Şevket Okyay Yeni Üye
Mesaj Sayısı : 50 Kayıt tarihi : 21/07/10
| Konu: Eskiden bizim Köyde (Şevket Okyay) Çarş. Tem. 28 2010, 11:19 | |
| Eskiden bizim köyde- yetmiş yıl öncesinde,Örflere bi bakmalı- mâzi penceresindenİşi baştan tutardı- oğlan anası olan,Oğlunu büyütürken- gözü de bi taraftan,Kız evlerinde gezer- gelinini peylerdi,Annesine takılır- nabız yoklar söylerdiYumuşaklık görürse- seçtiğini bellerdiBu, 'namzet akrabaydı' hediyeler yollardı,Artık çağı gelince- kızın da oğlanın da,İş ciddiye alınır- tamlanırdı tavındaKadın- erkek birlikte- giderdi hem büyükler,Bu hem sohbet içindi- bir yandan güven eklerAile büyükleri- bir araya gelirdi,Kız istemeye resmen- sevinçle gidilirdiKız evine, önceden- haberdar edilirdi,Misâfir kabulüne- bir izin istenirdiKız evi gönüllüyse- buyrun gelin denirdi,Böylece dünürcüye- ilk ümit verilirdiCâzip bir hediye de- götürülürdü elbet,Sevgi- dostluk mesajı- temennisiydi vermekBesmeleyle kapıdan- girilirdi içeri,Herkes selamlanırdı- güler yüzle, biteviAyni güler yüz- dostluk, kız evinden olurdu,Selâm içten alınır- candan karşılanırdıKarşılıklı, hâl hatır- sorulurdu ilk önce,Samimiyet- hoş sohbet- gözlenirdi böyleceSohbete güven veren- konular seçilirdiFerahlatan sözlerle- bir neşe saçılırdıArkadan, çay- kahveler, çerez filân gelirdi,Ve heyecan yatışır- cesâret bulunurduKısa bir sessizlikten- sonra tatlı ses olur,Oğlan evinden biri- saygı ile söz alır“Sâhiden biz buraya- ne için gelmiş idik,Kendimizi unuttuk- sohbet tadına daldık,Müsâfirperverliğe- teşekkürlervelâkin,Sebebi ziyaretten- söz etmeliyiz ilkinEfendim, biz buraya- hayr olcak işe geldik,Size akraba olmak- üstün şereftir bildikBu cümleden olarak- sizlerden dileğimizEvlâtlarımız ile- nur dolsun yüreğimizALLAH’ın cc izni ile- Peygamber’in kavliyle,(sav)Nur kızınız Fatma’yı- can oğlumuz Ali’ye,Münasip uygun gördük- istiyoruz” derlerdiArdından, söylenecek- cevâbı beklerlerdiAzıcık sessizlikten- sonra, susan kız evi,Önce bu ziyaretten; menunluk belirtirdi(Kız evi- naz evi, ya)- “verdim gitti” demezdi,“Düşünelim” diyerek- bir süre isterlerdi…Tabi oğlan evi de- âdeti bildiğinden,Fazla ısrar etmezdi- kalkar kendiliğindenAncak ayrılırlarken- rica ederler idi,“Ne olur, bizi uzun- bekletmeyin” derlerdiArtık top kız evinde- tatlı telaş başlardı,Aile yakınları- meşvereyi eşlerdiGene âdete uygun- fazla uzatılmazdı,Aşırı naz yaparak- usandırmak olmazdıİki- üç gün içinde- karar bildirilirdi,Oğlan evi; dâvetle- “buyrun gelin” denirdiOğlan evi tetikte- zâten haber beklerdi,Hemen karşı haberle “Geliyoruz” eklerdiSeçkin hediyelerle- bu dâvete koşardı,Zafer elde etmenin- sevincini yaşardıHer iki âilede- neş’e zirveye varır,Sevincin büyüğünü- elbet, kız- oğlan alırOğlan evi, bilinen- talebini yinelerKız evi de beklenen- hayır duâ sergiler“Nasipse ne diyelim- İlâhi kanun” denir,Getirilen tatlıdan- ikram edilir, yenirBu arada, tabii ki; takı da söze girer,Hatta başlık parası- sayılır, birer- birerHer iki taraftan da- bir orta yol bulunur,Yapıcı bir tavırla- fedâkarlık olunurOğlan evi gelirken- getirdiği ne varsa,Mendil- çorap, kumaşlar- takdim olur her parçaEğer nişan olcaksa- zamanı belirlenirDüğünün tarihi de- anlaşmada yer alırSonra duâ edilir- çoğu Yâsin okunur,Düğün hemen olcaksa- kıza yüzük takılırMutlu sona, hem oğlan- hem kız evi sevinir,Ve her iki taraf da- hazırlığa soyunurDüğün kararlaşmışsa- oğlan keseyi açar,Ev takımı düzülür- ama kalmadan naçarHâli vaktine göre- halı- kilim, sandalye,Eğer gücü yeterse- koltuk takımı bir deO zaman, beyaz eşya- şimdiki gibi yoktu,Yemekler, serin yerde- tel dolaba koymaktıKoltuk alınamazsa- kanepe yapılırdı,Arkaya, sap yastıklar- sırayla dayanırdıKız evi de boş durmaz- çeyizi tamamlardı,Zaten kız doğar doğmaz- anne çeyiz toplardıBu yüzden, kıza ait- çeyiz sandığı vardıÖyle fırsat buldukça- bir ikişer atardı,Oyalı yemeniler- namaz örtüsü bile,Düzenlice saklardı- sandığının içindeİşte baş- göz olurken- kanatlanıp uçarken,Her şeyi