Adamın yüreği kıpır kıpırdı.Günlerdir gösterdiği çabaların sonuna gelmiş,evini bitirmişti.Yörenin en güzel taşlarından kalın duvarları yapılmış,ceviz ve çam ağaçlarının kalın gövdelerinden sütunlar çatılmış,pencere kenarları kırmızı tuğlayla süslenmiş,ortaya hayat yapılmış,alt ve üst katlarda onlarca oda iki geniş salona açılmıştı.
Hayat bahçesine ceviz fidanları dikilmiş,lavanta,sümbül,menekşelerle tezyin edilmiş,zemine geniş kalın mermer taşları döşenmişti.Adam,evin son eksiklerinide tamamlamak için koşuşturuyor,yardımcılarına Şunu getir!Bunu götür! Şurası böyle olsun,burası böyle olsun! diyerek sürekli buyruklar veriyor,her şeyin konuklar için mükemmel olmasına özen gösteriyordu.Sıra evde verilecek ziyafete gelmişti.
Yemek ve içecekler belirlendi,erzak tedarik edildi.Çorbalar,sulu yemekler,pilavlar,salatalar,turşular,şerbetler,tat lılar yapıldı.İşlemeli bakır tepsiler kuruldu,yemekler taşındı,sofra süslendirildi.
Sıra konuklara gelmişti.Adam cümle kapısını açtırdı.Her şey hazırdı.Çok geçmeden konuklar birer ikişer çıka geldi.Kapıda onları güler yüzle karşıladılar.Oturuldu,hoşbeşten sonra yemeğe geçildi.İnanılmaz bir ziyafetti,her türlü yemek sofrayı süslüyordu.Konuklar her tabaktan bir kaç lokma alınca doydular.Bal ve kılzılcık şerbeti içildi,herkes zevkten dört köşeydi.Sofralar toplandı,konuklar sedirlere çekildi.Nükteler,latifeler,söyleşiler derken vakit hayli ilerledi.
Konuklar konaklayacaktı evde.Artık bir süre burda yaşayacaklardı.Hizmetçiler,herkese odasını gösterdi.Kalın yün ve kuş tüyü yataklar açıldı.Vitraylı pencereden vuran ay ışığı odalara,sofalara,hayata yansıyordu.Ev şimdi sessizdi.Gecenin sükutu evin dört bir yanına sinmiş,el ayak çekilmiş,herkes uyumaktaydı.Evin sahibi uyanıktı.O,geceleri de uyanıktı.Sabaha kadar evin eksiğini gediğini düşünür,konukarın rahatı için uğraşırdı.
Şafak sökümünden önce bir kıpırtı başladı evde,tatlı bir telaş.Yeni bir gün başlıyordu.Bazı konuklar uyanmış,namaza durmştu.Kimisi hala yatakta idi.Kadınlar çocuklarını giydiriyor,yaşlılar,sedire çekilmiş tesbihat yapıyordu.Böylece yeni bir gün başladı ve göz açıp kapayıncaya değin bitti.Gün devrildi,gece,derken yine sabah.....Bu hal üzere devran sürdü.
Günler akıp gidreken ve kuşlar gibi uçarken bazı konuklar evin işlerine karışmaya ,burada sürekli kalacakmış gibi eşyaları sahiplenmeye,odaları mülk edinmeye yeltendiler.Ev sahibi onları uygun bir dille uyarmasına rağmen bundan vazgeçmediler.Bazıları burada bir misafir olduğunu aklından çıkarmıyor,ev sahibinin cömertliğine sürekli teşekkür ediyor,evin işlerine burunlarını sokmuyordu.Çok geçmeden eşyaların bazısı kaybolmaya başladı.Misafir olduğunu unutanlar gizlice onları yürütüyor,odanın bir köşesinde saklıyordu.Yine çok geçmedi sedirlerin,hareketli mobilyaların yerleri değişmeye,bazı odaların vitrayları sökülmeye,ibrikler oradan alınıp başka yere konmaya başladı.Evde ebediyyen kalacağını sananlar artık yoldan çıkmışlardı.
Günler gelip geçti,konukların süresi dolmak üzereydi.Ev sahibi incelik ve eli açıklğını bir kez olsun bozmamıştı.Lakin artık çalınanve gizlenen,haksız yere edinilen eşyaların ortaya çıkması ve konukların konukluğunu hatırlaması için mecbur kalarak,hizmetçilerine ve yardımcılarına duruma müdahale etmeleerini buyurdu.
Olan oldu,misafirliğini untanlar yaptıklarının karşılığını fena halde ödediler.Aldıkları ellerinden alınmakla kalmadı,hırsızlıkları yüzlerine vuruldu,herkesin önünde rezil oldular ve apar topar evden atıldılar.
Ev sahibinin kurallarına uyarak evde bir konuk olduğunu aklından bir an olsun çıkarmayanlar ise ödüle boğuldu ve daha güzel,daha geniş bir evde konuk edilmek üzere hareket ettiler.
Hırsızlardan biri ötekini paylayarak,Sana burası bir misafir hanedir,hizmetimize sunulanlar birer emanettir demiştim.AH BENİM AKILSIZ BAŞIM, NASIL UYDUM SANA! DİYE HAYIFLANIYORDU..
SADIK YALSIZUÇANLAR
_________________________
''Bir kez oslun muhabbetle Muhammed (s.a.v) diyenleri,muahbbetsiz Muhammedsiz (s.a.v) bırakma ALLAH'ım.''