ebeda
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

ebeda

Sonu Olmayan Bir Yolda Birlikte Yürüyenlerin Sitesi
 
AnasayfaAnasayfa  Kalbi Güneş Görmemiş Sevgili... Empty  Radyo  Latest imagesLatest images  AramaArama  Giriş yap  Kayıt OlKayıt Ol  
Son Konular
Konu Son Yazan GöndermeTarihi
Cuma Şub. 09 2024, 12:26
Cuma Şub. 09 2024, 12:25
Cuma Şub. 09 2024, 12:25
Cuma Şub. 09 2024, 12:24
Çarş. Ara. 06 2023, 12:37
Çarş. Ara. 06 2023, 12:26
Çarş. Ara. 06 2023, 12:20
Ptsi Ara. 04 2023, 15:55
Ptsi Kas. 06 2023, 20:33
Ptsi Kas. 06 2023, 20:23
Ptsi Kas. 06 2023, 20:19
Ptsi Kas. 06 2023, 20:17
Ptsi Kas. 06 2023, 20:16
Ptsi Kas. 06 2023, 20:15
Ptsi Kas. 06 2023, 20:14

 

 Kalbi Güneş Görmemiş Sevgili...

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
mustafa43
Admin
Admin
mustafa43


Mesaj Sayısı : 12855
Kayıt tarihi : 03/07/08

Kalbi Güneş Görmemiş Sevgili... Empty
MesajKonu: Kalbi Güneş Görmemiş Sevgili...   Kalbi Güneş Görmemiş Sevgili... EmptyPaz Kas. 15 2015, 21:34

Kalbi Güneş Görmemiş Sevgili...

Kalbi güneş görmemiş sevgiliye...!

Buzdan evlerde gezmeden önce ruhlarımız, beraber geçti çocukluğumuz. Sen yolun ortasında zikzaklar çizerdin, başın hep öne eğik, ben seni pencereden izlerdim, yüreğim dağ kuşlarına emanet verilmiş. İstesem de bakamazdım gözlerine, titrek kalbim, eşlik ederdi sessizlik şarkılarıma. Sen, çığlıklarına konuk olurdun bu kimsesiz sokağın ben, sensizlikle bezenmiş garip çığlıklarıyla dolardım bu kentin. Sokak bir dolup bir boşalırdı gelişinle ben, taşardım pencerelerden göğe, her gelişinde. Ruhun bu sesleri duyar fakat anlam veremezdi, çocuk uçarılığında her sabah çıkarken evinden. Gözlerin bakar, fakat göremezdi, seni senden çok seven özge bir can taşıdığını bu sokağın. Kuşlar ve saksılara ekilmiş çiçekler kadar, bir yüreğe eşlik ettiğini, kendinden bile sakladığın yüreğinin. Bilmezdin işte, bildiğini gizlerdin belki de sessizce, görmek için büyümek gerekti belki, bilinmeyen adımlarla yürümek, aşkın iklimine. Çölüm sensiz yeşillendi bu yüzden, kuşlar hep aynı şarkıyı söyledi. Senden daha yakınken sana, nakaratım oldu yalnızlık, ruhumu parçalayan dizelerde...

Hep aynı kareye eşlik ederdi gözlerim oysa, sen, izlendiğinden habersiz. Hep aynı bilinmezliklerle örülürdü seni sevişim, sense ruhumun gelgitlerinden habersiz. Hiç bilmedin zaten derinden sevildiğini ve kim bilir hiç bilmeden, hissedemeden göçeceksin bu alemden, başka insanlar gibi. Anlamamak kaderin olacak, gözlerin dönerken griden maviye, bir akşam üstü belki de ahların yazılacak denizin üstüne. Gökyüzü ağlayacak senin de kimsesizliğine, tıpkı sokak gibi, tıpkı ben gibi, sevmekten korktuğun. Hep mısralarda övdüğün aşk, girdabın olacak seni seven yürekler büyüdükçe. Büyümek en korktuğun şey olacak, çocuksu bekleyişlerinde. Sen hep beklemeyi seçeceksin bir durakta, ve hep bekleten olmayı, seni almaya kimse gelmeyecek. Annen bile ağıtlar yakacak, yaşarken, kendine ettiğin sitemlere. Sen bile anlam veremeyeceksin, çocuksu gülüşlerle büyüttüğün gençliğinle, elinde çoğalan yitiklerine. Şimdi neden buzdan evlerde yaşadığını kimse bilmeyecek sen de dahil, kimse bilmeyecek, neden saklandığını bir ömür. Sırlarınla, sır olacaksın, herkes seni cesur bilecek, korkusuzluğunun korkularından ileri geldiğini, kimse dillendirmeyecek. Kaçışının makul sebesizliklerini de. Suskunluğunu miras bırakarak gideceksin belki de, herkes suskunluğu sevecek...

Güneş buzdan evlere doğmuyor sevgili. Odalarında çocuklar gülmüyor bu evlerin, içine kapanan yürekleri kimse bilmiyor. Onlar açmayınca sır perdelerini, gerçekler görünmüyor, karanlık örüyor en çok, buzdan evleri. Anlaşılmıyor öyle ki, buzun rengi, anlam verilemeyenlerle kader, geride bırakıyor sevmeyi bilmeyenleri ve zaman çok hızlı geçiyor sevgili. Beklemiyor, yolda ruhunu bekleyenleri, ruhların kaçışı oluyor aşk sandığımız, sınavın adı. Sürekli kaçanlarla, kalmıyor hayatın tadı...

