ebeda
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

ebeda

Sonu Olmayan Bir Yolda Birlikte Yürüyenlerin Sitesi
 
AnasayfaAnasayfa  Ötesi Yok Empty  Radyo  Latest imagesLatest images  AramaArama  Giriş yap  Kayıt OlKayıt Ol  
Son Konular
Konu Son Yazan GöndermeTarihi
Cuma Şub. 09 2024, 12:26
Cuma Şub. 09 2024, 12:25
Cuma Şub. 09 2024, 12:25
Cuma Şub. 09 2024, 12:24
Çarş. Ara. 06 2023, 12:37
Çarş. Ara. 06 2023, 12:26
Çarş. Ara. 06 2023, 12:20
Ptsi Ara. 04 2023, 15:55
Ptsi Kas. 06 2023, 20:33
Ptsi Kas. 06 2023, 20:23
Ptsi Kas. 06 2023, 20:19
Ptsi Kas. 06 2023, 20:17
Ptsi Kas. 06 2023, 20:16
Ptsi Kas. 06 2023, 20:15
Ptsi Kas. 06 2023, 20:14

 

 Ötesi Yok

Aşağa gitmek 
3 posters
YazarMesaj
mustafa43
Admin
Admin
mustafa43


Mesaj Sayısı : 12855
Kayıt tarihi : 03/07/08

Ötesi Yok Empty
MesajKonu: Ötesi Yok   Ötesi Yok EmptyC.tesi Mayıs 22 2010, 19:18

Ötesi Yok 10197712oq21


Ötesi Yok


İnmişiz has bahçelerden zor mekanlara. Bu mekanlarda hayat sürdürülecek, yollar yürütecektir. Güneş doğacak, yıldızlar sönecektir, ötesi yok.

Âdem ilimde, şeytan hilede, melek itaatte maharetlidir. Meydan kuruldu, sahne hazırlandı. Katipler, kameramanlar yerini aldı. Oyun başladı, ok yaydan çıktı. Dikkat edip direnen kazanacak, gaflet edip çözülen kaybedecektir, ötesi yok.

Olan oldu. Dava görülüp karar verildi. Zor mekanlar vatanımız oldu. Göklerin sesine kulak vere vere, bileklere, beyinlere, gönüllere yüklenilecektir. Yorgunluksa yorgunluk, hasretse hasret, kasvetse kasvet… Başa gelen çekilecektir, ötesi yok.

Ne mülkün sahibine kafa tutulur, ne imtihan salonları terk edilebilir. Dikkatse dikkat, nezaketse nezaket. Gurbetler, gariplikler, dev yalnızlıklar, ağır yükler çekilecektir, ötesi yok.

Vazifeler verildi, talimatlar okundu. Ne görevler görmezlikten gelinir, ne söylenenler duymazlıktan. Zorluksa zorluk, çileyse çile. Mekanın ve şartların icabı neyse, Malik’ül Mülk’ün hükmüyse uygulanacaktır, ötesi yok.

Ağır mesuliyetlere karşı kusursuz bir donanım. Dünya döndükçe dillerde dolaşacak yaratılış ve misyonu kabul törenleri. Zat-ı Kibriya’dan gelen tebrikler.

Sermaye, haklar ve iltifatlar büyükse, sorumluluk da büyüktür, ötesi yok.

Karakışa yazdan hazırlanılır. Her iş zamanında başlar ve biter.

“Uzağı düşünmeyen üzüntüye yakın olur.”

Tufan başladığında gemi hazırdı, dostum. Cenk davulları vurulup, zurnalar yeri göğü inlettiğinde tüm hazırlıklar tamamdır. Dünya günlerinin son gurubunda akıl başa gelse ne yazar. Dünya- ahiret bitiştirilip, durumun nezaketi baştan düşünülecek, kararlar zamanında ve isabetle verilecektir, ötesi yok.

Ne çözülmez sırlarla karşı karşıyayız. Aylar, yıllar, çağlar boyu vazife olarak bilinir, tüm çabalar sarfedilir, neticede iş olacağına varır. Bu böyledir dostum, ötesi yok.

Yol arayışımızdır başlangıçta işimiz. Yolsuz kalmak zor bir durumdur. Yollar seçilir yollardan ve gerisi unutulur. Bir yolculuk başlar kum deryalarından. Teslimiyet pınarından kana kana içilir. “Gök oluğunun altına” başlar tutulur. Rahmet mi yağar, taşlar mı? Ne düşerse razı olunur. Buralar ağlayıp sızlanma yeri değil, darılıp gücenme yeri değil, dişini sıkıp direnme makamıdır, ötesi yok.

Gökler emreder, yerler uygular. Ayrılıksa ayrılık, ölümse ölüm. Bir “bulma ümidi”dir insanı kan ve ter içinde ayakta tutan. Gözde fer, dizde derman oldukça, gayretlerden gayret, sabırlardan sabır beğenilecektir, ötesi yok.

Haset cehennem ateşi gibi yaktı kavurdu, genç irisi adamları şan ve şöhret savurdu. İradeler tepeden tırnağa, kapıdan mihraba, bir uçtan bir uca felç idi. Vicdanlar nasıl bir vicdandı bilmem; toplandılar, cinayet üzerine karar kılıp kararlarını icra ettiler. Ne suçlarını gizleyebildiler, ne âlemi kandırabildiler. Öyle zannettiler.

Zehirli ballar teklif edilir gibi günahlı zevklere çağrıldı. Kapılar sürmelenmiş, perdeler çekilmiştir. Şükürler ki vicdan mahkemesi dinamik ve faaldir. İhaneti sadakate tercih etmek olur şey değildir. Kapılar, perdeler has kullara göre değildir. Yiğit başı isyanla doğrulmuş ve dünya çağının son gününe kadar takdirle anılacak bir direniş gerçekleştirilmiş ve zor başarılmıştır.

“Kerimoğlu, kerimoğlu, kerim” yine kerim-ü vakur, her şeyi unutmuş göründü. Sıcak bir dost olarak hizmet sundu misafirlerine. Yekpare bir ahenk ve cazibe merkezi olarak gösterdi keremini ve şerefini, kimselerden kerem ve şeref beklemeden. Yüksek evsaf, basit duyguları ezip geçmişti. Değerli olan, değer üretiyordu.

Sevgiler ateşlere, gönüller yangın yerine dönmüştü. Tüten dumanlar içinde belli belirsiz umutlar. Bir hasret kaynıyordu çöl ateşlerinde ve alev yalbırdıyordu kum dağlarında. Yıllar yılı ne bir haber, ne bir selam. Nice bir on seneler içinde, üst üste biriken, ipince hüzünler… nihayet, günlerden bir gün, aydınlık haber, aylar güneşler gibi meşrık ufuklarından gelir.

Güneş ve ay önde geldiler, yıldızlar bir geride. Sıra sıra secdelere dizildiler. Utana utana secdelerden doğruldular. İş, döne dolaşa, döne dolaşa olacağına vardı dostum, ötesi yok.

Kan üzerine kurulmuş saltanatlar, “soğumamış mezarlar üstündeki ziyafet sofraları sürmeliydi. Ağıtlara karışan edepsiz kahkahalar dinmemeliydi. Saltanatlar sürmeliydi, ne pahasına olursa olsun sürmeliydi. Kanlar içe içe de, çocuklar yuta yuta da olsa sürmeliydi. İhtiraslar canlı, gözler kanlıydı. Derken, Hakk’a adanmış bir güç doğdu. Gönül dünyalarında kararlar verildi. Kollar kuvvetlendi, kaslar gerildi ve uzun soluklu bir mücadele başladı.

Edeple ve nezaketle gelip misafirliğe buyur ettiler. Kuvvet ve haysiyetinin ihtişamından bahsettiler. Yıllarca yıldız kümesi gibi pırıl pırıl bir hayat yaşadılar. Çöllerin koynunda ışık saçan bir kolye idiler sanki.

Gece karanlık, çöl soğuktur. Çen çen öter çöl. Işık, dağ zirvelerinden gelir. Usuller ve asıllar belirlenir. İnsanı vazifeleri ilgilendirir, ötesi yok.

Kuvvet, Hak ve hakikat emrine girince adalet ve fazilet tecelli eder. Hak kuvvetten mahrum kalırsa gör, başlara neler gelir, yaş gözlere dolar gelir.

Yok yere öldürülen insanlığın büyük evlatları; tepsilerde, aşuftelere sunulan peygamber başları. Sıcak çöllerde aç-susuz şehit düşen semavî güller. Yıldızlar serpilmiş gibi kara toprağa serilmiş gencecik insanlar, başlar bir yana düşmüş, bedenler bir yana.

Vazifeyi veren alır. Ya insaf ve adalet dünyaya hakim olur, ya bu can yollarda kalır. “Soranı azarlama” İnsan sora sora menzil alır.

Mescidü-l Haram’lardan, Mescidü-l Aksa’lardan; miraçlara, müntehalara tırmanır bizim yolumuz. Cibril-i Emin- Namus-u Ekber berilerde kalır. Bu yol, ötelerinde ötesine aşıp Arş-ı A’la meydanlarından “Ol Ulu Hazret’e” ulaşır, ötesi yok.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
MaVi_GüL
Admin
Admin
MaVi_GüL


Mesaj Sayısı : 16821
Kayıt tarihi : 03/07/08

Ötesi Yok Empty
MesajKonu: Geri: Ötesi Yok   Ötesi Yok EmptyPaz Mayıs 23 2010, 00:11

çiçek15 Allah razı olsun çiçek15
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Nur_Sultan
Moderator
Nur_Sultan


Mesaj Sayısı : 3652
Kayıt tarihi : 21/09/08
Yaş : 55

Ötesi Yok Empty
MesajKonu: Geri: Ötesi Yok   Ötesi Yok EmptyPaz Mayıs 23 2010, 23:57

Ne mülkün sahibine kafa tutulur, ne imtihan salonları terk edilebilir. Dikkatse dikkat, nezaketse nezaket. Gurbetler, gariplikler, dev yalnızlıklar, ağır yükler çekilecektir, ötesi yok.

ALLAH razı olsun kardeş bizden gayret etmesi çablaması dua etmesi taktir Yaradanın ne derse o olur bütün zorlukları iyiye çevirsin amin
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Ötesi Yok
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Ötesi Yok
» Sadece Ölüyorum Ötesi Yok İnan...
» Nasipten Ötesi Yok
» Senden Ötesi
» Bir Tek Sevgi Ötesi Yalan

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
ebeda :: Sanat ve Edebiyat :: Makaleler-
Buraya geçin: