa Aşk mı benden çıktı ne önemi var konuşsana? Gölgenin düşmesi için bir zemin, perde lazımdır anlasana! Gölgenin varlığı ise ışığın varlığına başlıbaşına en büyük delildir aslında.. Biz bir olmuşuz gayrî; onu anınca beni, beni anınca onu dile getirmiş olursun var gerisini sen anla!..

Ey Gönül! Cenâb-ı Hakk’ın (cc) kudret eli, bir vücut testisinden, kadehinden birine zehir sunar, ötekine bal lûtfeder.. Siz insan testisini, üzerindeki nakışı görüyorsunuz ama içindekinden bihabersiniz.. O yüzden birine hısım olan, diğerine hasım olur; birine sefâ görünen, diğerine cefâ görünür.. Senin mahbub bildiğin bende haydut bilinir; senin aklını alan, gönlünü çelen bana gâyet sıradan gelir…

Ey Gönül! Ya Hakk’ı (cc) sev, ya Hakk’ı (cc) seveni sev, Ya Hakk’ı (cc) sevdireni sev, ya Hakk’ın (cc) sevdiğini sev.. Sevgi mumda yanan ateş gibidir; ilk mumu yakan ateş ile binlerce başka mumlar yaksan ve en sondaki bininci mumda yanan ateşe baksan hiçbir fark bulamazsın…

Ey Gönül! Yoksul derviş bir muhitte emirin kölelerini ata binmiş, ipekler giyip altınlar takınmış görünce gâfletle der: “ALLAH’ım (cc) kula, köleye bakmayı şu emirden öğren.” Birgün padişah emirin yanlışını yakalar. Süslü püslü kölelere olmadık işkence yapıp efendilerinin hazinelerinin yerini sorar, cevap alamayınca da canlarına kıyar. O esnada uykudaki derviş şu sesi duyar: “Gel de kul, köle olmayı bunlardan öğren.”

Ey Gönül! İnsan zâhiri etten kemikten inşâ edilmiş yüzünü gösteren aynaya değil de; eğer bir bulabilirse, bâtıni yönünü gösteren aynaya bakarsa Hakk’tan (cc) başka bir şey görmesi mümkün değildir..

Ey Gönül! Aslında ümmî (okuma yazma bilmeyen) kime derler bilir misin? Kâğıt üzerindeki yazanları beden gözüyle okuyamayana değil, kâinat kitabında apaçık yazanları gönül gözüyle okuyamayana..

Ey Gönül! Mahlukâtın yaratılış sebebi Aşktır ki, herşey birşeye âşık.. Miden ekmeğe, suya âşık; gözün güzele, güzelliğe.. Dilin şekere, şerbete âşık; kulağın hoş sese, nâmeye.. Burnun miske, ambere âşık; tenin kadifeye, ipeğe.. Güzel bilinmeye, sevilmeye âşık; çirkin gizlenmeye, görünmemeye.. Nefsin bedene âşık; ruhun eşsiz yüce Sevgili’ye (cc).. Velhâsıl kimi âşıktır güneşe; kimi perdeye düşen âksine, tecellisine…

Ey Gönül! Güzel yüz, aynaya âşıktır.. Bu dünya tuzaksa, yemi senin arzularındır.. Dünyada, insanlar arasındaki tüm ayrımları eşitleyen Aşk’tır.. Âşık, mâşukuna açtır; öğütlerle doyurulamaz.. Aşk, deliliğin arzulananıdır…

gönül, mevlana

selam sevgi ve dua ile..
.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
MaVi_GüL
Admin
Admin
MaVi_GüL


Mesaj Sayısı : 16821
Kayıt tarihi : 03/07/08

Ey Gönül! (Mevlana) Empty
MesajKonu: Geri: Ey Gönül! (Mevlana)   Ey Gönül! (Mevlana) EmptyPerş. Ekim 28 2010, 00:54

çiçek10 Allah razı olsun 2 çiçek10
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
mustafa43
Admin
Admin
mustafa43


Mesaj Sayısı : 12855
Kayıt tarihi : 03/07/08

Ey Gönül! (Mevlana) Empty
MesajKonu: Geri: Ey Gönül! (Mevlana)   Ey Gönül! (Mevlana) EmptyC.tesi Ekim 30 2010, 16:46


Ey Gönül! Cenâb-ı Hakk’ın (cc) kudret eli, bir vücut testisinden, kadehinden birine zehir sunar, ötekine bal lûtfeder.. Siz insan testisini, üzerindeki nakışı görüyorsunuz ama içindekinden bihabersiniz.. O yüzden birine hısım olan, diğerine hasım olur; birine sefâ görünen, diğerine cefâ görünür.. Senin mahbub bildiğin bende haydut bilinir; senin aklını alan, gönlünü çelen bana gâyet sıradan gelir…

Ey Gönül! Ya Hakk’ı (cc) sev, ya Hakk’ı (cc) seveni sev, Ya Hakk’ı (cc) sevdireni sev, ya Hakk’ın (cc) sevdiğini sev.. Sevgi mumda yanan ateş gibidir; ilk mumu yakan ateş ile binlerce başka mumlar yaksan ve en sondaki bininci mumda yanan ateşe baksan hiçbir fark bulamazsın


MaVi_GüL demiş ki:
çiçek10 Allah razı olsun 2 çiçek10
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Ey Gönül! (Mevlana)
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Ey Gönül, “Gönül” Ol!…
» Gönül Yapmak, Gönül Yıkmak
» Hz. Mevlana
» Mevlana...
» Mevlana'dan

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
ebeda :: Genel :: Serbest Kürsü-
Buraya geçin: