ebeda
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

ebeda

Sonu Olmayan Bir Yolda Birlikte Yürüyenlerin Sitesi
 
AnasayfaAnasayfa  Sevgisizliğimizin Yüzyılı Empty  Radyo  Latest imagesLatest images  AramaArama  Giriş yap  Kayıt OlKayıt Ol  
Son Konular
Konu Son Yazan GöndermeTarihi
Cuma Şub. 09 2024, 12:26
Cuma Şub. 09 2024, 12:25
Cuma Şub. 09 2024, 12:25
Cuma Şub. 09 2024, 12:24
Çarş. Ara. 06 2023, 12:37
Çarş. Ara. 06 2023, 12:26
Çarş. Ara. 06 2023, 12:20
Ptsi Ara. 04 2023, 15:55
Ptsi Kas. 06 2023, 20:33
Ptsi Kas. 06 2023, 20:23
Ptsi Kas. 06 2023, 20:19
Ptsi Kas. 06 2023, 20:17
Ptsi Kas. 06 2023, 20:16
Ptsi Kas. 06 2023, 20:15
Ptsi Kas. 06 2023, 20:14

 

 Sevgisizliğimizin Yüzyılı

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
mustafa43
Admin
Admin
mustafa43


Mesaj Sayısı : 12855
Kayıt tarihi : 03/07/08

Sevgisizliğimizin Yüzyılı Empty
MesajKonu: Sevgisizliğimizin Yüzyılı   Sevgisizliğimizin Yüzyılı EmptyPaz Ağus. 13 2017, 20:38

Sevgisizliğimizin Yüzyılı

Sevginin, saygının içi boş kavramlara dönüştüğü bir dönem mi yaşıyoruz. Bu, bir süreç mi, yoksa artık hep böyle mi olacak, birbirinizi sevin, sayın gibi laflar etmeye kalkan birini duyunca burun kıvırmaya başladık. Çok söylenmekten eskimiş sözler ya da içi boş kavramlar gibi geliyor bunlar herkese. Şiddetle çevrelenmiş durumdayız ve daha kötüsü bu durumu yadırgamaz olduk. Her gün daha ağırını, daha beterini duyduğumuz şiddet olaylarını kanıksadık. En sıradan saygı davranışlarını bile gereksiz buluyoruz artık, hani biz konukseverdik, yardımseverdik. Televizyonlardaki yemek yarışmaları, en sıradan nezaket kurallarını bile unutturmaya başladı. Konuklarımız sunduğumuz yemeği beğenmeseler bile yüzlerini buruşturmazlar; ev sahipleri, konuklarını mutlu etmek için uğraşır, didinir; bir eline sağlık sözüyle yorgunluklarını unuturdu eskiden, bunlar da tarihe karıştı, karışacak...

Her günkü sıradan yaşam bile savaş gibi sürdürülüyor, teşekkür yok, rica yok, gülümseme yok. Asık surat maskesini takınıp çıkıyoruz evlerimizden, sonrasında rastladığımız herkese dövüşmeye hazırmışız gibi bakıyoruz. Üstelik gerçekten de her an kavgaya hazırız, birinin yanınızdan geçerken omzunuza çarpması bir kavga nedeni olabiliyor. Bir yol vermeme tartışması, cinayetle sonlanabiliyor. Duya duya kanıksadığımız olayları düşünün. Televizyon haberleri, gazete sayfaları ne zamandır cinayet raporuna döndü. Ölümler sayılarla ifade edilir oldu ve sekiz - on kişiden daha az kişinin öldüğü kazaları, kavgaları, çatışmaları neredeyse kazanç saymaya başladık. Aynı yerde aynı nedenlerle onlarca kişinin ölmesine seyirci kalıyor; taşlı sopalı dövüşleri çok sıradan, çok olağan buluyoruz. Karısını sokak ortasında dövüp yerlerde sürükleyen adamı yadırgamıyoruz bile. Çocuklarını parçalayan analar mı istersiniz, iki altın bilezik için büyükannesini boğazlayan delikanlılar, yeni doğmuş bebeğini naylon torbanın içine koyup çöp bidonuna atan anneler, annesini bıçaklayan genç kızlar, ablasını kurşunlayan kardeşler, kardeşini boğan ağabeyler…

Algıladığımız, her gün sıcak haberler aldığımız dünya büyüdüğü için mi bu kadar akıl almaz olay duyup okuyoruz. Eskiden daha kendi yağımızla kavruluyorduk da yaşanıyorsa bile bütün olanlardan haberimiz mi olmuyordu. Yoksa insanoğlu giderek vahşileşiyor, çıldırıyor; eski değerlerinin hiçbirini umursamaz duruma mı geliyor...?

Televizyon dizilerinde takır takır ateş edilmiyor; her gece beş on kişi telef edilmiyorsa pek heyecansız buluyoruz filmi. Bizim heyecanımızı artırmak için olmalı hemen her dizide silahlar çekiliyor, kaçma - kovalama sahneleri yaşanıyor ve sonunda bir galip ve bir mağlup oluşuyor. En ciddi tartışma programlarında bile sesler yükselirse kulak kesiliyoruz. Kimin ne söylediğine değil, ötekinin hakkından nasıl geldiğine bakıyoruz. Karşısındakinin ağzından lafı kapan, hatta onu hiç konuşturmayan daha başarılı bir konuşmacı sayılıyor. Buralarda bile hep bir yenen ve yenilen olmak zorunda. Bu, yalnız Türkiye’de mi böyle, televizyonlarımız var, bütün dünyada şiddetin hangi boyutlarda yaşandığını gösteriyor bize. Ne yazık ki televizyonlarımız var şiddetin, sevgisizliğin, acıma yoksunluğunun artmasında en büyük pay onların. Çünkü sıradanlaştırıyor şiddeti; bunu da bir çeşit yarışma haline getiriyor. Gazetelere geçmek, televizyonlarda haber olmak için daha vahşi, daha korkunç cinayetler işlemek zorunda oldukları duygusu yaratıyor insanlarda. Gerçekten de her gün, bir öncekinden daha korkunç olaylar duyuyoruz ve artık yadırgamaz oluyoruz duyduklarımızı...

Kaygılıyım; kendimde saptadığım en ağırlıklı duygu bu. İnsanlığın temizliğini, masumluğunu yitirmekte olduğunu düşünüp bizden sonra gelecek kuşaklar için kaygılanıyorum ve elimden hiçbir şey gelmiyor...

Selam Sevgi ve Dua ile...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
MaVi_GüL
Admin
Admin
MaVi_GüL


Mesaj Sayısı : 16821
Kayıt tarihi : 03/07/08

Sevgisizliğimizin Yüzyılı Empty
MesajKonu: Geri: Sevgisizliğimizin Yüzyılı   Sevgisizliğimizin Yüzyılı EmptyÇarş. Ağus. 23 2017, 02:01

çiçek16 Allah razı olsun çiçek16
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Sevgisizliğimizin Yüzyılı
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
ebeda :: Sanat ve Edebiyat :: Denemeler-
Buraya geçin: