Dükkana giren yoksul görünümlü kadın,ürkek adımlarla bakkalın yanına yaklaştı ve sordu:
“Şey ,birkaç şey alsam hesaba yazar mısınız?Kocam çok hasta ve işe gidemiyor.Yedi çocuğum var ve karınları aç.”
Bakkal kadını tanımıyordu, belli ki bu gecekondu mahallesine yeni taşınmışlardı.Veresiye vermekten bıkan adam, kadını tersledi ve dükkandan çıkıp gitmesini istedi.
Kadın önce kapıya doğru bir iki adım attı, sonra durdu ve döndü.”Lütfen” diyebildi kırık bir sesle.”Çocuklarım aç olmasa bunu istemezdim.Size borcumu en kısa zamanda öderim korkmayın.”
Ama bakkalın cevabı yine olumsuz oldu.Kadını tanımıyordu, kendisinde hesapları yoktu ve tanımadığı insanlara asla güvenmezdi.
O sırada tezgahın yanında duran başka bir müşteri bakkalla kadın arasındaki konuşmaları dinliyordu.Bakkala dönen adam ,kadına ne isterse vermesini ,parayı kendisinin ödeyeceğini söyledi.
Bakkal bu teklif karşısında utandı ,çünkü böyle bir şeyi aslında kendisinin düşünmesi gerekiyordu.Gelgelelim para hırsı bunu yapmasına izin vermiyordu.Adamın bu sözleri üzerine kadına döndü ve alaycı bir edayla sordu:
“Alışveriş listen var mı?”
“Evet.”
“İyi. Bu listeyi terazinin bir kefesine koy.Listenin ağırlığınca yiyeceği diğer kefeye koyup sana bedava vereceğim.”
Aklınca kadını bu şekilde utandırmayı ve dükkanından uzaklaştırmayı planlamıştı.
Kadın başı öne eğik halde elini cüzdanına soktu ve üzerinde bir şeyler yazılı bir kağıt parçasını çıkarıp terazinin bir kefesine usulca bıraktı.
Bakkal daha ilk ekmekte kağıdın bulunduğu kefenin havaya kalkacağını ve bir ekmekle kadını başından savacağını düşünüyordu.Ama umduğu olmadı.Kaç tane ekmek koyduysa denge bozulmadı, kağıdın bulunduğu kefe hep aşağıdaydı.Şeker,un,pirinç vs. koyuyor ama durum değişmiyordu.Bakkal ne yapacağını şaşırmış,sadece “İnanmıyorum,inanmıyorum” diyebiliyordu.Bakkal diğer kefeyi tepeleme doldurmasına rağmen ,kağıt parçasının bulunduğu kefe hep ağır basıyordu.
Nihayet,kefede yer kalmayınca bakkal durdu ve merakla kağıt parçasına uzattı elini.Şaşkınlığı şimdi ikiye katlanmıştı.Çünkü elinde tuttuğu bir alışveriş listesi değil, kısacık bir duaydı ve şöyle diyordu:
“Allah’ım ! İhtiyaçlarımızı bilen ve onları merhametiyle karşılayabilecek yalnızca Sensin.”
Bu dua terazinin diğer kefesindeki kilolarca eşyadan daha ağır gelmişti ve öyle görünüyordu ki,tonlarca koyulsa durum değişmeyecekti.
Bakkal teraziden aldığı eşyaları kadına utançla uzattı ve utanç içinde sessizce başını önüne eğdi.Kadın teşekkür edip dışarı çıktı.
Bakkalın ve müşterinin bir mucize diye baktığı olayın sırrı ise daha sonra anlaşıldı.Terazi ,ilahi planın bir gereği olsa gerek bozulmuştu!
alıntı