Merhamet!
Her şeyin ilk zamana geri dönmesini isteriz. Hayatımızın bile. Her şeyin ilk başa döndüğünde hiçbir problem çıkarmadan ve hatasız bir şekilde tüm engellerin üstünden gelebileceğimize büyük bir inancımız vardır. Bu eylem, tapma eylemini yerine getirmekten farksızdır. Sevincimizi bozabilecek birine karşı bile bir ömür küs olmayı göze alabiliriz. Çünkü sevinmek o an bizedir. Çok şahsidir ve kişiselliğinin bozulduğu an, müzikte tekrarlanan o klişe söz gibi, sevincimizin sahibi ‘’ruhunu kaybetmiştir’’.
Sevgiyi çoğu zaman paylaşmayız. Tek sevenin biz olduğuna ve sevdiğimizin de tek sevilen olacağına kanaat getiririz. Anlayışsız gözükür böyle olunca insan. Ama anlayışsızlık göreceli bir kavramdır. Karşıdan bakıldığında ne kadar da durgun dediğimiz bir durum ve ya hadisenin hülasasında esasen kıyametlerin kopabileceğini unutmamız gerekir. Biz neye göre ilk başta kıyaslama yapıyoruz. Baştan itibaren sonu düşünüp, sonra da hiçbir keyif tanımlaması yapamayan bir insan mıyız acaba? Neden yargılarımızı hep kutsal metin ya da ayet gibi eleştirilerden sakındırmaya çalışıyoruz. Kutsal kitaplar Yaratana aittir ve ondan dolayı gerçekliği eleştirisi yapılamaz. Ama bizim vazgeçemediğimiz eleştirilerin yaratıcısı kim? Biz kendimizi yaratandan daha mı üstün görüyoruz? Hangi belge bizim eleştirimize kanıt? Kendi düşüncelerimizin özgürleşemediği dünya da daha çok yargısız infazlara uğratılanlar olacaktır. İnsanların özel hayatını meslek edinen bir güruh ortaya çıktı ki; haydi her gün aforoz edilmeye gitmeliyiz. Yoksa günahlarımız urganın boynumuza daha çok yakınlaşmasına sebep olacak.
Sevgiyi paylaşamayan insanoğlu, esasında hayatını da paylaşmaz. Aslında hepimiz istisnalar dışında iki tür olarak yaratılmışızdır. Erkek ve kadın bu türlerin genel adıdır. Ve bu iki aynı cins varlığın fizyolojileri kendi aralarında ve birbirleri arasında ortaklık ve ayrışma göstermektedir. Erkekler kendi aralarında vücutsal olarak aynı, kadınlarda kendi aralarında bu ortaklığı paylaşırlar. İki türün de birbirleri arasında hem fiziksel hem de psiko-sosyal ve düşünme farklılıkları mevcuttur. Yaratanda bu dünyasında bu iki türü birbirine muhtaç kılmıştır. Ve aralarında bu iki türün ne geçerse hayat günlüğü öyle yazılır. Diğer faktörler çoğu zaman için hep ikinci planda kalır ve ikinci sınıfa ayrılmalardan dolayı özel olarak nitelendirdiği aslında hayatı olan kısma kimsenin de girmesini istemez. Çünkü yaşam böyle bir çelişkidir. En sonda birbirimizden kaçacağımız o ana kadar hayat olarak belirlediğimiz kıstaslarımız vardır. Ama hem sevgisini hem de hayatını insan saklarsa ölene kadar, bu dünyada kalbindeki sızıyla gidecek çok insan vardır. Bunun içindir ki; içimize merhamet koyulmuştur. Merhamet olmazsa insanlar çocuk yapma uğraşında çabalamaz. Merhamet olmazsa bu dünyada,köyler,kasabalar,şehirler ve ülkeler ortada kalmaz.Denizde avlanacak balık kalmaz.Ya da rüzgar olmaz,ateş yanmaz.İnsan belki sevgisini paylaşamaz,parasını ve de mülkünü de zor paylaşır;ama merhameti paylaşabilir.Tüm insanlarda farklı tezahürleri olan merhameti insan paylaşabilir.
Peki bir şeyler paylaşabilir ve ya bir şeyler paylaşılamaz yargısı nereden gelmektedir?Kendi düşüncelerimiz özgürleşemediği için bu sebepler ortaya çıkmıştır.Merhametin sadece paylaşılabilir kılmakta aslında evrende hata teşkil eden bir özetlemedir.Bu savı benim kıstaslarım içerisinde düşündüğümde olağan geliyor ve de gerçek dışı bir sınır ihlali yapmıyor.Ama merhametin yalnızca paylaşılamayacağını ve de daha birçok ortak güzelliğimizin olduğunu söylerseniz de bu tezinize reyim evettir. Ancak mevzu genellemede mübalağa yapmadan objektif bir sonuç çıkarma olduğu için paylaşılabilir tek şeyin merhamet olduğuna karar verdim.İster siz bunu bir genelleme başlığı olarak düşün isterseniz de bağnazlaşmış bir körpeleşme süreci.Bir şeyi kanıtlamak kadar imkansıza yakın bir şey yoktur biliyor musunuz?Her şeyi çok güzel yaparsınız ama bir bakmışsınız kanıt edecek bir beyan gücünüz kalmamış.Şirketlerin pazarlamada etkin olmalarında ilk yolda,temsilcilerinin ağzı iyi laf yapmalarında saklı bir başarıdır.
Kimsenin paylaşmak istemediği güzellikleri paylaşabileceğiniz cesaretinizin olması dileğiyle
Selam Sevgi ve Dua ile...