hazır olur- yuvasını açarkenHattâ gelin odası- çeyiziyle süslenir,Her biri sergilenir- herkes görsün istenirTâyin edilen günde- düğün de tertiplenir,Eş- dost davet edilir- okuntu gönderilirOkuntu; mendil- çorap, yemeni- örtü olur,Yâhut davetiyeyle- herkese duyurulurAsıl dâvet sahibi- oğlan evi olsa da,Kız evi de bir yandan- ulaşır eşe- dostaOğlan taraf düğünü; davul- zurnayla yapar,Hatta davul- zurnayı- iki takım tutan varEkseri Perşembe gün- gelin alındığından,Davullar getirilir- Çarşamba’dan, Salı’danKöyde bayram havası- iki, üç gün sürerdi,Düğün ziyafetinden- herkes yerdi- içerdiKimi büyük baş hayvan- kimi koyun keserdi,Bol- bol etli yemekler- pek çok hora geçerdiEt yemeği ve pilav- elbette çok güzeldi,Ama keşkek yemesi- düğün için özeldiKeşke o keşkek olsa- hele bi yeseydinizHatrınızdan çıkmazdı- yüz yaşına girsenizBurda parantez açıp- keşkeği anlatalım,Buna ne kadar önem- verilirmiş bakalımKeşkek yapılcak buğday- dibekte ezilirdi,Bu işi yapmak için- sâdıçlar dizilirdiKöyün meydan yerinde- Dibek Taşımız vardı,Düğünlerde keşkeklik- burda hazırlanırdıDavul- zurnayla birlik- doğru Dibek taşına,Gençler tokmak ellerde- geçerlerdi başınaTokmaklar karşılıklı, iner- kalkar dibeğe,Buğdaylar ezilirdi- keşkeklik olsun diyeZurnadan, yanık- yanık, havalar çalınırdı,Davulun vurmasından- duygusal olunurduEzme işi bitince- geriye dönülürdü,Ve de kutsal merâsim- böylece görülürdüOkuntusu olanlar- ya da dâvet alanlar,Koltuğunda hediye- davul zurna karşılarDaha düğün evine- şöyle yakın mesâfe,Hediyeyle beklerdi- o dâvetli misafirTa ki; davul eşliği- merasimle girerdi,İltifata kavuşur- muradına ererdiHemen yer gösterilir- yemek ikram olurdu,Ya yerde sofra olur- ya da masalar vardıBöylece dâvetliler- saygıyla ağırlanır,Davul ve zurnayla da- çok hoş şeyler çalınırGençler, sırayla kalkar- oyun da oynarlardı,Oyun havaları da- zurna da renk katardıPerşembe gün olunca- gelin alma günüydü,Artık düğün telaşı- sona varma anıydıGelin alma işine- yollanmadan da önce,Oğlan evinde Mevlüt- okunurdu ayrıcaSonra düğün alayı- davullar eşliğinde,Kız evine yönelir- sadıçlar başlığındaYemeni- yaşmaklarla, süslenmiş At çekilir,Eğerinin altına- şöyle halı döşenirİşte o gelin atı- mürüvvet simgesidir,Genç kızların o an’ı- hayalin pembesidir………………………………………Kız evine gelince; orda ayrı merasim,Oğlan evine benzer- orda da ayni koşumBayanlardan oluşan- çalgıcılar olurdu,Böyle çengi gurubu- kız eve tutulurduSâdece bayanların- eğlenmesi içindi,Gelin de gelinlikle- bulunurdu içindeUt- keman- def, dümbelek- çalgı tertibi idi,Bu şenlikle, kız evi- sanki bayram gibiydiKına gecesi olur- kınalar yakılırdı,Herkes biraz kınadan- parmağıyla alırdıSabah şafak sökerken- kınalar yıkanırdı,Kına yıkamak için- çalgıyla dolanırdı……………………………………Evet oğlan evine- perşembeye dönelim,Gelin almaya doğru- neler olmuş bilelimDavullar eşliğinde- düğün alayı yürür,Yollardan, sokaklardan- bu şenliği duyururNihâyet kız evine- gelinir yanaşılır,Eğer avlusu varsa- avluya taşınılırZurnacı burda artık- yanık havalar çalar,Gelin- Anne, yakınlar- sarılarak ağlarlarEvlâdı uçurmanın- zevkle/ tasa karışır,Anne-baba, kardeşler- kucaklaşıp, paylaşırGelin yüzü duvaklı- Atına bindirilir,Mutluluklar dilenir, bol- bol duâ edilirArtık atın başında- sâdıç vardır, o tutar,Yularının dibinden- sıkıca takip ederGelin evden hareket- edince arkasından,Kovayla su dökülür- dileklerle, hasındanÜstüne para saçan- buğday saçan da olur,Böylece bereketli- yaşam olsun umulurDavul- zurna eşliği- dönüş başlar geriye,Emâneti yerine- teslim etsinler diyeYol boyunca arada- yolu kesen de olur,Âdettir, para alır- o da öyle hallelurVe eve varılınca- attan indirilinir,Gelin içeri girer- düğüne son verilirHerkes dağıldığında- dışarı çıkarılır,Gelin yüzü açılır- kadınlarca görülürBir süre ayak üstü- dikeltilirki gelin,Kadınlar demesinler- gelini göremedim…………………………………Kız olsun, oğlan olsun- bunları görmek ister,Yâ Rabb, lütfen hepsine- mürüvvetini göster | |
|