Sıkıldım Yoruldum Hayattan

Admin Mesaj Sayısı : 12855 Kayıt tarihi : 03/07/08

Sıkıldım Yoruldum Hayattan

Hayata karşı bir kaç cümlem var. Ne zamandır içimde kaynayan bir duygunun adını koymaya çalışıyordum. Artık hiç kızmıyorum kimselere, son sözüm kendime hemde büyük bir çığlıkla mümkünse sevme kimseyi emre...

Dışarıda sonbaharı bile üşütecek bir hava var, çoktandır yapmadığım bir şeyi yaptım, dışarıya bir süreliğine iyice baktım. Geçenlerde bir takvim yaprağının arkasında okuduğum yazı dikkatimi çekmişti. Osmanlı zamanında dört kıtaya sarılmış bir imparatorlukta müslümanlar her yıl zekât vermeye çıktıkları zamanlar fakir insanları bulamazlarmış. Bunun sebebi insanların gururlu olduklarından değil, gerçekten öyle çok fakir yaşayan insanların olmayışındanmış. Zekâtını veremediği için üzülen bir zat ülkenin bazı şehirlerini gezip zekâtını verecek bir zat bulamayınca, bir kâğıda not yazıp ağaca asmış. Ey fakir kardeş ben seni arayıp bulamadım, bu yüzden bu yıl ki zekât paramı torbaya koyup ağaca astım, eğer ihtiyacın varsa alabilirsin

İşin en güzel tarafı o ağaçtaki paraya tam üç ay boyunca kimseler dokunmamış. Hadi gel de şimdi yap bunları. Aslında amaç kimseyi suçlamak değil, aksine her şeyin yargılamasını önce kendinden yapabilmekte. Bir insanı suçlayacaksan hani önce bir aynaya bakmak lazım, malum laf döner sahibini bulur...

İçimde tatlı bir huzur var bu gece, öyle çok mutlu olduğumdan falan da değil hani; sadece beynimin örümceleşmiş taraflarında bir temizleme yaptım. İnsan bazen yaşamakta zorlanıyor ve bu zorlanma öyle maddiyatla ya da ne bilim içi boş vaatlerden dolayı hiç değil. Bu tamamen kişiye özel bir geri dönme çabası. Sanki düşününce geçmiş geri gelecekmiş de her şey çok güzel olacakmış gibi. Oysa bazı çabalar o kadar çok kalbinden yakalıyor ki insanı, bırak geçmişi, anne karnındaki bilinmeyenlerde kaybolmak istiyor. Çıkmayan candan umut kesilmiyor ama bir el var ki karşınızda gel diyen, sonra hiç görünmeyen. Hadi tut tutabilirsen, hadi uzat bir daha eli aynı hayale

Ne oldu çok mu zor, ee ne demeye taşıyorsun o eli kalbine yakın yerde. Yani dolaylı anlatıyorum belki ama insan düşünce kalkamıyor öyle ve o düşme fiziksel değil tamamen ruhsal oluyor. Düşüyorsun ve canın çok acıyor...

Of, bir an korkar gibi oldum, hava fena gürlüyor. Dedik ya ilkbahar bile üşütüyor diye, yetmiyor, galiba şimdi hedefteki benim. Ama baştan söyleyeyim ben zaten buzlaştım iki gündür, titremek falan buhar kalır yanımda. Hayata o kadar çok sataşmak istiyorum ki nereden başlasam öfkemi dindiremez hiç bir şey. Bir kere hiç cömert davranmıyor bana ve ben kendi halinde yaşayan, çoğu insanın yaşadığımı bile hissetmediği bir basitlikteyken, hani öyle lükse değer hayaller bile kurmazken neden ben sorusuna esaslı bir cevabı yirmi beş yıldır beklemekten usandım artık...

Lütfen bana artık hiç kimse sen iyi bir adamsın, yüreğin çok güzel v.s. demesin. Çünkü o kadar çok kaybettim ki ve bu kaybedişlerde bir şeyi fark ettim ben artık o değilim. Ben sizin bana koyduğunuz sınırlarda yaşayan bir kuklayım. Nasıl yönlendirirseniz oraya bakıyorum ve gülüyorum. Ama ben artık ağlamak istiyorum. Sıkıldım, usandım, bıktım, tükendim

Biri bana gelecekse artık, geçmişimi merak ederek değil; geleceğimi hayal ederek gelsin. Korkaklarla yürüdüğüm yollarda tek kalmaktan yoruldum artık...

Selam Sevgi ve Dua ile...

Admin Mesaj Sayısı : 16821 Kayıt tarihi : 03/07/08

» Sıkıldım Artık Her Şeyden...
» Yoruldum...
» Hayattan Bir Kesit...
» Hayattan Hiç Bıktınız mı
» Bir Din Hayattan Nasıl Çekilir?