ebeda
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

ebeda

Sonu Olmayan Bir Yolda Birlikte Yürüyenlerin Sitesi
 
AnasayfaAnasayfa  İnfak Ayında Kapitalizme Bir Bakış  Empty  Radyo  Latest imagesLatest images  AramaArama  Giriş yap  Kayıt OlKayıt Ol  
Son Konular
Konu Son Yazan GöndermeTarihi
Cuma Şub. 09 2024, 12:26
Cuma Şub. 09 2024, 12:25
Cuma Şub. 09 2024, 12:25
Cuma Şub. 09 2024, 12:24
Çarş. Ara. 06 2023, 12:37
Çarş. Ara. 06 2023, 12:26
Çarş. Ara. 06 2023, 12:20
Ptsi Ara. 04 2023, 15:55
Ptsi Kas. 06 2023, 20:33
Ptsi Kas. 06 2023, 20:23
Ptsi Kas. 06 2023, 20:19
Ptsi Kas. 06 2023, 20:17
Ptsi Kas. 06 2023, 20:16
Ptsi Kas. 06 2023, 20:15
Ptsi Kas. 06 2023, 20:14

 

 İnfak Ayında Kapitalizme Bir Bakış

Aşağa gitmek 
3 posters
YazarMesaj
mustafa43
Admin
Admin
mustafa43


Mesaj Sayısı : 12855
Kayıt tarihi : 03/07/08

İnfak Ayında Kapitalizme Bir Bakış  Empty
MesajKonu: İnfak Ayında Kapitalizme Bir Bakış    İnfak Ayında Kapitalizme Bir Bakış  EmptyPaz Eyl. 05 2010, 22:23

İnfak Ayında Kapitalizme Bir Bakış

Ramazan müzlümanların ellerindeki birikimleri paylaşmaları için bir dizi ibadet içeren bir ay… Oruç tutma, aç olanların halinden anlama, zekat, fitre ve oruç tutmayanların ödeyeceği fidye ise direkt kazadığın maldan ve paradan fakirin hakkını vermeye yönelik ibadetlerdir. Ramazanda ilkkez inmeye başlayan kuranı kerimde sıksık dünya variyetini elde etmişlerin paylaşma sorunundan ve zekattan bahseder.

Müslüman hem çalışmalı hemde kazandığından paylaşmalıdır. Malın paylaşılmaması durumunda insanı birsürü manevi hastalıklar beklemektedir. Kibir, zulüm, zorbalık, hırs, kıskançlık, açgözlülük… Bu özelliklere sahip biri başkalarının hayatını cehenneme çevirme potansiyeline sahip olduğu kadar kendi hayatınıda kendine zehir etmeyi başarabilir. Buna karşılık ihtiyaç sahibine tam zamanında verilmiş bir sadaka, dua olur ve şeytanın başarıyı elde etmiş insanlara yaklaşıp vesvese vermesini engelleyebilir.

Şimdi bu idealden yola çıkarak elinize zekat için ayırdığınız miktarı tutup dünyadaki ihtiyaç sahiplerini düşünün… Dünyanın açları, zulüm altında inleyenler, doğal felaketlerden muzdarip olanlar… Ve o an küçüldüğünüzü elinizdeki paranın hiçbirşeye yetmeyeceğini düşürüz. Kişi bu durumda kolunun uzanabileceği en uzak noktadan en yakın çevresine kadar infak/yardım etme seçeneklerini daraltacaktır.

Peki ihtiyaç sahibi olan kimseler kimlerdir. İşte bu noktada büyük bir handikap olarak karşımızda kapitalizmin kendisi durmaktadır. Çünkü üzerinde yaşamaya devam ettiğimiz ekonomik alt yapı üstünde yaşayan her bireye ihtiyaç sahibi olduğunu vaz etmektedir. Toplum içinde para öyle bir şekilde dönmektedir ki, kişiler devamlı ihtiyaç duydukları şeyleri taksitle alıp devamlı borçlu yaşamaktadır. Böyle olunca da asli ihtiyaçlar zekata girmediğinden, borçlulara zekat düşmediğinden hiçbirşey vermeye gerek kalmaz!


Tutum ahlakından bugüne gelen kapitalizmin sonu ne olacak?

Değişim geçiriyoruz. Gerçi değişimin durduğu bir an yok. Her an bir miladdır belki de… ama biz insanlar tarihi bazı önemli olayları baz alarak ayırıyoruz. Bu insan için gerekli… Sınırsız bir evreni, insanın algısının koyduğu sınırlar olmadan anlayamayız ve eşya yapamayız.

Kapitalizm bilindiği üzere batının ekonomik olarak sıçramasının bir ürünüdür. Orta çağda toplumsal mekanizmaları sağlıklı işlemeyen batının kurumları insanlara yetmemiş (ne kilise nede feodal devletler) , insanlar o sıkışmanın ivmesiyle her alanda çıkış yolu aramışlar. Ve sonuç; her alanda zihin devrimleri ve dünya üzerinde diğer toplumlara kıyasla gözle görünür bir güç... Max Weber kapitalizmin zuhur etmesinde, Protestastan ahlakının etkisine işaret eder. Buna göre (zihin devriminin etkisi olarak) Protestanlık insanlara bir tutum ahlakı öğretmiş ve bu ahlak çalışma ahlakıyla birleşince ortaya (daha önce hiçbir kavimde örneği görülmemiş olan) kimi insanlarda çok fazla miktarda para birikmiştir. Daha önce zenginlik ve saygınlık toprağa bağlıyken, coğrafi keşifler, Protestanlık ve sanayi devrimiyle birlikte paraya bağlı bir hale gelmiştir.

Weber’in işaret ettiği çalışma ve tutum ahlakı burjuva dediğimiz sınıfın birden yükselmesiyle sonuçlanmış olmasına rağmen, bu ahlak zenginliklerini borçlu oldukları işçilerin yaşadıkları yoksullukları anlamayı kapsayan bir ahlak olamamıştır. Burjuvanın gücü ilk elde ettikleri dönemlerde yoksulluk olayına bakışları şu şekilde olmuştur herhalde… “biz bir zamanlar çok fakirdik, sonra Protestanlık bize bir çalışma ahlakı verdi. Biz öyle çalıştık ve öyle riskler aldık ve sonuçta zengin olduk. Öyleyse fakirlik tembelliktendir.”

İşin hikâye kısmı bir yana, kapitalizm hiç bitmeyecek bir yarıştır. Herkes işini yapmakta yarışsın en iyi olan kazansız, kötü olanlar elensin… Doğal selekşın… Bu eleme dünyaya en iyi olanı sunacaktır! En iyi olanı seçen şey ise insan aklıdır(hümanizm). Toplumun hali hazırda sunduğu şeylerle yetinmeyip ufukların ötesindeki şeyleri aramak batıya gerçekten bugün bizimde kullandığımız pek çok değeri bulmalarını sağlamıştır. Çalışmak, rekabet etmek, elindekiyle yetinmemek ve hayallerin peşinden gitmek batının sıçramasında önemli etkenlerdir. Üstelik (iç çelişkileriyle beraber) bütün dünyanın kayıtsız kalamadığı bir ekonomik sistemdir.

Eğer batıdaki değişim dünyanın ihtiyaçlarıyla paralel olmasaydı, bütün dünya batıya göre kendisi değiştirmeye kalmazdı. Öyleyse 18. , 19. Ve 20. yy.lar için insan sayısı, ihtiyaçların niteliği, istihdam olanakları açısından işleyen bir denklem içermeseydi kapitalizm diye bir şey de olmazdı zaten… Gerçektende sadece batıda değil tüm dünyada bu ekonomik sisteme göre toplumlar değişmiştir.

Bugüne geldiğimizde kimse dillendirmese de artık kapitalizmin işleyişiyle dünyanın gerçeklerinin paralel gitmesi son bulmuştur. Çünkü insan elindeki teknik sayesinde vahşi doğaya karşı zafer kazanmış gibi hissetmekten çok uzaktır. Batının değişimini hareketlendiren şey insanın doğayı denetim altına alarak ihtiyaçlarını karşılayabilmesiydi. O zamanlar dünya nimetleri bitecek gibi görünmüyordu. Ancak şimdi, insan kendini nasıl denetleyecek şimdi o bilinmiyor. Artık kapitalizmin insanlara sunduğu nimetleri dağıtma sistemi tıkanmış durumda…


Dünyanın paylaşma sorunu

Şu an insanların yaşadığı tüm dramlar, dünyada var olan nimetlerin insanlara yetmemesinden değil bunun dağıtma sisteminin eskimiş olmasından kaynaklanmaktadır. Şöyle anlatalım. 100 yıl önce, şehir merkezlerinde büyük fabrikalarda büyük üretim araçları vardı. Büyük üretim araçları çok kişinin emeğiyle çalıştırılabiliyordu. Bu nedenle şehirlere çok sayıda insan göç etmişti. İşçiler sefalet içinde yaşamış olsalar da, en azında bir işleri vardı. Bu da kendilerini toplum içinde (eğitim almamış olsalar bile) kendilerini tanımlayabilmelerini sağlıyordu. Kazandıkları üç kuruş para kapitalizmin bir gereği olarak pazarda harcanıyor ve ekonomi dönüyordu. Şimdi ise eskinin çok kişiyle çalıştırılan makineleri küçüldü. Tek kişiyle çalıştırılır hale geldi. Hatta makineler birleşip kompleks oldular. Böylece dünyada yaşayan insan sayısına oranla yapılacak iş azaldı. Birde 20. Asrın başından itibaren sağlık devrimleriyle insanları ölüm oranları azaldı. Yani dünyada iş sayısı azalırken insan sayısı çoğaldı.

Bu durumda kapitalizmin insanlara sunduğu çözüm(!) çalış, sınav kazan, tahsil gör, çalış, bi daha sınav kazan, iş bul, çalış, para kazan ve harca… İşin garibi şehirlerde var olan mesleklerin çoğunluğu insanların 1. sıra ihtiyaçlarını üretmekten çok uzak… Çoğunluğu gıda olmayan lüks tüketimi… İnsanları gerçekten meşgul edecek ve gerçek bir şeylerin üretildiği alanlar azaldıkça, kapitalizmin tek çözümü insanlara sanal meşguliyetler üretip, satma ve sattırma… Bu nedenle büyük engelleri aşıp da işe giren birisinin yapması gereken en önemli uğraş firmanın malını satmak. Mal satabilmek içinde insan yığınlarının algıları ile oynamak. Aslında çok basit bir biçimde dağıtılabilecek dünya nimetleri, ekonomik dağıtım sistemi yenidünyaya çok eski geldiği için özellikle karmaşıklaştırılıyor ve sanallaştırılıyor. Dünya nüfusunun şehirlerde yaşayan kısmı hayatını gerçek olmayan bir kurgu içinde geçiriyor.

Alış veriş merkezlerine bakın… Orada gezinen sınıf atlamış bir çift, herhangi bir mağazaya girdiğinde, gülümseyen ve onlara asilzadeler gibi davranan çalışanlarla karşılıyor. Çalışanlar rol yapıyor, alanlar kanıyor ve kimse bu düzenin bozulmasını istemiyor. Kapitalizmin yaşabilmesinin tek bir itici gücü var. O da insanın heva ve isteklerini devamlı uyararak küçük firavunlar haline gelmesini sağlamak. Kişiler eğer sadece kendilerini düşünürlerse daha rahat harcarlar ellerindeki birikimleri… Eksiklilik durgusunu unutmamak lazım, bencilleşme mesajlı reklamların alt fonunda ise kişiye yenilmişlik duygusu veriliyor.

Çünkü devamlı çalışmayı ve yarışmayı önceleyen kapitalizm, insanlara yaptıracağı iş sayısı azalınca az sayıdaki makineleri kullanmak için gerekli olan uzmanlık alanı artıyor. 100 yıl önce işçilerin çok az bir eğitimden geçmeleri yeterken, makinelerin karmaşıklaşması işbölümünü ve bilinmesi gereken şeylerin sayısı artırmıştır. Ancak gün gelip makineler ucuzlayınca ekonominin eğitime bağlı organizasyonu iyice Arap saçına dönmüştür.

Tökezleyen ekonomik sistem eğitiminde anlamsızlaşmasına neden olmuştur.