Tüm sessizliğine rağmen bu sokağın, adımlarınla hareketleniyor geçtiğin yerler. Adeta bir dünya saklıyor, sessizliğe bürünmüş gözlerin kendi içinde. Dünyaya kapatıp, gözbebeklerine çeviriyorum bakışlarımı, durdurup bir an, gözlerinde sürdürüyorum akışlarımı. Sen bilmeden bir gözün daha saklandığını bakışlarında, kaçışlarına aldırmadan dünyaya kayıyorum. Senden bakıyorum resmime, içimdeki denizin mavisine, yerin yeşiline ve o sokakta kapanıyor tüm perdeler. Araya giriyor yıllar, sebepsiz bekleyişler, sebepsizliğin adı oluyor aşk, sen kokuyor, hala bu viran sokak...

Sokağa gömülmüş hüzünler kadar, sevinçler de sır olmuş şimdilerde. Kimse bilmiyor pencere önünde kaneviçe işleyen kızı, sevdiğini beklerken her akşam üstü. Oysa her desende bir sevdayı nakışlamıştı kalbi büyük kız, etamininde kırmızı güller. Kimse çözemedi, sessizce evine giden mahsun çocuğu, her bakışında gizli sevdalar. Kimsenin yolu bu sokağa düşmedi bir daha, kesik adımlar kadar, kesilmiş bu sokakta umutlar. Bir tek sevenin gözünde parıltı var, bir de pencere kenarına konan meçhul kuşta. Yarım kalmış bir şarkıyı seslendirir gibi, minik kuş her seherde, saksıdaki güllerse, en az kaneviçe kadar viranlığa terkedilmiş bu kentte. Mağrur genç hala sessizliği dinlemekte, hiç gelmeyecek yarınları beklemekte belki de. Atılmamış adımlarıyla, terkettiği sokak kadar yalnız o da. Oysa sokak hareketlenirdi onun adımlarıyla, yürekler titrerdi derin bakışlarıyla, gür saçları eşlik ederdi kopkoyu hayallere. Evlerde bir soba, bir de aşk tüterdi yürek denilen bir yerlerde. Kimse bilmedi, kimse görmedi mağrur gençle, kalbi büyük kızın aşkını, kimse dillendiremedi, cesur bakışların altında yatan korkaklığı, korkular hiç gitmedi...

Sımsıcak diyarlarda buzdan evler de var, o evlerde gizlenen mağrur gençler, herkes ısınırken sıcaklığında, kendini üşüten yürekler de var. Onlar sözlerini en sona saklarlar, nedendir bilinmez aşkı sadece son vuruşta ararlar. Onlar andan habersiz, yarınlardan biraz endişeliler, hep korktukları gerçeklerle, hiç başlamadan bir ömür öylesine yaşamaya adanmışlar. Aşkı bakıştan ibaret sananlar, onu yaşamaktan anlamazlar zira, bakışların ardındaki ışığı farkedemeyenler, karanlıkta kalmaya alışıktırlar. Güneş eritir diye buzdan evlerini, bir ömür kuytularda, duyunca aşkın, sevgilinin adını, hep kaçışlarda ararlar mutluluğu...

Ey kalbi güneş görmemiş sevgili. İsyanın güneşe mi yoksa, buzdan evlerini kıran, sürekli kaçışın aşktan mı yoksa, aynalarını yıkan. Kalbini güneşe doğrultmalısın artık, çok geç olmadan, aynanı parlatmalısın artık, çocuklar donmadan. Buzdan evler, üşütüyor kalbimi, sessizliğin ve gururun, siliyor tüm renklerimi. Gülller açmalı artık, kuşlar aşk ile ötmeli; buzdan evler erimeli artık, çocuklar gülmeli. Gururuna yenik düşen kalpler konuşmalı artık, sessizlik dile gelmeli, eski günledeki gibi sokak şenlenmeli. Kaneviçedeki desenler, aşkın güzelliğiyle yeniden renklenmeli...

Buzdan kalpler, buzdan evlere benzer bu yüzden, aşkla bakan yürekleri deler. Sevgisini söylemeyen yürekler, hiç sevmemiş gibidir, derin bakarken gözleri, dilleri yalan söyler. Ey kalbi güneş görmemiş sevgili; ben senden, sen benden delisin, kalp evimin en mağrur dilencisisin...

Kalbi güneş görmemiş sevgiliye ithaf edilmiştir...

Şule Meryem Canpolat

Selam Sevgi ve Dua ile...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
MaVi_GüL
Admin
Admin
MaVi_GüL


Mesaj Sayısı : 16821
Kayıt tarihi : 03/07/08

Kalbi Güneş Görmemiş Sevgili... Empty
MesajKonu: Geri: Kalbi Güneş Görmemiş Sevgili...   Kalbi Güneş Görmemiş Sevgili... EmptyPtsi Kas. 16 2015, 02:32

çiçek16Allah razı olsun çiçek16
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Kalbi Güneş Görmemiş Sevgili...
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Kalbi Güneş Görmemiş Sevgili
» Güneş ve Ay... !
» Fil Güneş ve Kuran
» Güneş Senin İçin Doğuyor...
» Bir Gün Güneş Doğacak

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
ebeda :: Sanat ve Edebiyat :: Makaleler-
Buraya geçin: