mustafa43 Admin
Mesaj Sayısı : 12855 Kayıt tarihi : 03/07/08
| Konu: Kimsesiz Hüznüm Yüzün... Paz Nis. 27 2014, 22:26 | |
| Kimsesiz Hüznüm Yüzün...
Susuz bir ölüm aldı aklımı Kimsesiz hüznüm yüzün İster sus ister konuş Hırçın divane yorgun bir güzüm Ömrümü sebil etmişken zamana Akreple yelkovan saplandı bağrıma Düşlerin kara topraklarına sarıldım Dünyadan usandım da Mahşerde bile seni kuşandım Yarım bir sözcüktü dilindeki adım Sukut ile türkülerde kanadım Ay düştü satırlarıma Ve ben yazdıkça tükendim kendimde Sana çoğalarak, kendimde azaldım
Bilsen gözlerim ne zamandır boş ve ben hala yazıyorum seni senden uzakta arayarak, her gün yeni baştan seni yazmaya çalışmaktır hayatımın anlamı. Her sabah birbirine aşık harfleri güneşli bir sene hazırlamaktır umudu giydirerek. Nice sevdaları kaybetmiş yüreğimle yazdıkça sevmek seni ve sevdikçe yazmak bitimsizce. Ayak izlerinde sürüklenen yaprak misali hayaline çarpıp kendine geri dönen bir alın yazgısına darılmak ana sarılmak; sevda yankısı ve belki de bir yürek yangısı gibi hislerine bağlanmak
Alçak gönüllü yapraklarımla savrularak her akşam sarmaş dolaş karşılamak mümkün olsaydı seni bil ki gözlerim hep gülerdi. Senli düşleri döktükçe yanaklarıma ıslanırdı üşümüşlüğüm. Saçlarımda filizlenen neşeli ve gülümseyen çiçeklerin gölgesinde bana yetecek kadar senim olmadı ki hiç benim. Yalnızlığımın cesaretinde iki dudağımın arasında sessizce yutkundum bütün hecelerimi. Neşeli kelebekler gibi gezerdin çiçekli ovalarımı meltem kokulu yollarımı ve bereket yüzlü dağlarımı. Göklerin kubbesi gibi hep üzerimdeydi bakışların, Eylülü çiçeklere boyadığında meçhul bir şarkıyı giyinip tenha yollarda geziyordun, biliyordum düştün sadece bir düş
Ey ömrümün son bahar sevinci gel, dünyadan uzak bir sevda semtinde mis kokulu güller yetiştirelim yüreğimizde. Kan revan olsa da tenimiz sokul bana ve toprağa, yaşama başlarken yanımda olamasan da üzülme bak ölüme doğru giderken yanımdasın işte. Yazdığın ilk cümle olamasam da satırlarında ne olur son şiirin olmama izin ver...
Anlatmak istiyorum seni unutulmuş eski bir koya gözyaşlarımla ıslanan kara toprağa ve en çok da sana. Harflerin anlamlarını ulu orta çıkarıp yalın ve sade halde anlatmak seni. Çekinmeden her cümleye yüklerken sarhoş orman kokulu anlamları fazla kaçırmak sevgiyi ve her halükarda sana dönmek tatlı bir baş dönmesiyle. Hayıflanmak sevginle sevgili olamayışıma ve inadına sevgimle ölümsüzleştirmek seni. Bu sarhoşluğu çok görüp kendime seni yasakladıkça aklımdan çıkaramamak her sabah yoluma güller seren gözlerini...
Basmakalıp sözcüklerden uzaklaşıp ezberlemek ayak seslerini belleğime kazımak inadına. Yüreğime emanet ettiğin her şeyi saklamak yosun kokulu kıyılarına, usanmadan düşünmek seni. Gök kubbeye yakın bir düşte buluşmak aynı ateşten geçerek, çatısı yıldızlardan penceresi güneşten; bahçesi hatıralarla dolu bir dünya evinde gökleri ayaklarının altına sermek. Uykusuz bir gecenin arifesinde elin elime değerken dudaklarımla karşılamak dudaklarını ve çıplak bir ayazda yorgun yüreğini yüreğime yaslamak. Dinlemek öylece yüreğine hayat olan ayak seslerimdeki tıkırtıları
Masallarda büyüyen toprağına sadık bir göl gibi imkânsızım denize kavuşan nehirlerine. Yine de saçlarımda büyüyen buğday başaklarının yalnızlığını okşa yaralı ellerinin bereketiyle. Yahut ellerimi al ne olur tenine benim gözlerimle bak bir kez olsun kendine, sevdalı duruşlarının penceresinden el salla her sabah sesime. Giyin seven yüreğinin gömleğini ilikle düğmelerini ellerimle, sürgülü bekleyişlerimin mandallarını aç koş gel bahar gibi seni beklediğim şehirlerine
Ah yar yorgun ve bezgin yılların rüzgârına kapıldım sürüklenip gidiyorum eksikliğini duyarak. Sensiz yarım kalmışlığımı alıp götürecek ölüm anımı bekliyorum. Yalnızlığı hecelerken kolum kanadım kırık, yokluğunla yaman bir hüzün abanıyor kuru dallarımaki adı gurbet. Kimsenin bana el uzatamayacağı kadar uzak bir köşede bekliyorum gelişlerinin gölgesini. Gamlı kirpiklerimin arasında seni görüyor gelip geçen herkes ve yüreğimi okuyup bitimsiz bir sevdayı tanıyorlar. Simsiyah bir gece inerken gözlerime yıldızların arasında boyun eğiyorum kederlere, uzadıkça uzuyor kara günüm
Bilmiyorlar yer gök neden siyah Ve sen en sevgili Bakma öyle gözlerini süzerek Üzerek sözlerini uzak durma ellerime Islak saçlarımın hüznünü çözerek Düşe kalka susma küserek Karanlık sulara bak göremedikçe beni Mavileştirme sakın duyamadıkça ak Kaybettiklerimiz, yüreğimde saklı biz Dilinde cümle alemin Dokunduğumda kanarsa kalemin Yoksa yoksa sende mi beni suçlayacaksın Uyan sevdalı uykulardan uyan Uyan da son kez gözlerime bak
Selam Sevgi ve Dua ile... | |
|
MaVi_GüL Admin
Mesaj Sayısı : 16821 Kayıt tarihi : 03/07/08
| Konu: Geri: Kimsesiz Hüznüm Yüzün... Ptsi Nis. 28 2014, 01:58 | |
| | |
|