Eğitim sistemimizdeki aksaklıklar, ülkemizin geri kalmasıyla alakalı değildir artık… Tamamıyla ekonomik sistemin işlememesinden kaynaklıdır. (en geri köy okullarında bilgisayar ve internet var, Cemil Meriç’in Nazım Hikmet’in okullarında bu imkânlar var mıydı?) Eğitimdeki kalitenin artması maddi imkanları artırmayla paralel gitmiyorsa, eğitim personelindeki hatalara mahal vermemek için yapılan tüm yasal önlemler, personel için gerekli görülen mesleki ve pedogajik formasyon yeterliliği öğretmenlerde, öğrencilerde ve idarecilerdeki eski problemlerin yinelenmesini engellemiyorsa sorun çok daha derinlerde bir yerdedir.

Eğitim sisteminin tüm sorunu kapitalist ekonomik düzene göre insan yetiştirmesidir. Yıllarını sıralarda geçirenler yetişkinlikte kendilerini anlamlı bir konumda görememektedirler. En vasıfsızından en vasıflı tabakaya kadar herkes büyük bir boşluğun içinde yüzmektedir şu an…


Üçüncü dalga geldi niye kimse bir şey yapmıyor?

Alvin Toffler, Üçüncü Dalga isimli eserinde 21. asır için tarım çağına, modern çağdan daha çok benzeyecek diye bir öngörüde bulunmuştu. Buna göre makineler küçüldükçe şehirlerde yaşamanın bir anlamı kalmayacak, evler teknolojik köşke dönecek, yeniden iş bölümü azalacak, insanların çoğu tarımla uğraşacak, insanlar yine eskisi evlerinde eğitim verecek. Onun çizdiği tablo çok iyimserdi. Aslında köylere dönmek için şartların oluştuğu şu dönemde, dünyada olup bitenler yine insan yığınlarını şehirlerde kalmaya mecbur bırakıyor. Geleceğin açlık sorunuyla ilgilenmek yerine ülkemizde ve dünyada geçtiğimiz yüzyılın sorunlarını tekrar tekrar gündeme sokuyoruz.

Yeni çağa hazırlanmak yerine savaşları hiç bitirmeyerek, zengin olanları sigortalamaya çalışan hantal bir sistem kapitalizm… Ülkemizde ve dünyada olan dramları, savaşları, açlık sorununu, insan ticaretini, uyuşturucu bağımlılığını böyle okumak lazım…

Kapitalizm dünyada uzatmalarını oynamaya çalışırken, yeniçağın ruhuna uygun ekonomi ne olur diye düşünüyorum bazen… Kapitalizme ivme kazandıran ahlak Protestanlığın tutum ahlakı olmuştu. Gelecek çağın ekonomik ahlakı müslümanların PAYLAŞMA / İNFAK AHLAKI olabilir ancak… Başka türlü az olan dünya nimetlerini çok sayıda olan insanlara yetirme imkânı yok. İnfak ayında (ramazanda) Kapitalizme bir de buradan bakalım…



Aliye Özkul

Selam Sevgi ve Dua ile...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Cennet Çiçeği
Özel Üye
Özel Üye
Cennet Çiçeği


Mesaj Sayısı : 5244
Kayıt tarihi : 02/08/10
Yaş : 53

İnfak Ayında Kapitalizme Bir Bakış  Empty
MesajKonu: Geri: İnfak Ayında Kapitalizme Bir Bakış    İnfak Ayında Kapitalizme Bir Bakış  EmptyPaz Eyl. 05 2010, 23:57

çiçek5 Allah razı olsun 2 çiçek5
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
MaVi_GüL
Admin
Admin
MaVi_GüL


Mesaj Sayısı : 16821
Kayıt tarihi : 03/07/08

İnfak Ayında Kapitalizme Bir Bakış  Empty
MesajKonu: Geri: İnfak Ayında Kapitalizme Bir Bakış    İnfak Ayında Kapitalizme Bir Bakış  EmptyÇarş. Eyl. 08 2010, 01:44

çiçek4 Allah razı olsun 2 çiçek4
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
İnfak Ayında Kapitalizme Bir Bakış
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Ramazan Ayında Yapılacak İbadetler
» Receb ayında kılınacak namaz
» Zilhicce Ayında Yapılacak İbadetler
» Aşk-Bakış
» Hayata Derin Bakış

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
ebeda :: İslami Konular :: Genel İslami Konular-
Buraya geçin: