mustafa43 Admin
Mesaj Sayısı : 12855 Kayıt tarihi : 03/07/08
| Konu: Umudun Tükendiği An... Ptsi Eyl. 30 2013, 23:36 | |
| Umudun Tükendiği An...
Bir umuttur yaşamak bil Seveceksin inadına Yüreğin kan ağlasa da Güleceksin inadına
Zindanlara düşsen bile Ateşlerde sönsen bile Binlerce kez ölsen bile Doğacaksın inadına
Hayat budur, umutlar çok Ne şüphe duy, ne de kork Öyle teslim olmak da yok Yeneceksin inadına
Ahmet Selçuk İlkan
Hani an gelir ya, her şeyin bittiğini düşünürüz
dünyada yerimiz yoktur, hayatın bize gıcığı vardır tabiri yerindeyse. Yaşadıklarımızı hak etmiyoruzdur, planlarımıza, hayallerimize göre her şey çok farklı olacaktır aslında vs.
Hepimiz hayatımızın bir döneminde bu süreçlerden geçmişizdir mutlaka. Öyle ki kimimiz gitmekle kalmak arasında bocalayıp durur. Hayat o kadar zorlamıştır ki sabrımızı, artık tükendiğimizi hissederiz. Ve artık bundan sonra her şeyin böyle devam edeceğini, hiçbir şeyin düzelemeyeceğini düşünürüz; büyük bir yanılgı içinde...
Bazen çok değer verdiğimiz bir dostumuzdan büyük bir kazık yeriz, bazen iş yerimizde hak ettiğimiz noktada olmadığımızı düşünürüz ya da haksızlığa maruz kalırız. Bazen hayatımızın dönüm noktası olan ya da olduğunu düşündüğümüz konularda, olumsuz ya da olumsuz olduğunu düşündüğümüz gelişmelerle karşılaşırız. Bazen ilişkimizde vurgunlar yeriz, bazen elde etmeyi, ulaşmayı çok arzuladığımız bir amaç için çok hedef harcadığımız halde, kontrolümüzde olmayan engeller nedeniyle bir türlü ulaşamayız ona ve artık sabrımız tükenir. Ya da bizim için çok değerli biri, çok riskli bir ameliyata girecektir ve durumu çok kritiktir...
Örnekler çoğaltılabilir, kısaca, hassasiyet gösterdiğimiz herhangi konu(lar)da, beklediğimizi alamayız ve bunun sonucu büyük hayal kırıklığına uğrarız. Ya da şartlar ve mevcut durumun göstergeleri o kadar olumsuzdur ki, her şeyin yoluna gireceği inancı aklımızın ucundan geçmez. Öte yandan, bazen de hiç ummadığımız bir anda kötü bir sürprizle karşılaşırız ve bu bizi derinden yaralar. Çok sevdiğimiz, bizi hayata bağlayan birinin vefatı; mesela anne-babamız ya da eşimiz gibi
...
Böyle durumlarda ne yaparız, tabii ki, artık her şeyin bittiğini, bundan sonra iflah olmayacağımızı, hayatın anlamının kalmadığını, şu yalan dünyada durmanın bile gereksiz olduğunu düşünüp gitmeye bile yelteniriz, ya da en azından aklımızdan geçiririz. Peki acaba bu gerçekten sandığımız gibi midir, yani bundan sonra artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak, mutluluğu hak etmiyorum, yaşamanın anlamı kalmadı
vb. şeklinde zihnin yaptığı olumsuz genellemeler gerçekten doğru mudur. Yoksa o anın verdiği sıkıntı ile biraz abartıyor muyuz...
Duygusallığı bir yana bırakıp mantıklı şekilde düşünürsek, aslında hayatın sandığımız kadar acımasız olmadığını, sadece yer yer bize cilveler yaptığını görürüz. Şöyle bir düşünelim şu ana kadarki yaşamımızda hiç mi bir güzellik olmadı. Hiç mi dostumuz, dayanağımız yok ya da şu an elimizde olan şeylerin, güzelliklerin farkında mıyız. Ya da şu ana kadar işlerin ters gittiği, bundan sonra da hep ters gideceği anlamına mı gelir. İşte asıl mesele burada başlıyor, umudun tükendiği, her şeyin bittiğini sandığımız an hayata yeniden sımsıkı sarılmak ve olumsuzlukların üzerine yürümek, olup biten her şeye rağmen yeni bir başlangıç yapmaktır...
Herhangi birini düşünün, bu kişi, 21 yaşında işinde başarısız olmuş, 22 yaşındayken ilk seçimini kaybetmiş... 24 yaşındayken işinde tekrar başarısız olmuş, 26 yaşında eşini kaybetmiş, 27 yaşındayken ruhsal bunalıma girmiş, 34 yaşında kongre seçimlerini kaybetmiş, 36 yaşındayken tekrar kongre seçimini kaybetmiş, 45 yaşında senato seçimlerini kaybetmiş, bu kadarla da kalmayıp 47 yaşında başkan yardımcısı seçimlerini kazanamamış ve 49 yaşında senato seçimlerinde de başarılı olamamış. Ama en sonunda 52 yaşında ABD Başkanı seçilmiş. Herhangi biri olarak nitelendirdiğimiz bu kişi ABD Başkanı Abraham Lincolndür...
Onun yerinde başka biri olsaydı, bütün bu başarısızlıkların ve yenilgilerin ardından çoktan pes eder ve kendi kabuğuna çekilirdi. Ama o hep kaybetmesine rağmen, bir kez olsun pes etmedi. Mücadelesine hep devam etti, ideallerinden vazgeçmedi. O, bu olayları başarısızlık olarak değerlendirseydi sizce başarılı olabilir miydi? Ama böyle değerlendirmedi, umudunu hiç yitirmedi ve sonunda başardı...
Belki de başımıza gelen o olumsuzluk, hayatımızın geri kalan kısmında karşımıza ummadığımız güzelliklerin, fırsatların çıkmasına vesile olacaktır. Belki de sandığımız kadar kötü değildir gelişmeler. Sadece bakmayı bilmiyoruzdur, belki de hayat o kadar acımasız değildir, ha ne dersiniz. Böyle durumlarda yapmamız gereken, yaşadığımız olaydan tecrübe edinip, ondaki güzel yönleri görmeye çalışıp kendi kendimizi motive etmektir. Unutmayın; esas olarak bize, bizden başka kimse yardım edemez çünkü zihnimizin kontrolü bize aittir...
Bir kez olsun çevir yüzün bak şu toprağa Her gün bir çiçek açıyor diyor merhaba Bütün geceler mecbur varır sabaha Umudun kaybedip pes etmek olmaz...
Kıraç'ın zaman şarkısından...
Her doğan gün, yeni umutlara gebedir, umudunuzu yitirmemeniz dileğiyle...
Selam Sevgi ve Dua ile... | |
|
MaVi_GüL Admin
Mesaj Sayısı : 16821 Kayıt tarihi : 03/07/08
| Konu: Geri: Umudun Tükendiği An... Salı Ekim 01 2013, 01:27 | |
| | |
|