Hatırımıza Düştün
Hatırımıza
düştün hatırına düşür bizi.
Sevdik seni, sevindir bizi.
Uzaktayız
yakınına vardır bizi; yandık pınarına kandır bizi.
Sıcak yaz günlerinde
yaş dalların titreyişi gibi yandır bizi serin kuyulardan;
koyu gecenin
yıldızlarına karşı uyandır bizi derin uykulardan.
Gözyaşı değil nice
demdir gözümüzden akan;
belki eriyip... biten ruhumuzdur damlayan!..
Gül
sözleri edelim çok çok, ve gonca sükutu az az.
Gül düşleri görelim gül
gecelerinde,
Gül’ün aşkını derelim gül hecelerinde.
Gözü sürmeli ile
ağlayanın arasına gül serpelim, güle yeminler edip.
Gönülleri yıkayalım
gül suyuyla.
Gönüldendir şikayet kimseden feryâdımız yoktur.
Gönlüm ki Gül’e hasret…
Üçüncü halin imkansızlığında…
Ve kozanın amansız yırtılışında…
Cevher Gül’e düştü, mıknatıs bana, güzellik Gül’e, sevgi bana…
Güzeller güzelleri severmiş ve sadıklar sadıkları…
Güzelliğimi arttır
benim Gül’üm, ve arındır ayrık güzelliklerden sevgilerimi…
Senden
yüzüne bakma lezzetini isterim
ve titrerim vefadan sonra ayrılığına
düşme dehşetiyle.
Genişlet sana indirilene yaslanmakta sinemi,
ve sade
kıl sensiz düşüncelerden gönül ayinemi.
Bir yankı ol, ses kat sesime;
bir nazar kıl can ver nefesime.
Düşümde ya hayalde gel, bitirdi gerçek
beni;
geldir bizi her halde gel ya yanına çek beni!.
Gel Efendim!
Sen
gelmeyince hatıra bilsen neler gelir!..
Gönül ki Gül’e hasret…
Güzellik kendisine sıfat değil ad olan…
Gül olmayınca bahçeler berbad olan…
Bakışındandır başlangıcı bütün hadiselerin;
ve en büyük yangın
aşkının bir kıvılcımından…
Dönüyorsa gökler bir yüzük halkasınca,
ve
dönmedeyse içinde ne varsa, kaşındandır yüzüğün, inci tanesi kaşından…
İyi hal de hatırlatıyor seni bize, kötü hal de;
korktuğumuzda da sevgin
var içimizde, umduğumuzda da…
Gözyaşlarımız gözbebeklerimizi boğazlıyor
sensiz, duru şaraplar içinde zehirler yutuyoruz…
Gökkuşaklarını toprağa
gömenler de,
nurunu ağızlarında söndürmek isteyenler de
senden öte
sınavlarda değiller aslında.
Nefis kendini içine üflemekte daim.
Gülü
kendi sesinde solduranların
seni beklemekle geçecektir yüzyıllar süren
ömürleri.
Ah bir bilseler!..
Hâb-ı gaflette geçen ömrümü rü’yâ gördüm.
Gönüller ki Gül’e hasret…
Gönül ki kana boyandı, ve Gül’ün aşkına yandı…
Aşk, bir Gül’ün adıydı…
İmdat ki seven unuttu, vefa yine sevgiliye
düştü!..
Gel ey, unutma bizi!…
Seni bir seven aşkına sev hepimizi!..
Kararlıyım bu gece, bütün varlığımla seni öveceğim…
Seni sevdiğim gibi...