ebeda
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

ebeda

Sonu Olmayan Bir Yolda Birlikte Yürüyenlerin Sitesi
 
AnasayfaAnasayfa  Hazırlık Sokağı    Empty  Radyo  Latest imagesLatest images  AramaArama  Giriş yap  Kayıt OlKayıt Ol  
Son Konular
Konu Son Yazan GöndermeTarihi
Cuma Şub. 09 2024, 12:26
Cuma Şub. 09 2024, 12:25
Cuma Şub. 09 2024, 12:25
Cuma Şub. 09 2024, 12:24
Çarş. Ara. 06 2023, 12:37
Çarş. Ara. 06 2023, 12:26
Çarş. Ara. 06 2023, 12:20
Ptsi Ara. 04 2023, 15:55
Ptsi Kas. 06 2023, 20:33
Ptsi Kas. 06 2023, 20:23
Ptsi Kas. 06 2023, 20:19
Ptsi Kas. 06 2023, 20:17
Ptsi Kas. 06 2023, 20:16
Ptsi Kas. 06 2023, 20:15
Ptsi Kas. 06 2023, 20:14

 

 Hazırlık Sokağı

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Menekşe
Özel Üye
Özel Üye



Mesaj Sayısı : 2555
Kayıt tarihi : 30/08/10

Hazırlık Sokağı    Empty
MesajKonu: Hazırlık Sokağı    Hazırlık Sokağı    EmptyPaz Mart 09 2014, 21:36

Hazırlık Sokağı


Bir sabah yağmurun da ıslaklığıyla, kimsenin olmadığı bir zaman diliminde tek başına bir ayak sesini duymanın umuduyla beklerken, hiç sahip olmadığı bir hisse kapılmanın verdiği heyecanla bekliyordu. Esasında sahip olduklarıyla yetinmesini bilirdi ama bu başka bir hikâyenin başlangıcı olacaktı beklide ve bunu istiyordu. Hiç açılmamıştı o kapı, kendini alamıyordu, bunu sormadan edemiyordu. Bazı zamanlar sesler geliyordu, ama ışığının yandığını hiç görmemişti ve tek açılmayan kapı o idi. Çok kez önünde bekledi kapısının açılmasını büyük bir umutla.
Sormayın onu ona, kaç kez böğrü delik deşik edildi, üzerinden büyük tekerlekler geçti, ya da serseriler az mı üstünde içtiği şarabın şişesini kırmıştı. O her daim kucağını açmıştı tüm insanlara ve bunun hazzını yaşıyordu tüm içtenliğiyle. Ahşap kirişlerin taşıdığı o mütevazı evin balkonundan atılan çöpü de anlayışla karşılamıştı, üzerine tüküren o kendinden emin ve bir o kadar da kendini beğenmiş insana da açmıştı kucağını. Çünkü o aşktı, anlatılabilecek bir duygunun en olmaz yanıydı.
Rengârenk yuvaların olduğu bir alanın en olanaksız kesitinden geçiyordu ve o mutluydu çünkü evinden atılan en masum çocuğun yuvası olabilmişti.
Fakat hep bir eksiği vardı; o kapı. Neden açılmadı hiç, ne yapmış olabilirdi ki ona. Bir hata mı yapmıştı, hiçbir fikri yoktu. Şimdi yağmurun sesiyle uyanan kuşların cıvıltılarıyla şenleniyor, kendinden geçiyor ve yine gülümsüyordu. Ama diğer yanı merakta, o demir ferforjeli kapı uzakta ama bir o kadar da yakında.
Uzaktan gelen trafiğin sesi yan duvarlarında yankılanıyor, yaşamın kendisi olduğunu anlamakla kalmıyor, onu tüm benliğinde saklıyor ve kentin bir parçası olmanın verdiği aşkı yeniden yaşıyor. Sanırsınız gök parçalanıyor ve yıldızlar birer birer üstüne çullanıyor. Ama onu kimse anlamıyor kentin bir yerinde, kendi halinde tek başına aşka kucak açmış öylece bekliyor. Sanmayın onun yalnız olduğunu, her sabah kaldırımlardan duyulan ayak sesleri, yağmur yağdığında o borudan üstüne akan suyun sesi onun ailesiydi ve o mutluydu, ama o kapı neden açılmıyordu ona hiç. Ah! Daha başka bir dileği yoktu, ihtiyar bacakları daha ne kadar beklerdi, bekleyebilirdi, bilemiyoruz ama birde ona sorun o sanki ölmeyi unutmuştu bu aşk için.
Zaman onu alıp buralara kadar mı sürüklemişti? Yoksa sürüklenirken zamanın takvimine mi ayak uydurmuştu bilemiyoruz, ama onun için fark eden hiç bir şey yoktu, çünkü o aşktı ve bunu en olunmaz haliyle yaşamak en büyük arzusuydu, bilmiyoruz. Onu anlamanın anlamsızlığında kaybolmanın bir anlamının olup olmadığının sorgusunu yapmanın yerine haykırıyorum beklide o benimdir, ya da siz ya da hemen yan masada duran içki kadehinden dökülen ıslaklıktır o.

Güneşin ısısı henüz üzerine düşmezken ve ay ışığı aydınlığını korurken o kapının önünde bekliyordu yine, kimseler görmemişti henüz bu halini “o” gelinceye dek. O geldi ve aşkı öğretti ona, daha söylemeye ne hacet bunu anlamalı her insan…
Gördü onu ve “o” oldu onunla ve “o” ağlarken ağladı, gülerken güldü. Ona kalbimin gülü, papatyam diyordu tüm iliklerinden dökülen can ile. Ve kapının önünde yine o vardı her daim yanında o olmalıydı. Şimdi artık yalnız değil, o can var yanında ve işte şimdi başlıyordu bu aşk. Kapı, demir sürgüsü çekili, taşıdığı camında hafif kırıklar var. Ah! Kapı kimsin sen, neysin bir anlam kazandın bizden söyle hadi susma kimdin sen. Bak yüzyıllardır bekliyordu ve şimdi yalnız değil, o da artık bu bekleyişin içinde, aşktır o bir haykırıştır, aykırılık sanma hayatın kendisindedir o.
Gece olmuştu bu gece ayda yoktu gökyüzünde yalnızca şehrin aydınlığı vuruyordu yüzüne ve o var mıydı yanın da ah görebilmenin en gerekli olduğu şu zaman diliminde bir uyku ki sormayın kapanıyor göz kapaklarım evlada ve hoş geldin gün yüzüm. Kimdi ki Günyüzü?

Ah! O kapı bir açılsa ve açılmalıydı. Vermeye hazırdı tüm yaşamını bunun için, ama yalnızca ben değil o da hazırlıksız bu aşk için.
Kaldırıma dizlerini dayamış o mağdur ve ihtiyar evin penceresinden bir gün doğuyordu, hafif yağmur ve hafif yel alıp götürüyordu ağaçlardan dökülen yaprakları. Bacadan çıkan dumanla boyanıyordu bugün. Hemen başından geçen çocukların şenlenmelerini izliyordu öylece ve ben elimde yarım ekmeğimle izliyorum tüm olup bitenleri. Günyüzü yanında bir şeyler anlatmaya çalışıyordu yine ve gülümsemesi ayın suretiydi sanki.
Yine tüm evlerden yaşam fışkırıyor ama biri eksik ama Günyüzü yanında ona destek oluyor. İçerden gelen sesleri yine duyuyor ama çaresiz ne bir gölge ne de bir dokunuş kapının demir sürgüsüne. Biliyordu o kapıda açılacaktı bir gün ve açılmalıydı, ama oda bende Günyüzü de hazırlıksızdı henüz belki de.
Kaldırımında oturmuş dilenen ihtiyar bir elin üzerinde ki parsellerde yuva kuruyordu bazen kendine, bazen de çekip gidesi geliyordu Günyüzü’nü de alıp ama çare yok henüz bitiremediği hikâyesinin en başındaydı ve bitmeliydi bu hikâye ve bu ona, bu sana, bu bana…
Akif olanın anlayabileceği bir deryada yüzüyordu şehrinde elinde Günyüzü’nün eli kalbinde hatıraları saklı gözyaşlarından dökülen boncuklardı taşı, çiçeği, ağacı. Bu ona atılan ilk adımın kucağıydı. Ama çare yok hazırlıksızdı.


Yasin Bıçakçı



Sayfa başına dön Aşağa gitmek
MaVi_GüL
Admin
Admin
MaVi_GüL


Mesaj Sayısı : 16821
Kayıt tarihi : 03/07/08

Hazırlık Sokağı    Empty
MesajKonu: Geri: Hazırlık Sokağı    Hazırlık Sokağı    EmptyPtsi Mart 10 2014, 00:49

çiçek10 Allah razı olsun 2 çiçek10 
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Hazırlık Sokağı
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Ölümü Tefekkür Ahrete Hazırlık
» Umut Sokağı
» Suskunlar Sokağı...
» Bir Şiirin Çıkmaz Sokağı

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
ebeda :: Sanat ve Edebiyat :: Makaleler-
Buraya geçin: