ebeda
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

ebeda

Sonu Olmayan Bir Yolda Birlikte Yürüyenlerin Sitesi
 
AnasayfaAnasayfa  Direklerden Bir Direk; Burnun Direği Empty  Radyo  Latest imagesLatest images  AramaArama  Giriş yap  Kayıt OlKayıt Ol  
Son Konular
Konu Son Yazan GöndermeTarihi
Cuma Şub. 09 2024, 12:26
Cuma Şub. 09 2024, 12:25
Cuma Şub. 09 2024, 12:25
Cuma Şub. 09 2024, 12:24
Çarş. Ara. 06 2023, 12:37
Çarş. Ara. 06 2023, 12:26
Çarş. Ara. 06 2023, 12:20
Ptsi Ara. 04 2023, 15:55
Ptsi Kas. 06 2023, 20:33
Ptsi Kas. 06 2023, 20:23
Ptsi Kas. 06 2023, 20:19
Ptsi Kas. 06 2023, 20:17
Ptsi Kas. 06 2023, 20:16
Ptsi Kas. 06 2023, 20:15
Ptsi Kas. 06 2023, 20:14

 

 Direklerden Bir Direk; Burnun Direği

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
mustafa43
Admin
Admin
mustafa43


Mesaj Sayısı : 12855
Kayıt tarihi : 03/07/08

Direklerden Bir Direk; Burnun Direği Empty
MesajKonu: Direklerden Bir Direk; Burnun Direği   Direklerden Bir Direk; Burnun Direği EmptyPaz Kas. 26 2017, 21:42

Direklerden Bir Direk; Burnun Direği

An çatar durduk yerde, bir sızı duyulur, ne yürekte ne ciğerde, burnun direğinde. Direkler çeşit çeşit, orta direkten gemi direğine, en görkemlisi bayrak direğinden evin direğine. Ama biri var ki ne gemi direğine benzer ne de bir başka diğerine, etten kandan bu direk, herkeste de var. Burunun direği diye biliniyor, direklerin sızlayanı bu direk. Burun sızlarsa eğer, ardından çekildiği daha sonra içlerin de çekildiği anlar peşi sıra çıkagelir. Duyguların ağıt yükünü çekmekte kalbin yoldaşı, yüreğin elinden tutanı burnun direkleridir...

Sızlayan tek direk, burnun direği, yüreğin can yoldaşı, gözyaşı ile. İşitmesin hele flüt olsun, obua olsun, saksafon olsun, kaval olsun, ney olsun; olsun da bir nefes olsun üflenişini. Yürekte uçuk çıkartan müzik, iç kabartısına tetiktir. Ya da yüzme bilmezmiş hallere düşürüp sığ suda bile çırpıntılara mayadır...

Yani müzik, notalaşmış duygudur. Tellerin sesine insan sesi eklensin eklenmesin dokunur; eğer dokunulacak yarasından beresine, acısına sızına varsa. Bir dokunuş, duyguların çoğunun ayağa kalkmasıdır. Anıların saklandığı tavan arasında unutulmuş bir sandıktaki eskiler misali sineden kopup gelmiş bir nefes, onu duyup dinleyenleri kendi sızısına boğabilir. Bunu en iyi ney yapar, ney neyi üflediğini iyi bilir çünkü...

Ağustosa gelmeden daha sararmış otlaklarda bir taşın başına çöküp kavalını üfleyen çobanın kır çiçekleri kokusu soluyan burnu kim bilir hangi dertten sızlarken, kavaldan nota olup üflenen nefes, neşeyle açmış çiçekleri solduracak kederdedir kimileyin. Bir garip çobandan asker anasına, göğsünde nişanlısının resmini taşıyan Mehmetçikten anne babalarını hiç bilmemiş yetimlere, eski destanlardaki sevdalılara kadar kendileri özlem kıskacında, özlemleri de içlerinde hapis olanlar, özlediklerini andıklarında ille burunlarının direği sızlamıştı mutlak, gözleri ufuklara dalıp gitmişti. Oysa gel gör ki gözlerin ufka dalması demek, uzaklara yelken açarak ıramışların ne yapılsa edilse de akıllardan ıramamış olmaları demektir. Özlenenler sanki ufkun arkasındadır, obur ufuklarca yutulmuşlardır...

Nelere nelere özlem duyulmaz ki; çocuklarınki oyuncağa, şekerlemeye, topa, oyun bahçesine. Şimdilerde bağa bahçeye, tırmanılacak ağaca, yetişkinlerinki çocukluklarına. Ergenlerin özlemi, hayallerinde yazılıdır, bir şey olmak, biri olmayadır özlemleri. Bu yaşlarını pas geçip bir an önce büyüyüp de geçemedikleri sınavlardan kurtulmayadır oysa hayli ilerde o yaşlara nasıl da özlem duyulacaktır...

Bir hayal mi yoksa bir gerçek mi; var mı yok mu hiç bilinmeyen ama yolu gözlenen bir şeylere burnu sızlayarak özlem duyanlar var bir yerlerde, her zaman. Kan bağı olsun olmasın en yakın bellediklerini yitirmişlerin, telafisi mümkünsüz hatalar nedeniyle kaybedilmişlerin ardından kimileyin bu his, kah arkasını dönüp gitmişlerin sılayı, eskileri içleri yanarak anışları...

Özlem, boşlukların içini dolduran sızıdır, hayatın karadeliklerinin iliğidir, bazen öyle arsızlaşır ki özlenenin yerine bile geçebilir. Leyla’ya özlem, Leyla olmuştu Kays’ta mesela. Özleneni değil de özlemeyi seçen, böylece özlemle beslenen şairler çıkabiliyor malum. Eğer hedeflere ulaşılsaydı, heyecan tükenecekti, kör bıçağa dönecek duygular hisli dizelere dönüşemeyecekti belki de. Ağacın can suyu çekilecekti, böyleleri sonunda dertlerini derman ediyorlar kendilerine. Özlem bir nevi heyecan olmalı ki o heyecan hiç bitsin istenmiyor anlaşılan kimilerince. Yüreğe, burnun direğine kıyılıyor da özlem çekmekten vazgeçilmiyor. Ve şekilden şekle giriyor sonra özlem; yolu ister uzun olsun, ister ilk sapaktan dönülüp daha da yol alınmasın. Şiir oluyor dize dize, beste oluyor bir içli çığlık halinde...

Analardan anasız çocuklara; oksijensiz sudaki balıktan bir kuşun orman yangınında içinde yavrularıyla kül olmuş yuvasına; oğul bırakacak dal bulamayan arılardan bloklara tıkılıp kalmış da bir sap maydanoz yetiştirecek bahçe hasretindeki metropollüye; on dokuzundaki Mehmet’ten gerisindeki duacılara; toprağın tohuma, tohumun yağmura, kışın kara, çiftçinin bereketli mahsule hasretince çekilen özlemler, burnu çektirir de sızlatır da. Yürek yansa, göz buğulansa, iç hop etse işte o an ocak olacak sinedeki nice kül tutmuş gelmiş geçmişi alev ışığında hatırlatacak çıradır bu etten kandan direkler...

Özleminden kederine ortada hiç bir şey olmasa bile bir titrek saplı notanın sille tokadıyla direklerin hem de nasıl sallandığını anlatıveren direk, sızlarken yüreği de sızlatan burnun direğidir…

Selam Sevgi ve Dua ile...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
MaVi_GüL
Admin
Admin
MaVi_GüL


Mesaj Sayısı : 16821
Kayıt tarihi : 03/07/08

Direklerden Bir Direk; Burnun Direği Empty
MesajKonu: Geri: Direklerden Bir Direk; Burnun Direği   Direklerden Bir Direk; Burnun Direği EmptyPtsi Kas. 27 2017, 02:39

çiçek16Allah razı olsun çiçek16
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Direklerden Bir Direk; Burnun Direği
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
ebeda :: Sanat ve Edebiyat :: Denemeler-
Buraya geçin: