Irem Nurgül Durmuş
Tek bir kılımdan benim olduğum anlaşılıyor, minicik bir tükürüğümden benim olduğum belli, çöpe attığım tırnağımdan... Boynumu kaşıyorum, ölü deri dökülüyor da... O bile İREM.
Cinayet filmlerine bakınca nasıl izliyorsunuz?
Vücudumun her zerresi, her hücresi İREM. Sağ ayak baş parmağımın ucu kadar, beynimdeki hücreler de İREM.
Ama sevgilime kestirdiğim saçlarımdan bir demet yaptım, başına pembe kurdele taktım, "beni özledikçe kokla" diye de not iliştirip verdim, mutlu oldu. Sağ ayak parmağımdan çıkan tırnağı gönderince, onda da aynı İrem olduğunu bilemedi ama...
Bilmek zorunda mı?
Hayır tabi ki... Avam çünkü.
---
İnsanın nasıl her bir hücresinde o insanın tüm özelliklerini kendinde taşıyan DNA'sı varsa; Âlem'in her bir hücresinde de ALLAH var. Her bir hücresinde ama hiiiççç istisnasız.
Yok efendim teröristte de mi var, çocuk tecavüzcüsünde de mi var, şu küfürbaz ayyaşta da mı var?
Valla kusura bakma, işine gelmiyorsa yapacak bir şey yok!
Ama o beğenmediğini yaratacak rakip bir ALLAH olmadığına göre, onda da var. Ve senin hoşuna gitse de gitmese de onu yaratan belli.
Neyse ne diyeceğim bak...
Şimdi İrem'i herkes sevebilir. İrem iyi olduğu sürece neden sevmesinler... Ama aşığım, ölüyorum, bitiyorum, amaaaan o benim her şeyim diyen iremin saçı ile tırnağı arasında ayrım yapmaz; irem ona iltifat da etse sever, küfür de etse sever.
Hayatınızda hiç kimseyi böyle sevmediyseniz tabi bunu anlatmak biraz zor olacak. Ama var böyle sevgiler. İşte kısmen annenin evladına duyduğu sevgi gibi, evlat naparsa yapsın anne seviyor ya hani... Hatta ne saçma, bebek bezine pisliyor da, anne bezini değiştirirken onu bile seve seve değiştiriyor.
SONUÇ:
İnsan kendini seven herkesi sever ama böyle sevenleri daha bir çok sever. "Anne gibi yâr olmaz" der işte... Eğer ALLAH'ın da senin gibi yâr olmaz demesini niyaz ediyorsan, başına gelen en pislik olayları bile, bez değiştiren anne gibi seveceksin!
Ama nerde o yürek, bir yakının ölüyor da cenazede kendini parçalıyorsun!
---
"Ne yani İrem, ALLAH yarattı diye bunu da mı seveyim?"
Sevme, sev diyen yok, nerde sende AŞIK olacak yürek!
Aşıklar sever hepsini,
Arifler sever hepsini...
Hz. Ebubekir sever şeytanı bile ve duâ eder, ALLAH'ım bedenimi öyle genişlet ki, cehennemde benden başkasına yer kalmasın diye...
---
Secde de ağlıyormuş bizimki... Neye ağlıyorsun?
Kendine kendine! ALLAH'ın bu durumla alakası ne?
Peygamberin sakalı şerifini görmüş de ağlamış deliler gibi...
Niye? Ne gördün o kılda?
Ya da ne göremedin diğer yarattıklarında?
ALLAH'ı seviyorum, ALLAH'ı seviyorum diye geziyor... Tanıdı da sevmesi kaldı sanki... Her hücrede gördü de sevmesi kaldı...
Dürüst olmak lazım, Sevgili yalanı yutmaz.
Üstelik ALLAH öyle çocuğunu sever gibi, kocanı sever gibi, üst kat komşunu sever gibi sevilmez.
"Onlar" diye ötelediğin tek bir grup varsa, sen onda da ALLAH'ı ötelediğini bilmeyen dar kafanla...
Aşık olmak farklıdır Azizim, Aşık olmak farklı...
Aşık'ın duası olmaz.
Oturmuş dua ediyor. Şunu ver, bunu verme diyor!
Bunu herkes yapar, herkes!
Aşığın duası market alışveriş listesi gibi "çocuğuma sağlık, derdime deva, kızıma ev, oğluma araba" değildir.
Aşığın duâsı onunla sohbettir.
Onunla konuşmaktır, onunla halleşmektir.
Zaten arabası olsa da onunla olmak ona yetecektir, olmasa da...
Evi olsa da yetecektir, olmasa da... Talep yoktur onun aşkından başka!
"Ona ettiği dua sayesinde hiç mahrum olmaz" Aşık olan.